Bücür Bakıcı Bölüm 33

1.9K 151 31
                                    

Bücür Bakıcı Bölüm 33

"Yıkılmadım ama ayakta da değilim."

**

Konuşmak ne işe yarardı ki? Kelimeler bana istediğimi vermedikten sonra konuşmak dahi istemiyordum. Birisinin beni anlamasını istemiyordum. Kimseye açıklama yapma gibi bir derdim yoktu. Sadece çok yorulmuştum. Benimle olan tek şey beni sarmalayan büyük bir boşluk. Birde... O.

Kim benimle olursa olsun onlar içinde üzülüyordum. Kim yaşayan bir ölü ile yakın olmak isterdi ki? Benim için hiçbir şeyin anlamı yoktu. Herşeyin anlamını yitirmiştim.

İçimde sıkışan cümlelerle boğuluyordum. Çığlık atmam gerekiyordu sanki. Ağlamam gerekiyordu. Gelir mi o zaman sevdiklerim? Yine benim olurlar mı?

Mutlu olmak bana o kadar uzak ki. Ülkelerce arasam mutluluğu yine bulamam. Bulmak istemem. Bulursam yine kaybederim çünkü.

Bıraktım ben artık kendimi. Bedenim sanki yıkıntılardan kalma. Gökyüzü gibi; solgun ve ölgün.

Kentin tüm yorgunluğunu üstüme örtmüşüm gibi sızlıyor bedenim.

Ruhum acıyor benim. Göğüs kafesime giren sık ve keskin acılar yok ediyor beni. Daha kaç kez yok olmalıyım Tanrım? Öylesine yorgun öylesine bitkin bir ben.

Şuan sevdiğim adamın bana sarılmasını bile hissedemiyordum. Tao'yu çok severdim ama ölümüyle yıkılacak kadar değil. Sadece herşey beni yıpratmaya başlamıştı.

"Yapma böyle. Canım yanıyor." diye fısıldar bir şekilde konuştu Jongin kulağıma doğru.

Tao'yu son yolculuğuna uğurladıktan sonra dağ başında sessiz bir eve getirmişti beni Jongin. Yatağa sokup yanıma uzanmış sımsıkı sarılıyordu bana. Eğer sarılmızsa yok olurmuşum gibi. Eğer sarılmazsa düşermişim gibi.

Boş gözlerle tavanı seyrediyordum. Dilim damağım kurumuş,dudaklarım hafiften çatlamaya yüz tutmuştu. Tao'yu uğurlarken bir tane bile göz yaşı dökmemiştim. Hâlbuki içimde birikenler vardı. Ama istemiyordum. Ağlamak istemiyordum. Gözlerim yalvarıyordu belki yaş tanelerini bırakmam için. Ama ben istemiyordum.

Gözlerimi yumup Jongin'in geniş göğsüne yasladım. Sevdiğim adam nasılda iyi geliyordu bir anda. Onu düşünmediğim zamanlar bana etki etmiyordu. Eğer aklıma girdiyse düşüncelerim onunla doluyordu.

Güneş aydınlandığı zaman sevinen sokak lambasının sevinci gibiydim. Gereksiz olduğumu bilmek kötü bir histi. Lakin Jongin'in omzu beni hep işe yarar hissettiriyordu.

Gözlerimi açıp onun gözlerine baktım. İlk gördüğümdeki heyecan hâlâ alevliydi kalbimde. İlkbaharı yaşıyordum gözlerinde.

"Bizde bir gün mutlu olacağız değil mi?" dedim uzun bir süre ardından ilk kez konuşuyordum. Sesim kısık ve çatlaktı.

Jongin burukça gülümsedi ve alnıma ufak bir öpücük bıraktı. İstemsizce kapanan gözlerim ve öpücüğü muhtaç kalbim.

"Benim olduğun her an mutluyum ben."

Kolumu beline doladım. Daha bir sıkı sarıldım sevdiğime. Kokusunu çektim. Her defasında aşık oluyordum şu kokuya. Üzerime sinen bu koku harikaydı.

Gözlerimi sıkıca kapattım. Uyumak istiyordum.

"Teşekkür ederim." diye fısıldadım.

***

Chanyeol'dan..

İçim hayal kırıklığıyla doluydu. Kendimi kaybetmiş gibiydim. Benliğimi kaybetmiş aramaktan yorulmuştum. Sadece gülümsemek geliyordu elimden. Yapabildiğim tek şey etrafımdaki insanları mutlu edebilmekti. Bu beni neşelendiriyordu. Ama benimde mutlu olmaya hakkım yok muydu?

Bücür BakıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin