saldırı

236 50 3
                                    

Kar tanelerinin sessizce salona düşmeye başladığını fark ettiğimde, kendimi büyülü bir dünyanın içine adım atmış gibi hissettim. Gözlerimi hafifçe kapatıp derin bir nefes aldım. Kar tanelerinin odaya nasıl huzur verdiğini izlerken içimde garip bir dinginlik oluştu. Elbette bu kar yağışı sihirle yapılmıştı, ama o anın büyüsü içimde de yankı buldu. Üzerimdeki kırmızı kadife, siyah işlemeli elbisemin eteklerini düzelttim ve kollarıma kadar uzanan siyah eldivenlerimi hafifçe çekiştirdim. Annemden bana kalan yakut yüzüğün parmağımda oluşu bana güven verdi.

Gözlerim salonun kalabalığına kayarken Regulus Black'i fark ettim. Slytherin binasından bir çocukla konuşuyordu, ama Regulus'un duruşu her zamanki gibi diğerlerinden farklıydı. Onda dikkat çeken bir zarafet vardı. Birkaç hafta önce beni Noel Balosu'na davet ettiğinde yaşadığım heyecanı tekrar hissettim. Kalbim hızla çarpmaya başladı, vücudum hafifçe titredi. Ateşin ışığı, Regulus'un keskin yüz hatları üzerinde dans ediyor, onu daha da çekici gösteriyordu.

Derin bir nefes alıp ona doğru ilerledim. Ayaklarım halının yumuşak dokusuna bastıkça kendimi daha da heyecanlı hissettim. Regulus, başını kaldırıp bana baktığında gözlerimiz buluştu. Dudaklarının kenarında hafif bir gülümseme belirdi, bu beni daha da cesaretlendirdi.

"Selam Regulus," dedim, sesimdeki heyecanı saklamaya çalışarak.

"Selam Avis," dedi. Yanındaki çocuğa dönüp, "Bu Lucius Malfoy," diye tanıttı. Lucius, başını hafifçe salladı ve kısa bir selam verdi. Soğuk ve mesafeliydi, tavrı alışılmış bir Slytherin sertliğindeydi.

"Memnun oldum," dedim, ama Lucius çoktan Regulus'a veda edip odadan ayrılmıştı bile. Regulus'la baş başa kaldığımızda, bir an gerginlik hissettim.

Regulus bana bakarak gülümsedi. "Güzel olmuşsun," dedi, sakin ama içten bir sesle.

Bu iltifat karşısında yüzümün kızardığını hissettim. "Teşekkür ederim Regulus," dedim, sıcak bir gülümsemeyle. "Sen de oldukça yakışıklı görünüyorsun."

Regulus hafifçe başını eğip kolunu bana uzattı. "Dans edelim mi?" diye sordu.

Koluna girdiğimde kalbim hızla atmaya devam ediyordu. Dans pistine doğru yürürken üzerimizdeki kar taneleri parıldıyordu. Regulus'un elleri belime dolandığında, içimde bir sihir hissettim. Bu sadece dışarıdaki karın değil, aramızdaki bağın da bir büyüsüydü.

Ancak dans ederken aniden bir patlama sesi duyuldu. Salonun atmosferi bir anda bozuldu ve etrafımızdaki panik dalgası büyümeye başladı. Korkuyla Regulus'a daha da yaklaştım. O ise hemen beni korumaya çalıştı, kolunu omzuma doladı ve beni çıkışa yönlendirdi.

"Endişelenme, seni koruyacağım," diye fısıldadı. Kalabalığın içinde güvenli bir yer ararken, gözlerimle diğerlerini bulmaya çalıştım ama bir yandan da içimdeki korkuyu bastıramıyordum.

Kollarımı yana açtım ve ellerimden çıkan ateşle etrafımızdaki tehlikeyi savuşturdum. Birkaç saniye sonra dışarı çıkmayı başardık. Nefes nefese kalmıştım ve Regulus'a döndüm.

"Az önce ne oldu?" diye sordum, hâlâ yaşananları tam olarak anlayamamıştım.

Regulus, kaşlarını çatmış bir şekilde etrafı inceliyordu. "Bilmiyorum," dedi endişeyle. "Ama bir tür güçlü büyüydü. Yardım almamız lazım."

"Lily ve diğerlerini bulmam gerek," dedim panik içinde. "Ya onlara bir şey olduysa?"

Regulus kolumu tutup beni sakinleştirmeye çalıştı. "Şu an gitmemiz mümkün değil. Öğretmenlerin olaya müdahale etmesine izin vermeliyiz."

Derin bir nefes aldım ve onun haklı olduğunu kabullendim. "Tamam, haklısın," dedim. "Bekleyelim."

Yakındaki bir sınıfa sığınıp beklemeye başladık. İkimiz de gergindik ama başka çaremiz yoktu. Bir süre sonra profesörler durumu kontrol altına aldı ve Regulus'la birlikte hemen arkadaşlarımızı aramaya çıktık. Nihayet Gryffindor ortak salonunda Lily ve diğerlerinin güvende olduğunu gördüğümde derin bir nefes aldım.

"İyi misiniz?" diye sordum onlara.

Lily bana gülümseyerek, "Teşekkürler Avis, iyiyiz. Seni merak ettik," dedi.

Arkadaşlarıma sarıldım, herkesin güvende olmasına çok sevindim. Ama o anda Sirius Black'in ciddiyetle yaklaştığını gördüm.

"Bu patlama da neyin nesi?" diye sordu, sesi sakin ama sertti.

Regulus'la göz göze geldik. "Tam olarak bilmiyoruz," dedi Regulus. "Ama bir patlama büyüsüydü. Şansımıza dışarı çıkabildik."

Sirius, derin bir endişeyle kaşlarını çattı. "Bunu kimin yaptığını bulmamız lazım. Sorumlu kişi hesap vermeli."

Hepimiz bu saldırının arkasında kimin olduğunu bulmaya kararlıydık. Hogwarts'ın güvenliği için bir kez daha kenetlendik. Bu tehlikeli olay sona ermişti, ama içimde bir şeyler değişmişti. Hogwarts'ın karanlık sırlarının yeni yeni ortaya çıkmaya başladığını hissediyordum.

𝐏𝐇𝐀𝐍𝐓𝐎𝐌 ⸻Regulus Black(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin