Bücür Bakıcı Bölüm 34

1.7K 128 37
                                    

Bücür Bakıcı Bölüm 34

'Güneşin uyuması ardından uyanan Ay. Oluşan hafif ışık sızıntısı. Yayılan karanlık benim aydınlığım.Bilmiyorsun. '

**

"Ben nefret ettim. Seni kaybedebilme ihtimalinden , sensizlikten nefret ettim. Yaşamak için amacım kalmadığında o kalp dudakların var ya güldüğün zaman bana kurtuluş oldu. Ben korkuyorum hâlâ. Yokluğundan. Hani şuan kollarımda burnunu çeke çeke uyuyorsun ya. Öylesine alıştım ki ben bu sıcaklığa. Olmazsan yapamam mesela. Hissetmezse bedenim tatlı tatlı homurdanmalarını yapamam. Sensiz olmaz. Sana bakamazsam eğer göremiyorum kendimi. Yaşayamam sen olmadan."

Jongin, Kyungsoo'nun derin uykusundan yararlanıyordu.

Söylemeye cesaret edemediğiniz şeyler vardı. Bir adama bağımlı olma düşüncesini dile getirmek bile ona göre acınası idi. Ama o Kyungsoo'yu severken hiçbir şeyi önemsemiyordu.

"Karanlığımda kaybolmuşum ben. Umutsuzca bekliyorum. Ah bir açılsa, içimdeki ışık salınsa benliğimde saklanan ölüler.

Ben hep bu cehennemden kurtulmak istedim. Bir kurtuluş istedim. Anka kuşu misali kül olan ben varoluş için yalvardım. O kurtuluşun sen olduğunu nereden bilebilirdim sevdiğim?"

Hayat okuduğunuz şiirde en etkili, en anlamlı, en güzel mısranın aklınızda kalması gibidir. Aklınızdan çoğu şey silinse bile sizi mutlu eden ya da canınızı yakan insanları asla unutmazsınız. Kyungsoo,Jongin için en acıyı tatlı yapandı işte.

"Biliyorsun dans ediyorum. Bir keresinde bana eğitim veren kişi bana şöyle demişti; Senin korkman gereken yer sahne değil prova salonu. Sahnede güvendesin ama prova salonun senin çıkmazın olabilir. Böyle demişti. Bu da onun gibi galiba Soo'm. Sana söylemeye cesaret edemediğim şeyleri sen uyurken söylüyorum. Halbuki güvende olduğum yer senin kalbin."

Kucağında uyuyan küçüğün sevimli hırıltırarına gülümsedi. Bu güzellikle bir ömür geçirse bile sorun olmazdı.

**

Chanyeol'dan..

Aklınızda cevabi olmayan sorular sizi hep deli eder. Ne kadar kafa yorsanız bile bu anlamsızdır. Çünkü cevap sizde değildir. Ama ne olursa olsun herşeyde bir neden, bir sebep ararsınız. Aynı benim gibi. Düşünmeyi sevmiyordum ama daima beynimde tur atıyordu. Zaten 2 gram birşey..

Yanımdaydı ve benimle bira içiyordu. Çok saçma değil mi ya? Bu mantıklı mıydı yani? Ha? Onu aylarca izlemiştim. Bar masasında oturan neden ben değilim diye düşünürdüm hep. Sürekli başka adamlarla takılırdı çünkü.

Şimdi ise benim yanımdaydı işte. Büyüleyici değil mi? Zamanın durmasını dilediğim 2.andı. Genelde yemek yerken dursun isterdim ama Baekhyun başkaydı. Gülünce dudaklarının şekli dikdörtgen oluyordu mesela. Şekilli bir burnu vardı. Saçları ise yumuşacık..

Ne güzel bir varlık yaratmışsın sen Tanrım..

Tamam. Tipi iyiydi ama kişiliği.. Out.

Yarım ağız gevşek gevşek sırıtıyordu. Burnu kızarmıştı. Gözleri ise kapanmaya yüz tutmuş bir şekilde beni izliyordu.

"Ben...- kötü.insan..değilim! Anlıyor musun Chanyeon-shi? Hı?" diye söylendi mayhoş bir şekilde.

"Chanyeol." diye düzelttim. Boş gözlerle bana bakıyordu. Çok sevimliydi ya!

"Ne..ney?"

