Bücür Bakıcı Bölüm 38

1.3K 85 40
                                    


Bücür Bakıcı Bölüm 38

"Nefes al sadece yaşıyormuş gibi. Ama unutma ölüsün sen."

***

Birşeyler eksikti bende. Daima kaybederdim ben.

Bazen istediğim tek şey yok olmak oluyordu. Ama yaşamaktan nefret ettiğim için değil hiçlik ne merak ediyordum. Jongin bana onunla tanıştığım andan beri bana kendimi sevmeyi öğretmişti. Çünkü o bana aşıktı. Onun gibi bu mükemmellik beni seviyorsa bende kendimi sevmeliydim.

Ne demişti bana bir keresinde?

"Ben sana kendimi affettirip kalbini onarana kadar hiçbir yere gitmiyorsun."

Büyük nefret duygum kabarmıştı o zamanlar. Abim onun yüzünden ölmüştü çünkü. Bu adam en değerlimi elimden alıp en değerlim olmuştu. Ona sahip olduğum için pişman değildim. Onunla beraber yaptığım hiçbir şeyden pişman değildim. Onun yaşattığı.. Onun var ettiği her şey benim kalbime kazınmıştı. Ben günden güne yok oluyordum. Ben ölmek isteyecek kadar aciz bir duruma düşmüştüm.

Düşünüyordum. Ben abim öldükten sonra çok kez kıymıştım canıma. Ben sadece nefes alıyordum. Nefes almak yaşamak değildi. Yaşamak hep acı veriyordu. İnsanlar neden halâ yaşamak için bu kadar çabalıyor anlamıyordum. Ama o girmişti ya hayatıma. Yaşamak daha bi anlamlı gelmişti bana. Öylesine güzel bakardı ki gözleri. O gözlerde can bulmuştum ben. En çokta onun gözleri yok etmişti beni. Ama pişman değildim işte.

Beni her sarmaladığın da hissediyordum çünkü o sıcaklığı ben. Benim karşımda daima kendi benliği olurdu. Onun sıcaklığı vardı benim kalbimde. Dudaklarıma fısıldadığı her aşk yeniden yaşam veriyordu bana. Aslında benim için Jongin; eskiden "Keşke doğmasaydım. Neden doğdum?" sorusuna cevaptı.

Ayrılmak istemiyordum ondan. Onu yaşamak istiyordum ben. Her gülüşü gözlerimin önüne geldiğinde kalbimin atışları beni neşelendiriyordu. Ben bu hisse öyle alışmıştım ki. Ölmek istemiyordum. Tek tesellim; En mutlu olduğum anda yok oluyordum.

İçimde bir şeyler hızlanıyordu adını düşününce bile. Öylesine iyi hissettiriyordu ki. Ölüm bile güzeldi onunla. Bana bahşettiği ölüme bile razıydım ben. Ama canım yanıyordu. Onunla daha bütünleşmiştim. Kalbimi henüz açamamıştım. Ama hissediyordum işte. Ölen bir insan önceden hissedermiş derler. Ben hissediyordum. Ölüm titretiyordu bedenimi. Korktuğumdan değil. Ondan ayrılacağım için. Özür dilerim Jongin. Seni mutlu edemediğim için.

***

Hastane aletlerinin sinir bozucu sesleri.

Endişeli gözler.

Korkuyla atan kalpler.

Merakla, duvarın dibine sinmiş bekleyen bedenler.

Bu bir sondu. Belki sağlam bir başlangıcı olan bir son.

***

4 yıl sonra..

Bazı şeyler sonsuz gibi gelir ya. Hep devam etsin istersiniz. İşte o anlar hep kısa sürer.

Kısaca benim hayatımın özeti buydu işte. Çok istemiştim. Çok sevmiştim. Mutlu son yoktur işte.

O gideli 4 yıl olmuştu. Kocaman bi 4 yıl. Çiçeklerin hayata küstüğü. Kelebeklerin yaşamdan bıktığı. Güler yüzlerin solduğu. Tam 4 yıl. Öylesine zordu ki en son ne zaman tebessüm ettiğimi hatırlamaz haldeydim. İçimden birşeyler eksilmişti işte. Öylesine paramparça bir ben. O hissi biliyor musunuz? Kemiklerinizin milyonlarca kez kırılması gibi. Ama geçmişti artık. Bu hisler eskisi gibi hükmetmiyordu kalbime,beynime. Bitmişti işte bir şekilde. Öyle olması gerekiyordu çünkü. Yorulmuştum artık. Başınızı yaslayacağınız bir omuz olmayınca öğreniyordunuz bazı şeyleri yok saymayı.

Bücür BakıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin