"𝑆𝑒𝑛𝑖 𝑖𝑠𝑡𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚."

628 27 22
                                    

Fısıltılar...
Mırıltılar...
Sıcak kahvelerden uçuşan dumanlar ve belirsiz sesler ama dinlemek manasız. Çünkü önemsizler.

"Özür dilerim. Özür dilerim ama düşündüğün gibi bir şey değildi. Seni kullanmadım. Aptal yerine koym-Asla! Asla aklımdan böyle bir şey geçmedi. Seni aramak istedim Giz. Hemde çok. Seni aramak, sesini yakından duyabilmek..."

Eğildi. Bana küçükte olsa bir temasta bulunmak istiyormuş gibi aramızdaki masaya yavaşça süzüldü.

"Seni yeniden görebilmek...Görebilmek için her şeyimi verirdim. Çok istedim. Hemde çok. Özledim ve-"

Bekledi. Dudakları aralık kalırken sessizleşti. Sanki doğru kelimeyi arıyormuş gibi. Düşündü ama zaten biliyor. Doğru kelimeyi. Belli gözlerinden. Söylemeli mi? Yoksa henüz zamanı değil mi acaba? İkileminde.

"Son gün bana karşı soğukluğun önüme geçti. Seni zorladım Giz. Seni zorladım ve anlayamadım. Ne düşündüğünü. Ne düşündüğünü bilememek...Beni yokuşa sürdü."

Sürekli duraklıyor. Heyecanlı mı? Gözleri uzaklaştı. Gergin. Korkuyor ve elleri titrerken derin derin nefes alıyor. Kaçarken benden düşündü. Uzun uzun düşündü. Ufak ufak yumuşattı bedenimdeki acıyı. Normalde olsa inanmam ama söz konusu o oluca ördüğüm bütün duvarları yıkıyorum.

"Neden peki? Neden bekledin? Bir sene boyunca. Neden daha önce-"

Sesim belirsizleşiyor. Onun gibi titriyorum her kelimede. Ürperiyor ve boğazımdaki yumru büyürken ne yapacağımı bilemiyorum. Ağlayacak gibiyim ama hayır. Ağlamam. Ağlayamam. O da fark etti şimdi. Dengesizliğimi. İyi olmadığımı. Kaşları düşerken dudakları aralandı ama ne söylemesi gerektiğini bilemedi ki söylemesi gereken bir şey yok. Zorunda değil. Eğildi. Biraz daha eğildi. İyice bana yaklaşırken gözlerime bakmak için çabaladı ama izin vermedim.

"Çünkü...Dayanamadım artık. Seni aramak istedim ama neyle karşılaşacağımı bilemediğimden korktum. Aptalca, biliyorum. Belki de çocukça ama...Özür dilerim. Sadece..."

Ne? Sadece ne? Gerisi yok. Susuyor.

"Telafi etmeme izin ver. Lütfen."

Lütfen...Lütfen.

"Seni istiyorum."

Nefes alamadım. Dudaklarımı aralarken parmaklarımla oynamayı bıraktım. Titredim.

1 hafta...

"NE?! Seni istiyorum mu?!! Seni istiyorum mu dedi?"

Başımı salladım. Tezgahta doğrulurken beni baştan aşağı süzmesine izin verdim.

"Seni istiyorum ne demek biliyor musun? Azdım-"

Omzuna vurdum.

"Saçmalama Chris!"

"Saçmalama Chris!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"𝑭𝒊𝒅𝒆𝒍𝒊𝒅𝒂𝒅.." Henry Cavill-Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin