Lorenzo'ya gergince baktım, "Beni görmek istediklerine emin misin?"
Elimi sıkıp, bana güven vermek istercesine gülümsedi. "Amore, sana yolda defalarca söyledim. Merve özel olarak seni davet etti." Tuttuğu elimi dudaklarına götürüp üstüne beni bulutlara çıkaran nazik bir öpücük kondurdu. "Her şey yolunda. Hadi, girelim içeriye."
Lorenzo elimden tutarken neşeli seslerin yükseldiği arka bahçeye doğru ilerledik. İkizler, peşlerinde köpekleriyle kahkahalar atarak koştururken Ray, karısını belinden tutmuş yanlarında duran daha önce görmediğim bir çiftle gülerek sohbet ediyorlardı. Kumral, karizmatik bir erkek ve kolunu korumacı bir tavırla omzuna attığı, sarışın, alımlı, ve oldukça hamile bir kadındı konuştukları çift.
Tammy ise diğer kenarda, suratında oldukça neşeli bir gülümsemeyle yaşlı bir adamla konuşuyordu. Bizi görünce, gülümseyerek, "Lorenzo amca! Jamie!" diye bağırdı ve adamı elinden tutup sürükleyerek yanımıza getirdi. İlk Lorenzo'ya, sonra bana sıkı sıkı sarıldı. Bı minik kızın güvende ve mutlu olduğunu görmek içimi ısıtmıştı. Eğer ona bir şey olsaydı, Tommy ve Lorenzo'ya bırakmaz, ben kendimi öldürürdüm.
"Jamie, bak, büyük babamla tanış!" diyerek heyecanla zıpladı Tammy. Gülümseyerek yanında duran adama döndüm. Saçları beyaz fakat oldukça gürdü, çenesi sakallıydı. Üzerinde eski, siyah bir Rolling Stones tişörtü vardı. Oldukça havalı ve karizmatik bir adamdı. Bir büyük babadan çok, bir çete liderine benziyordu.
El sıkıştık. Adam bana gülümseyerek, "Tanıştığımıza memnun oldum tatlım. Sen de bana Tammy'min anlata anlata bitiremediği Jamie olmalısın." dedi.
Utanarak, "Evet, o benim." dedim.
Elini çekmeden önce elimi son kez sıktı ve babacan bir tavırla, "Küçüğüme sahip çıktığın için teşekkürler." dedi. Ne diyeceğimi bilememiştim, sadece kafamı sallamakla yetindim. Biraz sonra Tommy ve Merve kapıdan çıktılar. Vücudum bir anda gerginleşti, avuçlarım titremeye başlamıştı. Merve gülümseyerek bize doğru yaklaştı, "Hoş geldiniz." dedi yumuşak bir sesle. Kafamı salladım, kısık bir şekilde "Merhaba." dedim. Sonra tam, "Merve, çok üz.." diye başlayacaktım ki Merve hiç beklemediğim bir anda beni kendisine çekti ve sarıldı. Öylece kalakalmıştım.
"Teşekkür ederim." diye fısıldadı kulağıma duygu yüklü bir sesle. Biraz sonra geri çekildi, ellerimi tuttu. Güzel mavi gözleri akmayan yaşlarla doluydu. "Tammy olanları anlattı.. Senin onu güvende tutmak için yaptığın şeyleri.. Jamie, orada sen değil de bir başkası olsa belki.." Gözlerini bir anlık korkuyla yumdu ve geri açtı, "Sana minnettarım." dedi.
Merve'nin içten sözleri, minnettar bakışları altında ezilirken ne diyeceğimi bilemeyerek durdum. Karşımda duran kadın bir anneydi. Küçük kızını kaybetme korkusuyla karşı karşıya gelmiş bir anneydi ve benim, bir kahraman olduğumu düşünerek bana teşekkür ediyordu. Bu teşekkürü hak etmiyordum. Bu insanların iyiliklerini, bana minnettar olmalarını hak etmiyordum. Lorenzo'yu hak etmiyordum. Onlar benim bir kahraman olduğumu düşünüyorlardı fakat yanılıyorlardı. Ben bir korkaktım. Kendi kardeşimi kurtarmak için onları kullanmıştım. Bunların hiçbirinin yaşanmasını istememiştim ama yine de... en başta Tammy'nin başına gelenlerin sorumlusu bendim.
Merve'nin arkasında duran ve bana yumuşak gözlerle bakan Tommy'ye takıldı bakışlarım. Ailesine bu kadar çok önem veren bir adam onları bilerek veya bilmeyerek, tehlikeye atan birine neler yapardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)
Romance23 yaşındaki Joenne Amy Jones için hayat hiçbir zaman kolay olmamıştır. Kendini öldüren alkolik babasının borçlarını ödemek, hasta annesine bakmak ve küçük kardeşinin problemleriyle ilgilenmekten, kendine bir hayat kurmaya hiç vakti olmamıştır. Ve ş...