22. İyi yolculuklar sevgili

8.4K 516 17
                                    

Foto:Hayal 

Odama gittiğimde sinirle bir süre odada dolanıp durdum. Demir'in her canı sıkıldığında bir şeyler söyleyip hayatımı alt üst etmesine izin vermemem gerekiyordu ama veriyordum. Bugün bana tişört getirdiğinde havalarda uçarak geçirmiştim tüm günümü ama az önce söylediği sözler bütün o mutluluğumu yerle bir etmişti. Kendime bir yol bulmak zorundaydım. Onun bana yaptıklarına karşı kendimi korumak zorundaydım çünkü.

Aylar önce onu sevmek benim için bir terapi gibiydi. Onu ekranda gördüğümde bütün dertlerim hafiflemiş gibi hissederdim. Şimdi ise ona baktığımda sadece mutsuz olduğumu hissediyordum. Hayallerimdeki adam o muydu gerçekten? Bu kadar mı büyütmüştüm aklımda, kalbimde? Belki de bir hayali yaşamak istemiştim. Çünkü o zamanlar onunla tanışmak gibi bir düşüncem yoktu. Uzaktan sevmenin hiçbir zararı yoktu. O başkasıyla olduğunda aldatılmış olmuyordun ya da yaptığı bir şeyde üzülmüyordun. Onun hayatının bir parçası olmuyordun çünkü.

Bir süre masamda boş boş oturduktan sonra bilgisayarımı açtım. Ekrana boş boş ne yazacağımı düşünerek baktım. İçimden hiçbir şey yazmak gelmiyordu. O sırada alışkanlık olduğu için Demir'in şarkılarından birini açtım ve parmaklarım klavyenin üzerinde dans etmeye başladılar. Bu kadar hayatıma işlemek zorunda mıydın Demir? Ben senden ayrıldığımda nasıl dinleyecektim bu şarkıları? Her duyduğumda kaçıp gitmek istemeyecek miydim?

Yazmaktan yorulduğumda birkaç saatin geçmiş olduğunu fark edince şaşırmadan edemedim. O sırada kapı açılıp Oya içeri girince gülümsedim. "Demir Bey sizi yemeğe bekliyor Hayal Hanım." Bir an onun resmi konuşması beni rahatsız etti. Gülümsemeye çalışarak "Benimle resmi konuşmasanız olmaz mı? Yaş olarak sizden küçüğüm bildiğim kadarıyla ve bu beni rahatsız ediyor."

Oya bir an şaşkın şaşkın baktıktan sonra başını salladı. "O zaman siz de bana Oya Abla diyebilirsiniz." dediğinde gülümsedim.

"Tamam, Oya Abla. Bugün yemeğimi biraz geç ve odamda yesem olur mu? Ders çalışmam gerekiyor." Oya Abla bir süre bana baktıktan sonra başını sallayarak odadan ayrıldı. O odadan çıktığında masadan kalkıp bir süre odada dolandım. Boynum tutulmuştu. Demir'i görmek bile istemeyeceğimi birkaç ay önce söyleseler sanırım güler geçerdim. Şimdi ise ondan kaçıyordum. O yokmuş gibi yapmak çok zor geliyordu ama yapmak zorundaydım. Alışmak zorundaydım.

Masama geri oturmuştum ki Demir odaya girince şaşkın şaşkın bir süre ona baktım. Onun bu saatte benim odamda ne işi olabilirdi ki? "Evet." dediğimde göz göze gelmiştik.

"Bir yemek için zaman ayırabileceğini düşünmüştüm."

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Her şeyi düşünüyordu zaten. Benim dışımda her şeyi. "Ayıramayacağımı Oya Hanıma söylediğimi sanıyordum." 

Bir süre sanki ne diyeceğini bilemedi. Durakladıktan sonra iç geçirdi. Bu adam ciddi ciddi karşımda durmuş benim yemeğe gelmem konusunda mı tartışıyordu benimle? Yoksa benim hayal gücüm nirvanaya mı ulaşmıştı?

"Beni böyle cezalandırmaya mı çalışıyorsun?"

Rüya görüp görmediğimi bir an gerçekten düşündüm. "Bunun senin için ceza değil ödül olduğunu düşünüyordum." derken ona bakamadım. Onun yüz ifadesini göremiyordum ama sesli bir şekilde iç geçirdiğini duydum.

"Benim hakkımdaki ön yargılarını hiçbir zaman silemeyeceksin değil mi?" 

Başımı kaldırıp ona baktım. "Buna gerek olduğunu sanmıyorum Demir. Ben de sana bunu söyleyecektim. Ayrılacağımız kesin zamanı belirleyelim artık. O zaman ikimiz için de kaç gün kaldığını sayarak dayanmak daha kolay olacaktır."

En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin