Ne yapacağımı bilemez bir şekilde Demir'in büyükannesine bakarken yavaş adımlarla yanına gidip en güzel gülümsemelerimden birini takınarak "Hoş geldiniz." dediğimde kadın bana sarıldı.
"Hoş bulduk canım, Demir uyanmadı mı daha?"
"Demir mi? Hemen çağırıyorum." dediğim sırada Demir aşağı inince yaşlı kadın gülümsedi. Torununu görünce hep böyle gözlerinin içi gülüyordu nedense. Demir büyükannesine sarılırken onların ne kadar da tatlı olduğunu düşünmeden edemedim. Bir banaydı bu adamın sevgisizliği zaten. Yoksa sevme yeteneği gayet de vardı.
"Hoş geldin bu saatte hangi rüzgar attı seni?" diye sorduğunda yaşlı kadının yüzü düştü.
"Sizin yüzünüzden geldim." Kadına bakakalmıştım. Biz ne yapmıştık ki? "O haber de neydi öyle?" dediğinde ikimiz de bir süre ona baktık.
Sonunda Demir "Sadece bir şeyler içecektim, kadın ahtapot gibi yapıştı." diye açıklama yaptı. Ona inanıp inanmadığımı bilmiyordum.
Babaannesi ona gözlerini dikip baktıktan sonra başını salladı. İnanmıştı. "Neden geldiğinde karına günaydın öpücüğü vermiyorsun sen?" diye azarladığında gözlerimi açıp kadına bakakalmıştım. Demir ise yanıma gelip yanağıma öpücük kondurduğunda ona olan hislerimin bu kadar kuvvetli olmasından bir kere daha nefret ettim.
Hepimiz kahvaltı masasına oturduğumuzda tedirgindim. Yaşlı kadın her şey normalmiş gibi yemek yerken Demir ile göz göze geldik. Birkaç şey atıştırdıktan sonra Münevver babaanne "Bugün ne yapıyoruz?" diye sordu.
Demir bana bir süre baktıktan sonra "Ne yapalım?" diye sordu. Sanki dün kavga eden biz değilmişiz gibi rol yapmak zorunda olmak çok zordu. Ama rol yapmak zorundaydık işte.
"Benim ders çalışmam gerekiyor aslında. Siz babaanne torun güzel vakit geçirirsiniz bence." diye başımdan atmak istedim. Benim için en hayırlısı buydu.
Demir bana baktığında söylediklerime üzüldü mü anlamıyordum. Belki de onaylamıyordu sadece. Münevver babaanne bana bakıp "Sonra çalışabilirsin bence." dediğinde bir şey diyemedim.
"Pekala."
Yaşlı kadın zafer kazanmış bir eda ile bana bakıyordu.
"Çiftlik evine gidelim mi?" diye sorduğunda Demir bana baktı. Bakışlarının içimi nasıl delip geçtiğini bilse yine de böyle bakar mıydı acaba?
"Sen ne dersin?" diye sorduğunda başımı salladım.
"Kalacak mıyız?"
Yaşlı kadın "Tabi ki, zaten oradaki huzuru hissettiğinde sen kalmak isteyeceksin." dedi. Başımı salladım uslu bir çocuk gibi. Ders kitaplarımı getirebilirdim en azından.
Kahvaltı bittiğinde "Eşyalarımı alayım." diyerek masadan kalkmıştım ki Münevver babaanne bana onaylamayan bir bakış attı. Demir'e yardım isteyen bakışlarla bakıyordum.
"Orada senin eşyaların var zaten." diye mırıldandı.
Bunu bana daha önce söyleseydi ya da daha önce oraya gitmiş olsaydım bilirdim. Beni utandırmasının bir anlamı yoktu. "Kitaplarımı alayım o zaman." diyerek hemen masadan kalktım. Onların ne diyeceği ya da nasıl bakacağını umursamak istemiyordum. Aceleyle kitaplarımı, kalemlerimi çantama koyduktan sonra aşağı indim. Onlar da beni bekliyorlardı. Demir "Tamam mı gidelim mi?" diye sorduğunda başımı salladım. Bugün başımı çok fazla sallıyordum nedense.
Arabaya binerken Münevver babaanneye "Öne binmek ister misiniz?" diye sordum.
"Orası daha rahat ama arkada otursam iyi olacak." diyerek arka koltuğa yöneldi. Demir ise bana kızmıştı, görebiliyordum. Evet ondan kaçıyordum. Ne yapabilirdim ki başka? Yakın olduğumuz her an her dakika canım daha fazla yanıyordu. Ve ben bir türlü buna engel olamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-
RomanceHerkesin bir hayali olduğu gibi onun da bir hayali vardı. Aşık olduğu ünlüyle tanışmak... Ve kader onları tanıştırdıktan bir süre sonra nikah masasına oturmalarını sağlayacaktı. Ocak 2015te yayınlanmaya başlamıştır. 4.11.2016 itibariyle GİZLİ CE...