Yemek kokuları.
Istakoz.
Salçalı bir şeyler.
Çorba?
Sıcak ekmek.
Yoğun bir şarap.
Beyaz mı?
Yada...
Kırmızı?
Ne fark eder ki?
Yabancı yüzler.
Abartılı elbiseler.
Yoğun sesler.
Mesela kocaman salondaki topuklu ayakkabıların kulaklarımda bıraktığı ağır tıkırtılar.
Müzik. Keman. Piyano. Gitar?
Ve...
Sonunda.
O.
...Giza.
Derin derin düşünürken şarabından uzun bir yudum alan. Ne düşünüyorsun bu kadar? Düşünülecek bir şey var mı? Aslına bakılırsa bir sürü şey...Düşünülecek bir sürü şey var. Kahvenin içinde parlayan bal rengi gözlerin ve beni bularak nefesimi kesen büyüleyici gülümsemen. Sahi...Ne içten bir gülümseme bu.İçtiğim kadehlerden sonra bile etkisini göstermeyen alkol yeni yeni beynime hücum etmeye başlıyor sanki bu gülümsemeyle ve derin...Anlamlı bakışlarınla ama hayır. Henüz sarhoş değilim ve ne kadar şarap içsemde olamam. Sarhoş. Şarap sinek ısırığı gibi. Ufak bir etkisi var üzerimde. Sadece kendini hissettirmeyi seviyor ama onun haricinde hiçbir şey. Sadece hafif bir tatlılık. Üzerimde oluşan ve beynimi uyuşturan.
Kokunla...
Sesin...
Kıkırtıların...
Kahkahaların...
Dudakların...
Gözlerin...
...Yüzün...
Ve...
Bedenin...
Varlığın...
Ruhun...
Şarabın değil. Giza. Senin. Senin bende oluşturduğun etkiyle oluşan bir uyuşma bu."Bu şarkıyı biliyor musun?"
Dudaklarımı büzüp başımı iki yana salladım.
"En sevdiğimdir."
Şarkıyı salonun kenarındaki minik orkestrananın yanında söyleyen kadın gibi mırıldanmaya başladı. Benim anlayamadığımı fark etmiş olmalı ki durdu. Düşünceli bir şekilde gülümserken gözlerime büyük bir derinlikle bakarak çevirmeye başladı.
"Ya no estás más a mi lado, corazón."
– Artık yanımda değilsin tatlım.
"En el alma solo tengo soledad."
– Ruhumda sadece yalnızlık var.
"Y si ya no puedo verte."
– Ve eğer seni bir daha göremezsem.
"¿Por qué Dios me hizo quererte?"
– Tanrı neden seni sevmemi sağladı?
"Para hacerme sufrir más."
– Daha fazla acı çekmemi sağlamak için.
"Siempre fuiste la razón de mi existir."
– Her zaman varlığımın sebebi sendin.
"Adorarte, para mí, fue religión."
– Sana ibadet etmek benim için bir dindi.
"En tus besos encontraba."
– Öpücüklerinde buldum.
"El amor que me brindaba."
– Bana verdiği aşk.