ÜÇ SAAT ÖNCE - FLORANSA
"Seninle böyle vakit geçirmeyi çok seviyorum anne!" dedi Tammy neşeli bir sesle. Parlak mavi gözleri genç kadının üzerindeydi. Elindeki dondurmayı keyifle yalıyordu, bir elinde ise az önceki butikten aldığı elbisenin olduğu poşeti çok değerli bir tutarmış gibi sıkı sıkıya tutuyordu. Gözlerini devirdi. "İyi ki bu alışverişe babamla gelmemişiz! Yoksa dans gecesi için hiçbir elbise alamadan geri dönerdim!"
Merve bir kahkaha attı. Kuzeninin doğum günü için birkaç gün önce İtalya'ya gelmişlerdi ve Tommy'nin Antonio ile işleri olduğu için biraz daha kalmak zorunda kalmışlardı. Ailesinin geçirdiği zor zamanların ardından dostları ve ailesiye bir arada olmak ona kendisini gerçekten çok iyi hissettirmişti.
Ray'in vurulması ve ardından geçen süreç çok zordu. Şükürler olsun ki Ray hiçbir problem olmadan gözlerini açmıştı. Merve, Anna'nın ameliyathanenin önünde beklerkenki çığlıklarını ve yakarışlarını sanırım hayatı boyunca unutamayacaktı. Şimdi bile hatırına geldiğinde tüyleri ürperiyordu. Ray birkaç gün önce fizik tedavisini tamamlamıştı, eski sağlığına yavaş yavaş geri dönüyordu. Organlarına yakın yerlere yediği üç kurşun bile o koca devden mizah yeteneğini çekip alamamıştı. Gözlerini açıp biraz kendine geldikten ve histerik bir şekilde ağlamaya devam eden karısını azıcık sakinleştirebildikten sonra, suratında Ray'e ait özel bir sırıtmayla, bitap haldeki Tommy'ye bakmış ve, "Şimdi bir zamı hak ettim değil mi?" diye sormuştu.
Ray'in keyfi her zamanki gibi yerindeydi ancak Merve ne yazık ki kocası için aynı şeyi söyleyemiyordu.
Tommy o günden beri çıldırmış gibiydi. Uyumuyordu, hiç durmadan o baskını düzenleyen kişiyi arıyordu. Yansıtmamaya çalışıyordu ancak Merve o adamı avucunun içi gibi iyi biliyordu. İçinde bastırmaya çalıştığı ancak beceremediği inanılmaz bir öfke ve suçluluk vardı.
Kabusları yine başlamıştı. Söylemiyordu ama genç kadın biliyordu. Merve gecenin bir körü uyanıyor ve Tommy'yi yatak odalarında, ayakta durmuş, boş gözlerle camdan dışarı bakarken buluyordu. Merve her defasında onu sakinleştirip yatağa geri sokmak zorunda kalıyordu. Sabah olduğunda, çocukların yanında çok neşeli davranıyor, kafasında dönen binbir kargaşaya rağmen hala mükemmel bir baba olmayı başarıyordu ama yine de... Merve onun mavilerine düşen gölgeyi, teninin altında alev gibi yanan acıyı hissedebiliyor ve hiçbir şey yapamıyor olmak kadını mahvediyordu. Eğer Tommy'nin içindeki acıyı emerek kendisine çekebilecek olsa bir saniye dahi düşünmez, yapardı bunu. Fakat kocası sadece acı çekmiyordu.
Yas tutuyordu.
Kardeşi için.
Lorenzo'yu deliler gibi özlediğini ve ona söylediği her kelime için ne kadar acı çektiğini, çocuklarından birisi her Lorenzo amcalarından bahsettiğinde acıyla kısılan gözlerinden anlayabiliyordu. Beyninde Lorenzo'yu hayatından çıkararak ailesi için doğru olanı yaptığını düşünüyordu ancak kalbi bu acımasız yanlışlığın farkındaydı.
Merve bir süreliğine onu kendi haline bırakmaya karar vermişti çünkü Tommy acı çektiğinde yaralı bir yırtıcı hayvana dönüşebiliyordu. Bir şeyleri iyileştirmek isterken daha kötü bir hale getirmekten korkuyordu kadın. Umuyordu ki bu kısa İtalya tatili onlara iyi gelecekti.
Merve düşüncelerinden sıyrılıp hala babası ve onun moda anlayışı hakkında söylenen kızına dönüp, "Babana haksızlık etme tatlım." dedi alaylı bir sesle. "Gayet iyi bir moda anlayışı var onun..." Çalan telefonunun sesiyle elini çantasına attı. Arayan numara tanıdık değildi, yine de hastalarından biri olabilir diye düşünerek cevapladı. "Alo?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)
Romance23 yaşındaki Joenne Amy Jones için hayat hiçbir zaman kolay olmamıştır. Kendini öldüren alkolik babasının borçlarını ödemek, hasta annesine bakmak ve küçük kardeşinin problemleriyle ilgilenmekten, kendine bir hayat kurmaya hiç vakti olmamıştır. Ve ş...