Bücür Bakıcı

Bücür Bakıcı Bölüm 3

Bücür Bakıcı Bölüm 3

Sabah uyandığımda vücudumda keskin bir acı vardı. Dün o kadar hırpalanınca kaldırmadı bu acıyı zavallı narin bedenim.

Dişlerimi fırçalayıp okul formamı giydim ve okul yolunu tuttum.

Okula giderken dün olanları düşünüyordum. Hayatım çok sıradan ve sıkıcıydı. Ama dün çok haraketliydi. Anlarsınız ya benim alışmadığım türden.

Hayatımda ilk kez bu kadar yakışıklı biri görmüştüm. Neydi adı? Jo-jongin. Evet adı Jongin'di. Aklıma dün Taemin'in telefonuma numarasını kaydetmiş olduğunu hatırladım. Telefonumu elime aldım son arananlara bakarken- NE?! Karizmatik Prens? Ciddi misin sen? Ouwwhh bu çok iğrenç dostum.

Arama tuşuna bastım.

"Alo? Kyungsoo ben aramazsın sanmıştım. Woah noldu?"

Hassiktir! Ne diycektim ki? Hemen de  açtı.  Aramamı bekliyordun?

"Ihm- şey ben Jongin nasıl diye sormak istedim. " yalan sayılmazdı aslında. Onu bir kez daha görmek istiyordum.

"Ahh~demek onun içindi."

Tabi ki onun içindi. Sen ne sandın?

"Uhm şey..belki okul çıkışı ziyarete gelirim. Ev adresiniz ne?"

"Jongin şuan taburcu oluyor. Eve gidince sana adresi mesaj olarak yollarım. Sakın gelmeyi unutma!"diye tembihledi.

"Peki." demekle yetindim telefonumu kapattım ve  adımlarımı hızlandırdım.

Tam okula girdim karşıma göz halkaları derinleşmiş.  Kaşlarını çatmış korkunç bir Tao vardı. Hemen yolumu değiştirip çıkışa doğru gidicektim ki beni kapşonumdan yakaladı.

"Sen! Baykuş suratlı! Hani Chen ile aramı yapacaktın? HA?!"

diye bağırdı. Hemen elinden kurtulup karşısına geçtim. Onun gibi kaşlarımı çatarak -ve aynı hizada olmak icin parmak uçlarıma yükselerek-

"Yah! Ne bu sizin baykuş merakınız? Gelen geçen bana baykuş diyor yahu! Dün işim vardı. NE YAPABİLİRİM APTAL PANDA?!" bende bağırdım.

"Ne bağırıyorsun be? Anladık. He sen neden hastanedeydin? " konuşarak okul kantinine doğru yürüyorduk. Ona başımdan geçenleri anlattım. Jongin'in güzelliği hariç tabi.

"WOAHH~ Dostum. İlk kez bu kadar havalı olduğunu duyuyorum. Senin gibi taş kalpli moron biri bunları yapmaz- AH NE VURUYORSUN BE?!" onun bağırmasıyla tüm gözler bize döndü.

"Bağırmasana ahmak!"

Kulağından çekerek onunla kantine doğru ilerledim. O da bir yandan acıyla inliyordu. Benden kurtulunca rahat bir oh cekti. Ve masaya oturduk.Lütfen kısa olabilirim ama güçsüz değilim.

"Uhm şey..Tao?" tabi ki bişey isteyecektim.

"Ne var?" insanca konuşmayı bilmez misin sen evladım?

"Bugün o kaza yapan çocuğu ziyarete gideceğim. Sen de gelsene."

"Ben mi? Niye?"

"Yalnız gitmek istemiyorum çünkü." dudaklarımı  büzdüm. Anlıma bir fiske vurdu.

"Sevimli olmuyorsun dostum. Tamam gelirim. Ama önce senin için binbir türlü yalan uydurduğum matematik hocasının yanına git. Ne oldu derse amcam hamileydi filan deme sakın! Ben hallettim. Sen sadece sınav olmak istiyorum de." dedi ve masadan kalkarak yanımdan uzaklaştı.

Bu panda arada işe yarıyor ya. Bende masadan kalkarak matematik hocasının  yanına gittim. Sınav olmama izin verdi. 20 dakika içerisinde bitmişti. Sınav çok kolaydı. Doğrusu övünmek gibi olsun birazcık zekiyim. Ders çalışmam ya da ödev yapmam ama dersi dinleyince hemen konuyu kavrıyorum. Tanrı hediyesi işte anlarsınız ya. Ya da anlamazsınız herneyse.

Tao'yu bulup 2.derse girdim. Tam hoca geldi telefonumuna bildirim geldi. Siktiiiiiir. Tüm sınır bana baktı. Çok utanç verici. Hoca umursamadı. Bu mesajı kim attıysa...bitti. Zil çalınca telefonuma baktım. Taemin'di. Evin adresini mesaj atmaştı. Telefonu cebime koydum. Kafamı da sıraya. Biraz kestirmek istiyordum. Ve gözlerimi yumdum.

Uykuya daldıktan sonra Tao tarafından sarsılarak uyandırıldım...

"Tüm gün boyunca uyudun lan.  Hadi Jongin midir nedir onun yanına gidelim!"

Karşımda dikilmiş bana dik dik bakıyordu.

"İsminin Jongin olduğunu nereden biliyorsun?" diye sordum.

Bana yakınlaştı ve kulağıma

"Onun adını sayıklıyordun~"  diye fısıldadı.

Ne yani? Ben mi? Ben? Tch.. İmkansız. Yalancı!!!

Y/N:Umarım kısalığından şikayet etmezsiniz^^

-Hyperion