𝐾𝑎𝑣𝑔𝑎

253 19 46
                                    

"Beni mi arıyorsun?"

Derin sesle ürperdim. Korkarak arkamı döndüm. Gülümsedi.

"Hayır- ben...Bira almaya gel-"

Başını salladı. Dişlerini sıkarken söylendi.

"Evet. Biliyorum. Gördüm."

Buz dolabına doğru uzandım. Yaslandığı tezgahın hemen yanındaki dolap.

"Her bira istediğinde vuruyor mu sana böyle? Ya da-"

Gözleri benimkileri buldu. Geri çekildi. Derin bir nefes aldığında doğruldu. Uzaklaştı benden. Özür dilemek istedi ama sessiz kalmayı tercih etti ki iyiki de etti.

"Giza!! Biram nerde? Ne oyalanıyorsun lan!"

Elimdeki teneke kutuyu sertçe çekti.

"Yine mi sen?! Ne işin var senin burda?! Ne konuşuyordunuz siz?"

Ne konuşuyorduk? Senin bana karşı tavrından bahsediyor-

"Bira almaya gelmiştim ama bulamadım. Giza gelene kadar. Teşekkürler."

Büyük eli tezgahtaki şişeye uzandı. Sürekli yalan söylüyor benim için. Sürekli ve sürekli. Gerçekten iyi oynuyor bu arada. Gerçekten ki zaten mesleği bu. Öyle değil mi? Brian'ın önünden salona doğru süzüldü. Kimseyi tanımadığı için Chris'in yanına yerleşti. Bizde onu takip ettik.

"Ben gitsem iyi olu-"

Chris'in gözleri büyürken ağzındaki şişe uzaklaştı. Başını iki yana salladı.

"Saçmalama Cavill! Daha gece yeni başlıyor! Hem birbirimizi pek tanımıyoruz. Bu akşam, bunun için gayet iyi bir fırsat. Seni tanımama izin ver Superman'im. Uçur beni."

Arsız kıkırtısı gülmek istememe sebep oluyor. Henry'i baştan çıkarmaya çalışıyor sözde belini kıvırırken, göz kırpıyor. Bu konuda Jess'den daha başarılı diyebiliriz. Çünkü Chris her ona dokunduğunda gülüyor, tatlı tatlı Henry. Bembeyaz dişleri ve gamzelerini önüme seren mükemmel gülümsemesiyle içimi ısıtıyor. Başını salladı. Tamam dedi. Kalayım.

Chris gerçekten herkesi ikna edebilme yeteneğine sahip sanırım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chris gerçekten herkesi ikna edebilme yeteneğine sahip sanırım. Söylediğinde inanmıyordum ama şimdi bakıyor, sahiden de öyle diyorum. Sahidende öyle. Henry'i bile ikna etti. Üzerine hiçbir şey söylemedi, söyleyemedi adam. Sadece elindeki birayı yudumlamaya devam ederken iç çekti ve evet. Doğru. Tanımıyorlar birbirlerini. Bir kaç kere eve geldiğinde Henry, selamlaştılar ama bunun ötesine geçemediler henüz.

Belime sarılan ellerle titredim. Jess. Beni kenara çekti. Henry'nin yanına doğru ilerledi. Bedenine sarıldı. Kolunu beline doladı ama yüzüne bakmadı bile. Rahatsız olur mu acaba diye, düşünmedi. Sanki bir ilişkileri varmış gibi. Şaşkınlığın verdiği yoğunlukla başımı kaldırdım. Gözlerini izledim. Ona baktığımı biliyor ama bakmıyor bana. Henry. Bakmıyor ve kaçmıyor, uzaklaşmıyor Jess'den. Öylece Chris'le konuşuyor. Gülümsüyor. Hoşuna mı gidiyor bu? Jess'in sivri tırnaklarını göğsünde gezdirmesi. Kasıklarında.

"𝑭𝒊𝒅𝒆𝒍𝒊𝒅𝒂𝒅.." Henry Cavill-Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin