Bücür Bakıcı Bölüm 37

1.6K 111 47
                                    

Bücür Bakıcı Bölüm 37


"Puslu her yer sanki. Kimse konuşmuyor. Kimse görmüyor. Halbuki bilmiyorlar ki canım yanıyor."


***

Kyungsoo'dan...


Bazı anlar olur. Nefes almakta zorlandığınız. Tüm dünyadaki oksijeni çekseniz bile yetmez. Sizi iyi gelen oksijen değildir çünkü. Onun varlığıdır. Onunla olmak istersiniz. Belki de onunla nefessiz kalıp can vermek.


Gözleriniz dolar ama ağlayamazsınız. İçinizde burkulan birşeyler vardır. Gizlemeniz gerekir. Canınız yanar ama siz yine de görmezden gelirsiniz. Hissizliğin verdiği sersemlikle pişman olacağınız şeyleri yapmak istemezsiniz. Kalbiniz patlayacak gibi olur. Ciğerleriniz yanar. Ama siz yine de gülersiniz. Böyle olmanız gerekir çünkü. Olmazsanız hata yaparsınız çünkü. İnsanlar sizi anlamaz. Sadece konuşurlar. Derin duygularınızı fark etmezler. Her şey çok mu kolaydı sanki dersiniz. Aptal olduğunuzu düşünürsünüz. Kızarsınız kendinize. Eh tabi birde bunun size verdiği kırgınlık vardır.


İçinizde bitmek bilmeyen bir sevgi vardır. Hani olur ya.. Küçük bir çocuğun annesinden gizli onun rujunu taşıra taşıra sürer ve güzel olduğunu sanıp delice mutlu olur. Aslında o cidden güzeldir. Mutludur çünkü neden güzel olmasın? Kimse anlamaz onun mutluluğunu. Belki annesinden azar bile işitir. Ama umrunda değildir. Bir kere mutlu olmuştur çünkü o. Bir kere tatmıştır o duyguyu o.


Bende hissetmiştim aslında o duyguyu. Ama öylesine kısa sürmüştü ki. Ben cidden mutlu mu olmuştum? Belki de rüyadır diye düşünüyordum. Belki...


Eşyalarımız toplayıp hazırlanmıştık. En yakın zamanda Seoul'e dönmek istiyordum. Gerçekten iyi hissediyordum. O vardı. Artık kedere yer yoktu hayatımız da. Mutlu olmayı hak ediyordum değil mi? Arabaya bindik. Emniyet kemerlerimizi taktık. Bana gülümsüyordu. Herşeyi unutuyordum işte o an. İçimi yakan bir mutluluk vardı. Ne güzeldi bu his. Ömrümün sonuna kadar da yaşasam bile yetmezdi bana. Doyumsuzdum.


Arabayı çalıştırmıştı. Tek eliyle direksiyona hakimiyet verirken diğer eliyle de benim elimi tutmuştu. Onunla geçirdiğim anlar öylesine güzeldi ki. Günler sanki sadece 5 dakika sürmüştü. Yetmiyordu bana. Daha fazla, daha fazla ve daha fazla istiyordum onu. Doyamıyordum bu güzelliğe.


Jongin bir anda elimi bırakmış iki eliyle direksiyona tutunmuştu. Fark etmemiştim lakin arabanın hızlandığını yeni kavramıştım. Emniyet kemerini sıkı bir şekilde tutuyordum.

"Jongin yavaşla!!" diye bağırdım. Büyük bir korku kaplamıştı içimi.

"Frenler boşaldı. LANET OLSUN ELİMDEN BİR ŞEY GELMİYOR!!" diye gürledi. Karşımızda uçurum vardı. Eğer durduramazsa ne olacaktı? Bizim sonumuz böyle mi bitecekti?

Herşeyin başladığı yerdeydik. Nasıl başlamıştı bizim hikayemiz? Kaza yapmıştı Jongin. Kurtarmıştım onu bir kere. Şimdi de kurtarabilir miydim onu? Sanki herşey ağır çekimdeydi. Ben daha mutluluğu yeni bulmuştum. Bu da neyin nesiydi?

Jongin'e baktım. Gözümden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Ölmek istemiyordum. Daha onunla yaşayacak çok şeylerim vardı benim. Ben daha onun gözlerine bakarken kaybolma şerefine erişememiştim. Ben daha onu hissedememiştim.


Bir anda araba uçup yuvarlamaya başladı. Sıkı bir şekilde Jongin'e tutunmaya çalıştım. Gozlerim gözlerindeydi. Son bakacağım surat onun güzellik olmalıydı. Onunla mutlu ölüyordum. Var mıydı bundan ötesi? Arabanın düşmesiyle keskin bir acı hissettim. Bilincimi kaybetmek istemiyordum lakin her yerim öylesine sızlıyordu ki. Bir anca ölmek istiyordum. Baktım ona. O da bana bakıyordu.


Ben hiç böyle aşık olmamıştım. Hiçbir zaman bir erkeğin eli elime deydiğinde heyecanla atmamıştı kalbim. İlk öpücüğüm de onundu. İlk yazdığı şarkıyı bana dinletmişti mesela. Onun zarifliğine şahit olmuştum. İlk kez bana açmıştı kalbini. Dışarıdan sert biri gibi gözüküyordu. Ama öylesine kırılgan bir yapısı vardı ki. Onu tam anlamıyla yeni yeni tanıyordum.

Kaybedecek o kadar çok şeyim vardı ki bu sefer. Taemin'in bana olan şefkati mesela. Daima bana karşı kibar olan biriydi. Sarhoş olunca kim ilgilenecekti onunla? Ya da Chanyeol? Jongin ve beni kaybederse iştahı kesilirdi onun. Yemek yiyemezdi ki. Bünyesi hassastı onun. Yataklara bile düşebilirdi. Kime anlatacaktı her gün Baekhyun'u? Herkese açamazdı o içini. O hep espirili gözükürdü ama kimse bilmezdi ki o çok kırılgandı. Ben ilk kez yaşamak istiyordum. Ardımda bıraktıklarım vardı. Uzun zaman sonra ilk kez benim için üzülecek insanlar vardı. Onları terk etmek istemiyordum. Tanrı beni gerçekten sevmiyordu. Benden nefret ettiğini düşünüyordum. Yaşamayı bile hak etmiyor muydum ben? Hakkım yok muydu?

Hayatın espirisi bu olsa gerek. Mutluluğu bulduğum anda kaybediyordum. Komikti değil mi? Kaybetmiş sayılmazdım aslında. Onunla ölecektim. En mutlu anımda ölecektim. Olsun varsın. Onun gözlerine bakarak öleyim.

"Seni seviyorum." diye fısıldadım son bir kez. Gülümsedi. Tamamdı işte. Bu yeterdi bana.

Hissettiğim tek şey karanlıktı artık. Bitmişti herşey.

***

Kris'ten...

İntikam isteğim yavaş yavaş terk ediyordu kalbimi. Mutlu olmayı öğrenmeye başlıyordum. Aşık olduğum kişiye en iyi insan, en erkeksi adam olmak istiyordum. Gözlerine baktığımda bana nefret ile bakan gözler istemiyordum ben. O da bana aşkla bakmalıydı. Tiksinç bir heriftim. Bu gerçekti. Ama ben gerçekten daha önce hiç böyle nefret etmemiştim. O benim bu berbat yönümü bilmese de olurdu. Ben böyle olmak istemiyordum. Sirketi batırmak gibi bir düşüncem vardı önceden. Bu yüzden kötü şeyler yapmıştım. Lakin artık bana yük olmaya başlamıştı. Kısa bir süreliğine ne de olsa iyi biriymiş gibi rol yapabilirdim belki. Bu anın tadını çıkarmak istiyordum çünkü karışımdaki güzellik öylesine tatlı tatlı bakıyordu ki.. Çok eşsiz gülüyordu herşeyden önce. Bakmaya sakındığım biriydi o. Sadece kendime saklamak istiyordum onu.

Bunca zaman çektiğim tek şey acı olmuştu benim. Berbat şeyler yapmıştım. Aynaya baktıkça yüzümdeki kötülük midemi bulandırıyordu. Belki de bu yüzden ona ihtiyacım vardı.


Nasıl bir anda aşık olmustum bilmiyordum. Kelimeler tükeniyordu onun olduğu yerde. Bembeyaz teni pırıl pırıl parlıyordu. Bizim için herşey yeni başlıyordu belki de.

Mutluydu...

Mutluydum...

-SON-

Biraz kısa oldu bunun farkındayım. Bu yüzden özür dilerim. Bu hikâyeyi daha fazla uzatmaya niyetim yok haberiniz olsun. Umarım KaiSoo kısmı sizi etkilemiştir. Yorumlar çok azaldı... Bu beni üzüyor. Ramazandayiz her yorum bir sevap point jsjsjsjs orucunuzu süslendirin jdjdjd Birde bana yeni bir hikâyeye baslarsam hangi cift istediğinizi soyleyin pls sizi seviyorum. By~

-Hyperion

Bücür BakıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin