Ortak salondan çıkıp odama yöneldim. Zihnimde dönen soruların ağırlığıyla adımlarım daha da ağırlaştı. Babam Sirius Black'in bu olayla ne ilgisi vardı? Onun adını duyduğum andan itibaren içimde garip bir his vardı. Ama bu his ne anlama geliyordu? Bunları düşünerek odama vardım. Kapıyı kapattım, sırtımı kapıya yasladım ve derin bir nefes aldım. Yatağa uzandım, tavana bakarak düşüncelerimin karmaşıklığında kaybolmaya başladım.
Bedenim bana ait değildi; Alex'in bedenindeydim. Bu garip durumdan nasıl çıkacağımı düşünürken birden aklıma bir şey geldi. Belki de odada bir ipucu bulabilirdim. Yataktan kalkıp odada dolaşmaya başladım. Etrafımda Alex'e ait kişisel eşyalar vardı; çalışma masasının üzerindeki kitaplar, fotoğraflar, mektuplar... Her şey ona ait ve bana yabancıydı.
Masadaki kitapları karıştırırken içimde bir huzursuzluk hissettim. Bu eşyalar arasında beni bekleyen bir sır olduğunu biliyordum ama ne olduğunu anlamakta zorlanıyordum. Rafları ve çekmeceleri karıştırdım, fakat hiçbir şey bulamadım. Tam umudumu kaybetmeye başlamışken yatağın altına bakmaya karar verdim. Eğildim ve gözlerim bir kutuya takıldı. Kalbim hızla çarpmaya başladı. Kutuyu çıkardım ve dikkatlice açtım. İçinde eski bir harita buldum. Haritayı açtığımda gözlerime inanamadım. Bu, Çapulcu Haritası'ydı.
Portre bana haritadan bahsetmişti, nasıl çalıştığını biliyordum. Haritayı elime alıp parmaklarımın arasında gezdirdim. "Beni burada göster," diye fısıldadım.
Harita anında tepki verdi. Mürekkep çizgiler kıvrılarak hareket etmeye başladı ve harita üzerinde benim yerimi gösterdi. Ama bir şey yanlıştı; haritada adım "Alex" değil, "Avis" olarak görünüyordu. Şaşkınlıkla ekrana baktım. Harita benim gerçek kimliğimi nasıl biliyordu? Bu mümkün müydü? Düşünceler zihnimde yankılandı.
"Neler oluyor burada?" diye kendi kendime mırıldandım. Bu harita, sıradan bir harita değildi. Beni tanıyordu. Peki ya Alex? "Alex nerede?" diye sordum haritaya.
Harita bir kez daha hareketlendi ve Gryffindor kulesini gösterdi. Haritada Alex’in ismi de "Alex" olarak görünüyordu. İkimizin isimlerinin doğru olması, bedenlerimizin değişmiş olduğunu haritanın nasıl bildiğini anlamaya çalışırken içimde garip bir korku oluştu.
"Peki, biz nasıl beden değiştirdik?" diye sordum haritaya, ama bu sefer harita sessiz kaldı. Yanıt yoktu, sadece sessizlik.
Haritanın bir cevap vermeyeceğini anladım. Ona daha fazla soru sormanın bir anlamı yoktu. "Yaramazlık bitti," diyerek haritayı kapattım ve kutuya geri koydum. Kutuyu tekrar yatağın altına sakladım. Harita belki de bir gün bana yardımcı olabilirdi ama şu an onun da kendi sırları vardı.
Yatağa geri uzandım. Düşüncelerim arasında gezinirken bu haritanın neden beni tanıdığını, bedenlerimizin değişmiş olduğunu nasıl bildiğini ve Sirius Black'in bu olayla bağlantısını çözmek için bir yol bulmam gerektiğini biliyordum. Ama bunun için çapulcuların kim olduğunu, haritayı nasıl yaptıklarını ve bu beden değiştirme olayının altında yatan gerçeği öğrenmeliydim.
Bu işin peşini bırakmayacaktım. Ne pahasına olursa olsun, bu sırrı çözmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐏𝐇𝐀𝐍𝐓𝐎𝐌 ⸻Regulus Black(TAMAMLANDI)
Fanfiction𝐏 「▬🔮🧙🏼♀️🪄」 (ʀᴇɢᴜʟᴜꜱ ʙʟᴀᴄᴋ x ꜰᴇᴍ ᴏᴄ) ©hughesflyy 【Tamamlandı ve duzenlendi】 (★) Cover by @-SNIVYNYX Thanks you <3 "Hayalet, şimdiye kadar hepinizin farkında olduğuna inandığım gibi, ölmüş bir ruhun yeryüzünde bıraktığı izdir..." ―P...