BÖLÜM ON SEKİZ

20.5K 1.4K 403
                                    

Rino günden güne gözlerimin önünde eriyordu.

Her zaman yaşıtlarına göre daha çelimsiz, daha minik bir çocuktu fakat onu hiç bu kadar sağlıksız görmemiştim. Teni bir hayaletin teni gibi bembeyazdı, gözlerinin altındaki morluklar onun yaşındaki bir çocuğa yakışmayacak kadar koyulaşmıştı. Ama en fenası koyu gözlerindeki bakıştı... O gözler artık Rino'nun içinde bulumduğumuz pisliğe rağmen çocukça bir umut ve neşeyle parıldayan gözler değildi. O gözlere artık sadece umutsuzluk, çaresizlik ve sebebini anlamadığım bir korku hakimdi.

Ona defalarca sebebini sorsam da bana hiçbir şey söylememişti. Zaten artık çok az konuşuyordu. Onun gereksiz zırvalıklarını bile özlemiştim. Bu sırada Hector beni bir işten başka bir işe gönderdiği için onunla gerektiği gibi ilgilenemiyordum.

Bir gece, Hector'un verdiği bir görevden yeni dönmüştüm. Diğerlerine göre daha zorlu olmuştu. İki adamla aynı anda ilgilenmem gerekmişti. Neredeyse beni haklayacaklardı. Ama onlardan daha güçlü, daha genç ve çeviktim. Gitgide gücümü ve yaşımı kendi avantajıma göre kullanmayı öğreniyordum. İşlerden kazandığım para da artıyordu. Birkaç ay daha sabredersek, bu kahrolası çukurdan kurtulabilirdik. Rino ile yepyeni bir hayat kurabilirdik.

Lanzo ve köpekleri peşimi bırakmıştı. Artık beni gördüğünde sadece uzaktan pis bir gülüş atmakla yetiniyordu. Sanırım onu gerçekten korkutmayı başarmıştım.

Yorgunca on dört çocuğun bir arada yattığı odaya girdim. En sondaki yatağıma doğru ilerledim, yatağın yanına ulaştığımda şaşkınlıkla Rino'nun uyanık olduğunu ve boş bir şekilde tavana baktığını gördüm. "Rino?" Yanına oturdum, "Neden uyanıksın?"

Bakışlarını çevirip bana baktı. Uzun süredir ilk defa bir şey içimi ürpertti. Bakışları bomboştu. Çok fazla ceset görmüştüm ve Rino'nun bakışları da tıpkı o cesetlere benziyordu. Soğuk. Hayatsız.

"Uyuyamadım." diye fısıldadı.

Onu neşelendirmek için bir şeyler yapmak istiyordum. O beni en kötü anımda bile güldürmeyi başarırdı. Ben de onu aynı şekilde mutlu etmek istiyordum. "Aslında sürpriz yapacaktım ama..." Heyecanla suratına eğildim, "İki aya buradan ayrılabiliriz. Yeterli paraya neredeyse ulaştım ve sokakta birkaç tanıdık edindim." On altı yaşındaki bir çocuğa kimse ev kiralamazdı ama sokaklarda dolaştıkça çok fazla insan tamıyordunuz. Bana yardım edecek birkaç kişi biliyordum. Sesimi iyice kısarak, "Hector'un bizi bulmaması için sahte kimlik çıkarmamız gerekecek ama onu da yakında halledeceğim. Yeni ismini sen seçebilirsin. İstediğin herhangi bir şey olabilir. Tıpkı hayal ettiğimiz gibi, yepyeni bir hayatımız olacak!" diye güldüm heyecanla.

Fakat konuştuğum süre boyunca Rino'nun suratındaki o boş ifade hiç değişmemişti. Biraz suratıma baktıktan sonra, ağırca dudaklarını araladı, "Buradan uzaklaş." diye mırıldandı gözleri gibi boş bir sesle. "Hector'un seni daha fazla kullanmasına izin verme. Onunla çalışmanın tek sebebi benim, biliyorum... çünkü ben..." Dişlerini sıktı, "Ben güçsüzüm. Omuzlarındaki yükten başka hiçbir şey değilim."

Kaşlarımı çattım, "Bu da ne demek?" dedim. "Rino, sen-"

"Lorenzo sen güçlüsün." diyerek beni susturdu. "Hayatta istediğin her şeye sahip olabilirsin. Burada kalmaya ihtiyacın yok, Hector'a ihtiyacın yok. Şu dakika buradan uzaklaşıp kendine yeni bir hayat kurabilirsin ama benim yüzümden buraya tıkılıp kaldın."

ATEŞLE OYNAMAK (İTALYAN SERİSİ#4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin