Hayal
Demir Ömür'e ilgiyle bakarken, sanki onun ruhunu okuyormuş gibi hissettirmişti bir an. Belki de yapıyordu, sonuçta onlar çok yakın arkadaşlardı. Demir ve Ömür giderken Demir eliyle işaret edince başımı salladım. Ah Demir, ilgi göstermediğin tek kişi benim değil mi? Bunu düşününce gitmek konusunda doğru karar verdiğimi anlıyordum. Ondan ne kadar uzak olursam canım o kadar az yanacaktı. Sonrasında da boşanacaktık. Bir yüzük daha kayacaktı çöp kutusuna.
Parmağımdaki yüzüğe dikkatle bakınca çok zarif olduğunu görüyordum. Küçük bir servet değerinde olduğu belliydi. Demir'in değer vermediği bir kadına böyle bir şey alması parasını çok da iyi kullanmadığı izlenimi vermişti nedense. Eve gittiğimizde geri verecektim. O yüzden yüzüğümü sevmeye başlamasam iyi olurdu. Demir'e dair, onun elinin değdiği her şeyden uzak kalmalıydım. Her şey beynimde bitmişti. Sıra kalbimdeydi.
Güneş'i beklerken Ömür'ün neden doğum odasına girmediğini düşündüm. Büyük ihtimalle Güneş onun vereceği tepkilerin belirsizliği yüzünden böyle istemişti. Ömür dışarda bile o kadar heyecanlıyken Güneş çığlık atarken kim bilir nasıl olurdu? Ve elinden bir şey gelmediği düşüncesi onu deli edebilirdi.
Elim istemsizce karnıma gittiğinde asla bir bebek sahibi olamayacağımı düşünmeden edemedim. Kader bana sevdiğim adamla tanışıp evlenme şansını vermişti, bunu inkar etmiyordum. Daha fazlasına kredim yetmemişti demek ki. Hakkımı çok düşüncesizce kullanmıştım. Demir'in beni sevmediğini anladığım zamana göre daha iyi hissediyorum. İyileşiyorum. Daha da iyi olacaktım ama bir daha birini sevebilir miydim, bunu bilmiyorum işte. Tüm hayallerimi bir adama sığdırmak gibi büyük bir aptallık yapmıştım, kabul ediyorum.
Bir insan tüm kalbiyle sevdiği bir adamı nasıl hayatından söküp atabilir ki? Yıllardır kalbine işlemiş bir adamı... Ailem bu dünyadan gidince sesine tutunduğum adamı atarsam yok olurdum. O yüzden birkaç gün önce Demir'i hayatımdan söküp atamayacağım konusunda emin olmuştum. Zaten kalbimdeki o minicik heyecanın gitmesini istemiyordum.Onu gördüğümde kalbimin çocuklar gibi zıplaması son zamanlarda yaşadığım en güzel, en masum şeydi. Neden ondan kurtulmak isteyeyim ki?
Demir'e zarar vermeden yaşayacaktım hayatımı. O olmadan yapabilirim. Yapmak zorundayım. İç geçirdiğim sırada Demir ve Ömür koridorda belirdiler. Onun bana doğru gelişini izlerken sanki o yaklaştıkça kalbimin daha da hızlandığını hissediyordum. Kalbim yıllar sonra böyle bir şeyle tanışmışken onu bastırmaya çalışmak istemiyordum.
Bir süre sessizce koridorda bekledik. Doktor odadan çıkınca Ömür neredeyse koşarak adamın yanına ilerledi. Biraz sonra da Güneş ve bebeğin odaya alındığı söylendi. Ömür heyecanla odaya giderken Demir de peşinden gidiyordu ki ona yetişip kolundan tuttum yavaşça. Demir bana dikkatle baktı. "Bir sorun mu var?" dedi onu tuttuğum elime bakarak.
Elimi hızla çekip "Bir şey yok, sadece... biraz yalnız kalmaları doğru olur diye düşündüm." diye açıkladım.
Bir süre bana baktı. O bana bakarken kızardığıma emindim. Kendime sinir olarak arkamı döndüm. Ellerimi yanaklarıma koyduğumda çok sıcaktı. Evet, gitmem gerçekten de çok iyi olurdu. Yoksa bana bakarken bile dengemi bozan bir adamla ne yapacaktım? Adama bakarken bile yanaklarım alev alıyordu.
Bir süre sonra kendime gelip ona döndüğümde gülümsemeye çalıştım. "Sanırım yeterli zaman olmuştur, hadi sen de gör bebeği."
Kaşlarını kaldırıp ilgiyle bana baktı. "Sen gelmeyecek misin?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım olumsuzca.
"Ben senin gerçekten eşin değilim, bu doğru olmaz."
Elimi birden tuttuğunda şaşkınlıkla ona bakıyordum. "Güneş seni de görmek isteyecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-
Roman d'amourHerkesin bir hayali olduğu gibi onun da bir hayali vardı. Aşık olduğu ünlüyle tanışmak... Ve kader onları tanıştırdıktan bir süre sonra nikah masasına oturmalarını sağlayacaktı. Ocak 2015te yayınlanmaya başlamıştır. 4.11.2016 itibariyle GİZLİ CE...