Berk Yağızoğlu Hamlesi🍂

706 42 180
                                    

1x22

-1 AY SONRA (26 KASIM SAAT; 15:00)

''Üç gün oldu koskoca üç gün!'' dedi Berk bahçe de oradan oraya yürürken. Nora ve Çağrı ise sandalyede oturmuş dizlerini kendilerine çekmiş düşünüyorlardı '' Ayrılmaları üzerinden sadece üç gün geçti ama.. Ege sanki yıllardır ayrılarmış gibi davranıyor..''

''Korkutuyor beni..'' dedi Çağrı huzursuzca '' Yani.. tamam ayrılık acısı çekiyor anlıyorum ama.. sanki kendini öldürmeye çalışıyor gibi. Odanın perdelerini açtırmıyor, yatağında yatmak yerine yerde oturuyor, yemek yemiyor. Bir doktora mı göstersek?''

''Siz.. gerçekten Zeyno'nun Ali için Ege'yi terk ettiğine inanıyor musunuz?'' diye sordu Nora huzursuzca, şüpheyle '' Yok abi düşünüyorum düşünüyorum almıyor benim kafam! Zeyno'nun Ege'ye olan hislerinden eminim ben kefilim ben ona! Ali için Ege'yi terk etmiş olacağına inanmıyorum..''

''Tamam da o zaman doğum günün de neden çocuğu terk etti?'' diye sordu Berk turlamayı bırakırken. '' Her şey güzel başlamıştı sürprizi beğenmişti, beş dakika öncesi öpüşüyorlardı ya! Beş dakika içinde ne olmuş olabilir?''

''Bu konuda bir fikrim var..'' sesini duymalarıyla üç çift göz de sesin sahibine döndü. Hazal bahçeye çıkarken mahcup bakışlarını da onlardan kaçırmamaya çalışıyordu '' Ege'nin.. Vefa'yı öldürdüğünü sakladığınızı öğrenmiş olabilir..''

🍂🍂

-1 AY ÖNCESİ-

-ZEYNO-

Mutluydum. Heyecanlıydım. Sanki beş yaşında ki bir çocuğun parka giderken duyduğu heyecan vardı yüreğimde. Doğum günün de alınacağı söylenen bisikleti bir yıl boyunca bekleyip de sonunda kavuşan bir çocuğun mutluluğu vardı kalbimde. Korkuyor muydum? Tabii ki de. Hala korku var bedenimde. Hala bilmediğim bir suya atlamanın çekingenliği vardı üzerimde. Ama.. o korkuyu yenebilirdim buna gücüm vardı buna gücümüz vardı..

''İlk dersi kaçırdık..'' dedi Ege sırıtarak bana bakarken. Havuzun dibinde nefesimizi tutabildiğimiz kadar- ki ikimizin de iyi birer yüzücü olduğunu hatırlatmama gerek var mı bilemedim- öpüşmüştük. Şimdi ise havuzun içinde duruyorduk '' İkinci ders Kimya geç kalmak istemeyiz..''

''Çok bayılırsın ya Kimya dersineee'' dedim alayla gülerek. Ege'nin elleri hala belimdeydi, suyun yüzeyinde tutuyordu beni '' En son dersin de horul horul uyuyorsun diye dersten atılmıştın hatırlatırım..''

''Oo daha o zamanlardan dikkat edilmiş banaaa ben ta ben baştan göz radarına girmişim desene..''

''Sevgili olmamız hala seni dövmeyeceğim anlamına gelmiyor!'' dedim ona parmağımı sallarken. Ancak.. bu zamana kadar hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Parmağımı ısırdı. Ben kocaman olmuş gözlerimle açık kalan ağzımla Ege'ye bakarken o ise öyle bir derin nefes verdi ki.. sanki dünyada ki en büyük hayalini başarmıştı. '' Sen.. manyak mısın be?''

''Ne zamandır bunu yapmayı bekliyorum biliyor musun sen küçük hanım?'' dedi kıkırdarken. Evet yalancı sevgililiğimiz gerçeğe dönmüştü ama sonuç olarak hala ben bendim. Ve hala Ege'ye söylediklerimin arkasındaydım. O bana bir kez bir şey yaparsa ben ona beş yapacaktım. Ama şimdi değil. '' Ayrıca Kimyayı seviyorum ama senin bozduğum kimyanı..'' dedi göz kırparak. Onun gülüşü karşısında benim de gülmekten başka çarem kalmamıştı.

Bir Tek Ben Anlarım 🍂🍂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin