Öyle mi? Saatlerdir güzel olduğunu söylüyor birbirinizi tasdikleyip duruyorsunuz ama ben, pek çok kez göstermenize rağmen göremiyorum. Sizin gördüğünüz o güzel şeyi, göremiyor ya da algılayamıyor, anlayamıyorum. Chris ve Grace, öyle mi sahiden? Güzel mi? Değil gibi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Donuk bakıyorum. Kırgın, yorgun, anlamsız. İzlerken çekilen fotoğraflarımı, sadece çirkin bir kadın beliriyor gözlerimin önünde. Çekik gözleri ve saçma sapan yüz hatlarıyla. Orantısız her yerim. Kocaman dudaklarım, farelerinkini andıran burnum.
"Ne oldu? Giz?"
Belime sarıldı eller. Beni kendine doğru çekti ve gülümsedi. Grace doğruldu o sırada, bize bakındı.
"Evet, ne oldu sana? Moralin bozuk gibi. Sabahtan beri bi keyifsizsin."
Öyle miyim? Değilim.
"Emin misin? Superman kayıplara karışmış sanki."
Evet. Yoğun. Biraz fazla yoğun.
"Hayır. Yani...İki gün önce onun evindeydim ve... Bilmiyorum. Çalışıyor. Bende...Çalışıyorum."
Kaşlarını çattı. Tam bir şey söyleyecekti bahçeye açılan kapı aralandı. Henry girdi içeri, alakasız bir şekilde. Çünkü onu beklemiyordum. Hiçbirimiz beklemiyorduk. İlk Grace'e bakındı. Dondu kaldı. Sanırım Grace'i ben, beni Grace zannetmişti. Ya da öyle düşünmek istedi. Kaşları çatıldı. Döndü. Beni buldu gözleri bu sefer. Chris'in kolları arasındaki ben. Elleri belimde. Başım göğsünde. Mavi, güzel, gergin, parlak gözler.
"Hoş geldin."
Kollar çekildi. Selam verdi ve koltuğa yerleşti Chris. Fark etti Henry'nin rahatsız olduğunu. O yüzden sesini etmedi pek. Hemen kaçtı benden.
"Hoş buldum."
Mırıldandı. Düşünerek bana doğru ilerledi. Derin derin. Belime sarıldı elleri. Zorla gülümsedi. Onu öpebilmek için parmak ucumda doğrulduğumda devam etti. Daldı gitti. Kollarımı boynuna doladım. Uzandım. Belimi tutup kaldırdı bedenimi. Kucağına aldı. Ben örterken pembe dudaklarını kıvrıldı. Gülümsedi.
"Henry!! Gelde Giza'nın fotoğraflarına bak."
Geri çekildim. Gitmesini, bakmasını istemedim ama önüne geçmekte zor bu saatten sonra biliyorum. Kaşlarımı çattım. Dudaklarımı büzdüm.
"Onlar ne?"
Eğildi. Koltuğa doğru uzandı. Chris'in ellerindeki fotoğraflara bakıyor. Göz bebekleri büyüyor beni izlerken.
"Giza ek iş olarak modellik yapmaya başladı. Baksana."
Elimi bırakmadan fotoğrafı almak için kaydı. Masayı buldu gözleri. Her taraf fotoğraflarımla dolu.