"Adım Chanyeon değil Chanyeol." deyip kaşlarımı çattım. Onu seviyordum ama ona kibar davranıp anlayışlı olmak içimden gelmiyordu. İçimde sürekli ona kızma içgüdüsü vardı. Eh o kadar sürtük olursa olacağı bu yani... Onun davranışları en sevdiğim markette kremanın tükenmesi gibiydi. Krizlik yani. Anlarsınız ya.

"Haaaaaaa," ellerini dayadığı bar masasından çekip yüzümü avuçladı. "Aa aaa aaaa! Benim Chanyeol'um ne kadar da sevimliymiş! Ayh yerim."

Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Tanrım... Cidden bu bir rüyaysa artık kiliseye gitmeyeceğim cidden! Her seferinde ıslak rüyalar görmekten bıktım ya. Krema yiyemez oldum. -Belki biraz abartmış olabilirim. Susun.-

Kendime çeki düzen verip onu ittirdim. Sert bakışlarla ona bakıyordum. Dudaklarını büzdü ve bana o en sevdiğim puppy bakışlarıyla bakmaya başladı. Derin bir nefes... Derin bir nefes... Sessizce söverek bacaklarından tuttuğum gibi omuzuma attım onu ve arabaya götürmek üzeri ayaklandım.

"Kıçıma kadar üşüyorum ahmak dev." diyerek sızlanıyordu. Gözleri yarı açık yarı kapalı bir vaziyette hem kollarını hemde başını sallıyordu ki bu onu taşımamı zorlaştırıyordu. Önemsemeyip onu arabaya kadar taşıdım. Arabanın önüne gelince onu omzumdan indirdim. Kapıyı açıp elimi ses sistemine attım. Mavi kazağı alıp Baekhyun'un üzerine geçirdim. Ve hemen onu arka koltuğa soktum. Sırada onu evine götürmek vardı. Gözlemlediğim üzere Baekhyun sarhoş olunca.. Ah Tanrım..hayır!

**

"Neden kimse yok? Beni canavara dönüştüren adam o! Ben denedim. Sıradan biri olarak yaşamaya çalıştım. Ama öylesine yalnızım ki bu beni delirtecek!" histerik ve yüksek bir kahkaha attı sarışın. "Benim kötü biri olacağımı mı düşünüyorsunuz o adam olmasaydı? Bende iyi olmak istiyorum. Elimden kimse tutmuyor ki. Ben nasıl doğru yolumu bulayım? Beni anlayan kimse yok ki."

Tek başına bir parka oturuyordu sarışın. Etrafta ne çocuk ne de herhangi bir insan vardı. Tamamiyle yalnızdı.

Yaşadığı süreç boyunca yalnızlığa hapsolmuş karanlığında boğulan biriydi sarışın. İçinde bitmek bilmeyen bir kin vardı. Bu kin sarışının masumluğunu yok ediyordu.

Oturduğu banktan yavaşça kalktı. Gözyaşları akın etmeye başlamıştı bile. Yüzü ıslanıyordu. Boğazında biriken düğümler ilk kez bu gün yok olacaktı. Çünkü sarışın kendisine karşı ilk kez itiraf ediyordu.

"Başkalarının canını yakmak yerine ben ölmek istiyorum. Ben vazgeçmek istiyorum... Cidden elimden kimse tutmayacak mı?!" diye bağırdı güçsüz bir sesle. Ağladığı için sesi çatlak bir şekilde çıkmıştı. Üstelik yankılanmıştı.

O anda elinde bir sıcaklık hissetti.

"Senin elini..ben tutabilir miyim Yifan ?" dedi devin elini tutan gamzeli çocuk.

Sarışın şaşkın gözlerle bakıyordu ona. Kurduğu cümleden çok seslendiği hitap şeklini garipsemişti. Anlamsız gözlerle gamzeliye bakmaya devam etti.

"Sen-nasıl..nasıl biliyorsun adımı?" diye sordu. Gamzeli çocuk gamzesini daha da belli edecek bir şekilde gülümsedi.

"Soruma cevap vermedin."


-SON-


Uzun zaman sonra ilk kez yazarken bu kadar zorlandım. Uzun zamandir bekliyorsunuz ama kotu ve kısa oldu biraz özür dilerim.

-Hyperion

Bücür BakıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin