21.Kalbin Kapıları

8.5K 499 15
                                    

Foto:Hayal

Evet annemin hataları ve hiçbir zaman kabullenemediğim üvey kardeşim de hayatıma dahil olduğuna göre gelsin sinir dolu günler. Annemin hatalarını ona yaşatmak mı? Yüzümde alaycı bir ifadeyle ona baktım. "Benim annem yok, dolayısıyla sen de yoksun." Benim için yıllar önce ölmüştü o kadın. Onu gördüğümde boşluktan başka bir şey hissetmiyordum artık.

Küçük yumruklarını sıkmış sinirle bana bakıyordu. "Sen ne dersen de ne yaparsan yap senin kardeşinim. Bir gün büyükannemize bir şey olursa geleceğin kişi ben olmalıyım."

Kaşlarımı kaldırmış gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Neden sana gelecekmişim?" 

Bana yaklaşarak "Hayal ile olanların farkındayım ve Ömür'den başka arkadaşın olmadığını da biliyorum. Neden yalnız kalmak için bu kadar ısrar ediyorsun ki? Ben de yeterince yalnızım. Neden birbirimize destek olmuyoruz?" 

Mantıklı bir şeyler söylediğini görüyordum ama yapacağım bir şey yoktu. Omuz silkip "Kendine arkadaş edin, annen ve baban da sana yalnız olmadığını hatırlatıyordur." diyerek birkaç adım atmıştım ki arkamdan seslendi.

"Ne düşündüğün ne istediğin umrumda bile değil. Hayal ile tanışacağım."

Hızla arkamı dönmüştüm ki ortalıkta yoktu. Lanet olsun bir sen eksiktin zaten. Hayatıma dahil olan her yeni kişi sınırlarımı daha da zorluyor ve ben kendimi yapmayacağım şeyler yaparken buluyordum. Tıpkı Hayal için dakikalar içinde burada oluşum gibi. Başka bir kadın arayıp benden bir şey istese kaçacak yer ararken o aradığında kendimi onun yanında buluvermiştim.

Arabaya giderken o kızın söyledikleri beynime işliyordu resmen. Hayal ile aram kötüydü ve görünüşe göre onun için savaşmaya hazır bir adam vardı. Bu şartlar altında zaten beni affetmesi mümkün değildi. Ömür ise hep karısıyla birlikte takılıyordu. Annem ve babam desen onları görmek bile istemiyordum. Babam annem yıllar önce evi terk ettiğinde adeta delirmişti. O olmadan bir şeyler yapamayacağına inanacak kadar aciz durumdaydı. Öyle ki kaçtığı adam annem hamile kalınca onu terk etmiş ve annem evine geri dönmüştü. Annem iki gözü iki çeşme eve geldiğinde babam gururunu hiçe sayarak onu affetmiş, üstüne üstlük o çocuğu kendi nüfusuna almış, kendi çocuğuymuş gibi sahiplenmişti. O zamanlar 10 yaşındaydım ve tüm bunları kaldırmak istemiyordum.

Annem eve babam tarafından kabul edildiği günden itibaren onunla hiç konuşmamış babamla da aram açılmıştı. Büyükannemi çıkış yolu gibi görerek ona sığınmıştım. O hayatımın kalan bölümünde her türlü şeyde yanımda olmuş bana destek olmuştu. Ve asla annem gibi ihanet etmemişti. Kadınlara güvenmeme huyum da sanırım annemin eseriydi. Her kadın bir gün gitmek isteyecekti nasılsa. O yüzden onlara bağlanmanın anlamı yoktu. Gelip geçmesine izin vermek yeterliydi.

Büyükannem de olmasa gerçekten yalnız kalacaktım sanırım. Kabul etmek istemesem de doğru söylüyordu. Arabaya bindiğimde bir süre öylece oturdum. Büyükannem Hayalle evlenmemi yalnız kalacağım korkusuyla mı istemişti? İşte bunu öğrenmenin zamanı gelmişti. Neden o kadar kız varken Hayal'i seçmişti? Ve büyükannem bir konuda asla yanılmazdı. Eğer onu seçmesinde bir neden varsa tabi.

Hayal

Koşa koşa derse giderken Demir'i düşünmeden edemiyordum. Bu kadar kısa zamanda iş yerinden çıkıp bana uyduruk da olsa bir tişört satın alıp getirmesi gerçekten çok güzeldi. Dersliğe girdiğimde hoca daha derse başlamamıştı. Boş bulduğum bir yere oturduğumda yanımdaki kız bana gülümseyerek "Bugün moda kraliçesi gibi görünmüyorsun." dedi biraz alaylı bir şekilde. Ama bakışları o kadar içtendi ki kötü bir niyeti olmadı açıkça belli oluyordu.

En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin