Foto:Hayal
Lanet olsun bu adamın ne işi vardı burada? Dün gece olanlardan sonra ne hakla buraya geliyordu? Deli miydi bu adam? Kafasından aşağı su boşaltmıştı bu adamın ve adam sonraki gün karşısına dikiliyordu? Bu ne arsızlıktı böyle? Anlamsızca baktı bir süre adama. Etrafta insanlar olduğu için bir şey de diyemedi. Yoksa ona bir güzel cevap verirdi ama terbiyesi insanların içinde müsaade etmiyordu. En sonunda adamın elindeki kitaba bakarak "Kitabınızı imzalayayım." dedi hiçbir şey olmamış gibi.
Adam sanki kitabı uzatırken alay ediyordu onunla... Adamın üstüne atlayıp yüzünü tırmıklamak geliyordu içinden ama... Sanki o demişti ona gel de kitabını imzalat diye. 'Neden geldin, neden bana böyle davranıyorsun? Yine sarhoş olsa gerek. Yoksa sağlam kafayla burada bu şekilde olması imkansız.' diye geçirdi içinden. "Ne yazmamı istersiniz?" diye sordu kibar olmaya çalışarak.
"Bu akşam yemeğe gidelim mi?" dediğinde adamın bunu nasıl ve ne hakla söylediğine inanamıyordu. Bu adamın dengesizliğini belgelemek gerekti ki başkasının başına bir iş açmasındı. Adamın başlattığı oyuna devam edip kitabı onun cümlesi gibi imzalayıp adama uzattı. Adam kitabın ön sayfasını açıp okudu. "Bu akşam yemeğe gidelim mi?" Sonra düşünür gibi yaptı. "Az önce benim sözlü soruma karşılık vermedin ama bana yazıyla yemeğe gidelim mi yazmışsın." dedi alay ederek. Ne saçmalıyordu bu adam böyle? Umursamaz bir şekilde omuz silkti. "Olur, gidelim." dediğinde ağzı açık kalakaldı. Şimdi bu adamı yemeğe mi davet etmişti? Lanet olsun, bu neden aklına gelmemişti ki sanki.
Etrafta medyadan insanlar merakla onları çekiyordu. Lanet girsin. Tüm bunlar planlanmıştı. Bu adam kasti olarak emrivaki yapıyordu şu an ve resmen oyuna getirilmişti. Çaresiz bir şekilde Emre'ye baktı. Onun da aklına bir şey gelmediği apaçık ortadaydı. Madem oyuna düşmüştü bunu kullanmak zorundaydı. "Evet, burada benden iyi bir şekilde özür dileyemezsiniz diye düşündüm. Yemekte daha ikna edici olabilirsiniz." dediğinde adamın bozulan suratını görmek bin zafere bedeldi. Kiminle oyun oynadığını bilecekti. Bilecekti ki bir daha bu cesareti bulamasın.
***
Ömür fikrini söylediğinde şaka yapıyor sanmıştı ama değildi. Lanet olsun ona nasıl bu şansı sunmuştu? Kedinin fareyle oynadığı gibi oynayacaktı şimdi onunla. Ömür eline zorla kıyafetleri tutuşturduğunda geri dönmek için şansı olmadığını biliyordu ama yine de şansını denemek adına "Ömür o kız dün kafamdan aşağı su boşalttı biliyorsun,değil mi?" diye sorduğunda Ömür başıyla onayladı. Ve içten içe bu durumdan zevk alıyormuş gibi görünüyordu.
"Biliyorum ve sen dün geceden beri ayık kafayla geziyorsun. Bu kız benim doğacak çocuklarımın tek şansı, oyalanma da giyin." dediğinde Ömür'deki katır inadını bir kere daha görmüş oldu. Bir dakika ne demişti bu adam? "Doğacak çocuk mu dedin sen?" dedi heyecanla.
Ömür gülümseyerek arkadaşına baktı. "Eee ayık olmanın şerefine sana mutlu haberi verebilirim. Güneş iki aylık hamile." dediğinde sevinçle Ömür'e sarıldı. Bir bebek her şeyi daha güzel yapacaktı. "Amca oluyorum. Erkek olursa onu ben gezdireceğim. Kız tavlamayı ben öğreteceğim." dediğinde Ömür'ün onaylamayan bakışını görünce kahkaha attı. "Pekala senin gibi uslu bir çocuk olması daha iyi." dedi. İçinden de erkek olursa yine de bunları öğreteceğini düşünüyordu. Ömür "Demir aslında annen seninle konuşmak istediğini söyledi dün." dediğinde ortamda gergin bir sessizlik oldu. Demir kıyafetlerini göstererek "Giyip geliyorum." dedi. Duymazdan gelmişti. Son birkaç yılda o kadının bahsi geçtiği her seferde yaptığı gibi. O kadın görmek istediği son kişi bile değildi.
Odasına gittiğinde sinirle kıyafetleri yatağa fırlattı. O kadının onu görmek istemesi kadar saçma bir şey düşünemiyordu. Gözünün önüne annesinin onları terk ederkenki hali geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-
RomanceHerkesin bir hayali olduğu gibi onun da bir hayali vardı. Aşık olduğu ünlüyle tanışmak... Ve kader onları tanıştırdıktan bir süre sonra nikah masasına oturmalarını sağlayacaktı. Ocak 2015te yayınlanmaya başlamıştır. 4.11.2016 itibariyle GİZLİ CE...