KASIM
"Tanrım." Homurdanma sesi duydum. "Bu da ne böyle? Bilmeden bir ahıra mı geldim?"
Ayak sesleri duyduğumda umursamadan elimdeki şişeyi kaldırdım ve kafama dikledim. Kaşlarımı çatarak şişenin boş olduğunu fark ettim ve bir küfür mırıldanarak boş şişeyi bir kenara fırlattım ve gelene bağırdım, "Hey! Gelirken mutfaktan bir şişe viski getir!"
Ayak sesleri tam önümde durdu ve kafamı kaldırdığımda karşımda duran kişinin Fabio olduğunu gördüm. Gözlerim boş ellerine değdi. İçimi çekip, "Sadece lanet olası bir şişe istedim." diye homurdandım.
"Bence yeterince şişe içmişsin dostum."
Ses Fabio'dan gelmemişti. İnleyerek gözlerimi kapattım. Harika. Luciano da buradaydı. Yaşasın.
Homurdanma ve hırlama arası bir sesle, "Gözlem yeteneğin mükemmel." dedim.
"Kendine acıma partine bizi davet etmedin mi?" Riccardo. Kahrolası bir ev partisi veriyordum da bir tek benim mi haberim yoktu? Gözlerimi açıp sinirle ayakta durmuş, bana bakan üç adama diktim gözlerimi. "Bu kadar mısınız? Başka gelecek var mı?"
Riccardo rahatça karşımdaki tek kişilik koltuğa attı kendini. "Hayır." dedi normal bir sesle. "Etrafa biraz sorduk ama herkes senin zavallı halinle muhattap olmak istemediklerini söylediler."
Ona gözlerimi dikip baktım. "Seni gebertirim."
Utanmazca sırıttı. "Önce ayağa kalkıp dik durmayı denemeye ne dersin?"
Tam ağzımı öfkeyle açmıştım ki Fabio, "Yeter." diyerek elini kaldırdı. Yeşil gözlerini üzerime dikti. "Üç haftadır evden dışarı çıkmıyorsun."
Arkama yaslanıp omuzlarımı silktim. "Dışarıda ilgimi çeken hiçbir şey yok çünkü." Ona yalandan tatlı bir sırıtmayla baktım. "Ah, mesajlarınıza ve aramalarınıza geri dönmemem yeterince anlaşılır olmadıysa söyleyeyim; sizin de suratınızı görmek istemiyorum." Elimi havaya kaldırıp onları kış kışladım. "Yani, rica etsem siktirip gider misiniz? Gitmeden önce bana bir şişe alkol getirebilirseniz mutlu olurum."
Önümdeki masaya eğilip bir izmarit kağıdı aldım ve kenardaki otu tam kağıdın içine yerleştirecekken Fabio elini uzatıp ortalığı saçtı ve otlarımın hepsinin yere dökülmesini sağladı.
Ona kafamı kaldırıp ölümcül gözlerle baktım. Luciano bir kral gibi rahatça, bacak bacak üstüne atarak oturduğu koltuktan, "Bu senin için bile fazla zavallıca bir görüntü, Lorenzo." diye belirtti.
Ters bakışlarımı ona yönelttim. "Görmek istemiyorsan evimden siktir olup gidebilirsin."
Riccardo alayla, "Tanrım." diye mırıldandı. "Eğer zavallı kıza da bu şekilde davrandıysan, Joenne'in neden senden uzaklaşmak istediğini anlıyorum."
Bir anda, alkol dolu vücudumu şaşırtan bir hızla ayağa kalktım ve üç büyük adımda Riccardo'nun dibinde bittim. Boğazına yapışarak, ona hırladım. "Bir daha sakın ondan bahsetme."
Riccardo, tehlikenin farkında olmayan ya da kısaca umursamayan bir manyak olarak, sırıttı. "Ah? Şimdi de ondan bahsetmem mi yasak?" Pis pis güldü. "Değerli karıcığının nerede olduğunu bilen tek kişinin ben olduğumu düşünürsek, ellerini üzerimden çekmeni rica edeceğim Romano."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)
Romance23 yaşındaki Joenne Amy Jones için hayat hiçbir zaman kolay olmamıştır. Kendini öldüren alkolik babasının borçlarını ödemek, hasta annesine bakmak ve küçük kardeşinin problemleriyle ilgilenmekten, kendine bir hayat kurmaya hiç vakti olmamıştır. Ve ş...