𝐾ı𝑠𝑘𝑎𝑛𝑐̧𝑙ı𝑘?

1K 46 37
                                    

Bir süre sokağın aşağısına bakarak düşündü. Sorum adeta havada kaldı. Merakımsa aklımı kemiriyor. Neyi düşünüyor bu kadar? Tamam. Kabul ediyorum. Zor bir soru ama- Başını çevirip karanlıkta parlayan mavi gözlerini benim meraklı gözlerime dikti. Açık ağzım ve büyüyerek ona bakan gözlerimle gülümsedi.

 Açık ağzım ve büyüyerek ona bakan gözlerimle gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bilmiyorum."

Kaşlarımı çattım. Bunu mu düşünmüş bu kadar.

"Sizden ne istediğimi bilmiyorum. Sadece...Yanımda olmanızı istediğimi ve...Ben...Sanırım."

İç çekerek ekledi.

"Bunu biliyorum. Sizinle birlikte olmak istediğimi."

Gözleri kısa sürede olsa benimkileri buldu. Ne söyleyeceğini bilemeyerek gözlerini kaçırıp kaldırım taşlarını izledi. Yine sessizleştik. Sokaklar bizi kalabalığına çekti.
Bağırışmalar...
Kahkahalar...
Kıkırtılar...
Sarhoş adam ve kadınlar.

Tatlı! Tatlı yemeliyiz!! Başımı çevirdim. Hala derin derin düşünüyor. Büyük elini tuttum ve ürkerek dönündüğünde gülümsedim.

"Tatlı yiyelim mi? Şuranın çok güzel dondurmaları var. Yada pasta!! Donat!"

Gözlerimi heyecanlı heyecanlı kocaman açtım. Derin düşünceleri kendisinden uzaklaşırken elinin içindeki elimi okşadı. Mavilikleri kocaman açıldı. Kaşlarını çattı ve üşüdüğümü söylemediğim için beni azarlamaya başlarken onu çekiştirmeme izin verdi. Dondurma dükkanına girdim. Hala devam ediyor.

"Arabam hemen arkadaki sokakta. Lütfen. Çok üşümüşsünüz."

Başımı iki yana salladım. Üzerimde ceketinin olduğunu ve üşümediğimi söyledim. Dudaklarımı büzdüm. Yani yalan söyledim. Çünkü açıkça donuyor ama belli etmemeye çalışıyorum. Neden üşüdüğümü de anlamıyor, kendime şaşırıyorum. Çünkü hava gayet sıcak ama ben titriyorum. Heyecandan. Heyecandan.

"Gitmek istemiyorum Bay Cavill. Şu an gayet iyiyim. Bakın üzerimde ceketiniz var. İnanın. Ben çok iyiyim."

Evet...Evet. Gitmek istemiyorum. Kalmak. Onunla İspanya'nın karanlık sokaklarında yan yana yürümek istiyorum. Bu bir sene boyunca bana ev sahipliği yapmış sokaklarda.

"Artık bana Bay Cavill demeseniz. Henry deseniz?"

Kollarımı ısıtmak için okşayan büyük eller. Sende beni tutsan ve hiç bırakmasan? Başımı kaldırdım. Sesiyle kulaklarımın bir an orgazm geçirdiklerini iliklerimde hissederek titredim. Henry dedim. Henry. Ne güzel bir isim.

"O zaman sizde bana Giza diyin."

Gözlerimin içine uzun uzun bakındı. Tatlı tatlı gülümsedi ve başını salladı. Onayladı. Çok daha güzel dedi. İsminizi kullanmak. Ben merakla onu izlerken, pembe dudakları, mükemmel elleri; hala kollarımı, beni ısıtmak için ovalayor. Kendi kendime keşke...
Keşke hala kollarımı beni ısıtmak için ovalayan elleri, bacaklarımı da ovalasa diyerek gülüyorum. Sapık Giza. Arsız Giza!!

"𝑭𝒊𝒅𝒆𝒍𝒊𝒅𝒂𝒅.." Henry Cavill-Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin