BÖLÜM YİRMİ BİR

22K 1.7K 602
                                    

"Uyan."

Birisinin beni sertçe omzumdan dürtmesiyle uykumdan uyandırıldım. İki büklüm yattığım yataktan bir anda zıplayarak kalktım, gözlerimi beceriksizce aralamaya çalışırken karşımdaki kişinin Lorenzo olduğunu fark ettim. Bir an gülümseyerek, "Lorenzo.." diye mırıldanmıştım ki, hemen ardından olan her şeyi hatırladım.

Gülümsemem suratımdan hızlıca silinirken, yerini korku dolu bakışlar aldı.

Lorenzo, tek eli pantolonunun cebinde bana ilgisiz bir bakış attıktan sonra gözleriyle yataktaki tepsiyi işaret etti. "Ye." dedi yalnızca.

Dünden beri hiçbir şey yememiştim. Bu yüzden bu konuda gurur yapamayacak kadar açtım. Tam tepsideki leziz gözüken tavuğa uzanmıştım ki, rahatça az ilerideki tekli koltuğa oturan Lorenzo, "Bebek için yemelisin." diye mırıldandı.

Nefesimi tuttum. Bebek..

Doğru ya. Lorenzo hamile olduğumu düşünüyordu.

Yemeğimi yerken elimden geldiğince Lorenzo ile göz teması kurmamaya çalıştım fakat onun dikkatli bakışlarını bir an bile üzerimden çekmediğini biliyordum. Bu kadar sakin olması beni öfkesinden daha çok korkutuyordu. Ne düşünüyordu? Hamilelik haberi onu durdurmuştu, evet ama... ne zamana kadar? Daha önce hiç çocuk sahibi olmayı konuşmamıştık. Yeğenlerine ne kadar iyi bir amca olduğunu biliyordum fakat bir baba olmak istiyor muydu, bilmiyordum bile. Tabi olası çocuğunun annesinin ben olmamı asla istemezdi, bunu ne yazık ki biliyordum... Ya bir hainin onun çocuğuna anne olamayacağına karar verirse? O zaman... karnımda bir bebek olup olmamasını umursamazsa?

Ne düşünüyordum ki? Eninde sonunda hamile olmadığım ortaya çıkacaktı. Bu gerçek yalnızca onu daha da öfkelendirecek ve benim ne kadar büyük bir yalancı olduğumu daha da kanıtlayacaktı.

Ölümümü geciktirmiştim ama bu hiçbir şeyi değiştirmezdi.

Bu adamla birlikte olduğum sürece... nefes aldığım süreler sayılıydı.

Lorenzo bir şekilde beni affetse bile, ki bunun olacağına asla inanmıyordum, ölmemi isteyen bir sürü kişi vardı. Antonio. Tanrım... Güçlü bir mafya babasından nasıl kaçabilirdim ki? Lorenzo bile ona hesap veriyordu. Antonio'nun tek bir sözüyle hayatım yok olurdu. Ve Tommy... Yutkundum. Siktir, Tommy. Kızını tehlikeye atanın ben olduğumu öğrenirse...

Bir anda tüm iştahım kaçtı.

Lorenzo, sakin bir sesle, "Ivan ile ne zaman tanıştınız?" diye sordu.

Gözlerimi kaldırıp ona baktım. Hala o kadar yakışıklı, o kadar ihtişamlıydı ki.. Saçlarım yağlanmıştı. Suratımdaki makyaj akmıştı. Leş gibi kokuyor olmalıydım. Bana bakabilmiş olduğu gerçeği şu anda göze daha da imkansız geliyordu.

"Söyledim sana.." dedim titrek fakat dikkatli bir sesle. "Ivan ile bizi kaçırdığı güne kadar hiç karşılaşmadım. Onu tanımıyorum. Onunla hiç görüşmedim."

Lorenzo'nun gözlerindeki duygusuz bakış değişmedi fakat koltuğun kolunu sıkan ellerinden öfkelenmeye başladığını anlamıştım. "Nikolai de bu işin içinde mi?"

"Kimden bahsettiğini bilmiyorum."

"Bana yalan söylemeyi kes!" diye gürledi. Olduğum yerde sıçradım. Bir anda ayağa fırladı, sakin tavrı bir anda uçup gitmişti. "Ağzından çıkan her sikin yalan olması seni kurtaracak mı sanıyorsun?"

ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin