𝐼̇ℎ𝑎𝑛𝑒𝑡𝑙𝑒𝑟 𝑈̈𝑧𝑒𝑟𝑖𝑛𝑒 𝐼̇ℎ𝑎𝑛𝑒𝑡𝑙𝑒𝑟

265 19 77
                                    

"Giza?!! Giz! Gitme, lütfen. Hatırlamıyorum. Sana yemin ederim hatırlamıyor-Giza! Eğer hatırlasa-bilseydim sence seni çağırır mıydım!"

Bilmek mi? Bunun neresini bilemezsin ki? Yürümeye devam ettim. Sinirle söylendi.

"Beni suçlamaya hakkın olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?! O sikik erkek arkadaşınla yiyişirken-"

Hızla arkamı döndüm.

"Ne?! Benimle taşak mı geçiyorsun?! Ben, bunu yaptım diye sende arkadaşımı mı-"

Nefes alamıyorum. Kelimeleri sıraya dizmeye çalışıyor ama tutunup cümle oluşturmadıkları için sadece derin derin nefes almakla yetiniyorum.

"Hayır. Hayır. Özür dilerim. Çok sarhoştum. Ne zaman olduğunu bile hatırlamıyorum. Sana yemin ederim! Yemin ederim! Seni bıraktıktan sonra eve geld- yapma. Lütfen, ağlama."

Gardımı indirdim. Kollarımı kavradı ve bedenimi kendine doğru çekti. Yüzümü ellerinin arasına aldı. Okşadı. Ne zaman ağladığımı bile kavrayamayacak bir yorgunluk var üzerimde. Zihnimin duvarları arasında. Hepsi üst üste bindi ve üzerime indi. Ezdi beni.

"Özür dilerim. Sarhoştum. Chris'le fazla kaçırdım ve-"

Başımı iki yana salladım. Uzaklaştım. Haklı aslında.

"Bana...Bana hesap vermek zorunda değilsin. Sadece..."

Ne? Sadece ne? Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum.

"Lütfen gitme. Lütfen."

Ne yapayım? Eve geri dönüp Jess'in seni emmesine sessiz mi kalayım? Yapamam. Ben senin gibi değilim. Senin kadar güçlü...Buna güçlü olmak mı denir artık bilmiyorum ama. İstiyor musun onu, Henry? Jess'i. Yoksa gerçekten çok sarhoş olduğundan mı-

"Onu...Sevi-"

Başını iki yana salladı. Hatırlamadığını söyledi. Hatırlamıyorum dedi. Pek çok kez tekrarladı. Sarhoştum. Fazla kaçırmış ve engel olamamışım. Gözlerini izledim. Mavi gözleri gerçekleri fısıldıyor gibi.

"Ne yapmamı istiyorsun peki? Jess-"

Onu göndereceğini söyledi ama öyle kolay mı ki? Git denir mi? Ayıp.

"İşim olduğunu söylerim. Lütfen...Sen gitme."

Bir süre bekledim. Gitmeye hazırlanırken elimi tuttu. Tuttu ve okşadı. Yavaşça ilerledi spor salonuna açılan kapıya doğru. İçeri çekti bedenimi ve hemen döneceğini söyledi. Özür diledi yeniden. Bahçe kapısından dışarıya doğru süzüldü. Merdivenleri çıktım o gidince. Mutfak kapının arkasına sakladım.

"Ne oldu? Ne konuştunuz Giza'yla?"

Bekledi. Eşofmanını çekiştiren Kal'ı sevmek için eğildi ve dudaklarını araladı ama sessiz kalmayı tercih etti. Hiçbir şey söylemedi.

"Dün-"

Ne olduğunu soracaktı sanırım. Jess onu susturunca yapamadı.

"Garip bir kız Giz. Onu anlamak zor. İlgi meraklısı sanki. Hep bir soğu- Henry bırak şunu sevmeyi!! Hatta ben varken bir odaya kapatsan olmaz mı? Midemi bulandırıyor."

Mavi gözleri hızla havalandı. Jess'inkileri buldu.

"Onun yerine sen gitsen ve bir daha gelmesen. Hem kendi arkadaşın hakkında nasıl bu-"

Kıkırdadı. Masadaki meyve tabağından bir muz aldı ve kabuğunu soyarken alayla fısıldadı.

"Arkadaş mı? Saçmalama. Giza'ya katlanmamın tek sebebi Chris. Chris'e katlanma sebebimde belli."

"𝑭𝒊𝒅𝒆𝒍𝒊𝒅𝒂𝒅.." Henry Cavill-Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin