ilk kısım moretti ailesini çok özleyen sizler için❤️
TOMMY
Kapıyı yavaşça açtım.
Tammy ile evden içeriye girdik, kapıyı ardımızdan kapattım. Saat neredeyse gecenin ikisine yaklaşıyordu. Bu saatte ikizleri uyandırmak, onca karmaşıklığın ardından, istediğim en son şey olurdu.
Tammy, kafasını kaldırıp yorgunlukla bana baktı. "Babacığım, annem nerede?" Minik fısıltısı kalbime dokunmuştu. Yoldan beri yaptığım gibi, dayanamayarak eğildim ve yüzüne bir sürü öpücük bıraktım. Onun tatlı sesiyle babacığım dediğini duyamamak... Yalnızca birkaç saatliğine olsa da bu beni mahvetmişti. Bir günü daha onu bulamadan geçirsem bu beni öldürürdü.
Onu kucağıma aldım, Merve'nin nerede olduğunu çok iyi biliyordum.
Tammy ile birlikte merdivenleri çıktık. Kollarını boynuma sarmış, kafasını göğsüme yaslamıştı. Odasının kapısının önünde durup kapıyı araladım.
Merve, Tammy'nin yatağında oturmuş, güçsüz bir şekilde dümdüz önündeki duvara bakıyordu. Dexter ise yatakta yanında yatıyordu, küçük oğlumun kahve gözlerinde de mutsuz bir bakış vardı. Dexter inleyerek bir anda kulaklarını kaldırdı ve havayı koklayarak kafasını kaldırdı. Kapının girişinde duran bizi gördüğünde bir anda yatakta heyecanla kalktı ve havlayarak bize doğru koştu. Bacaklarıma sarılıyor, patileriyle Tammy'ye dokunmaya çalışıyordu. Merve, Dexter'ın seslerini bile duymuyormuş gibi kafasını öylece bir kaldırdı ve o sırada bizi fark etti.
İnanamazmış gibi ıslak kirpiklerini kırpıştırdı, "Tammy.." diye fısıldadı. Sonra bağırarak, "Tammy!" diye yineledi. Tammy'yi kucağımdan indirdim, "Anne!" diyerek Merve'ye doğru koştu. Merve yarı yolda onu karşıladı ve dizlerinin üstüne çökerek Tammy'yi kolları arasına alıp sımsıkı sardı ve içi boşalırmış gibi hıçkırarak ağlamaya başladı. "Tammy! Bebeğim, buradasın, buradasın... canım kızım benim!" Arada ağzından Türkçe kelimeler çıkıyordu, çocuklarımın ikinci dili olduğu için ben de artık anlayabiliyordum. Tammy'nin saçlarını öpüp okşarken, "Allah'ım şükürler olsun sana!" diye fısıldadı.
Tammy, "Anne, seni çok özledim! Çok korktum!" diye ağladı Merve'nin suratına bakıp.
"Bebeğim benim..." Merve, bana baktığı aşk dolu bakışların bir benzeri, hatta belki çok daha dolusuyla baktı Tammy'ye. Kalbim büyük bir sevgiyle dolup taştı. "Ben de seni çok özledim. Artık evindesin aşkım. Seni bir daha kimse bizden alamayacak." Uzanıp Tammy'nin yanaklarını, burnunu, alnını, saçlarını öptü. Gözlerinden hala yaşlar akıyordu. Birbirlerine sımsıkı sarılmaya devam ettiler. Dexter de yanlarında durmuş, heyecanla havlayarak Tammy'nin suratını yalıyordu. Geride kalıp, onlara bu anı yaşamaları için izin verdim. Evde kalıp beklemenin Merve için ne kadar zor olduğunu biliyordum.
Bir saat sonra, yatak odamızın kapısı açıldı ve Merve içeriye girdi. "Uyudu mu?" diye sordum. Merve başını sallayarak içeri girdi. "Çok yorulmuş. Uzun bir duş aldırdım, pijamalarını giyer giymez uykuya daldı."
Yatağa oturdu. Durduğum pencerenin yanından uzaklaşıp, ona yaklaştım ve tam dibinde durup yanağını okşadım. "İyi misin sarışın?" diye sordum nazikçe. Derin bir nefes çekti, "Bilmiyorum." dedi. "Tabi ki çok mutluyum ama.." Kafasını iki yana salladı. Gözlerini kaldırıp bana baktı, mavilerinin dolu dolu olduğunu görmek beni mahvetti. Elimde olsa, o gözlere hiçbir üzüntünün değmemesi için kendi kolumu feda ederdim. "İçimdeki endişe bir türlü dinmiyor Tommy. Bundan sonra hayatımız böyle mi olacak? Çocuklarımız..." Çenesi titredi, "Çocuklarımızın her an tehlikede olabileceğini düşünerek mi yaşayacağız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)
Roman d'amour23 yaşındaki Joenne Amy Jones için hayat hiçbir zaman kolay olmamıştır. Kendini öldüren alkolik babasının borçlarını ödemek, hasta annesine bakmak ve küçük kardeşinin problemleriyle ilgilenmekten, kendine bir hayat kurmaya hiç vakti olmamıştır. Ve ş...