Karanlığın içinden ayak sesleri duydu. Bir el çenesini kavrayarak başını kaldırdı ve kulaklarına Ayna Adam'ın küçümseyici sesi doldu: "Ne kadar acınası." Eldivenli elleriyle çenesini sertçe sıktı sonra da hızla bıraktı ve Rüyalar Lordu'na bir tokat attı. "Diğer gözünü de ölümlünün teki için heba ettin! Ölümlüler için! Ne halde olduğunu görsen eminim kendinden çok tiksinirdin!"
"Sus" dedi Chanyeol, sesi kısık çıkıyordu ve terliyordu da. "Lütfen... biraz sus."
"Son üç parçayı da aldığımda" dedi Ayna Adam. "Madde'yi birleştirip benim yaptığımda; seni iyileştireceğim. Böylece göreceksin-"
"Çok tehlikeli" dedi Chanyeol. "Yapmak istediğin... Çok tehlikeli."
"Ama yapacağım. Hiçbir tehlikesi olmayacak! Her şeyi düşündüm, her şeyi! En ince ayrıntısına kadar nasıl yapacağımı düşündüm! Uzun zamandır bunu düşünüyorum ve çok az kaldı. Neredeyse başaracakken gerçekliği parçalamasaydın olacaktı da, ama yaklaştım. Uzun sürse de..."
"Gerçeklik senin yüzünden-" Chanyeol öksürmeye başladı ve Ayna Adam'ın ayaklarının dibine kan tükürdü.
"Gerçekliği senin küçük sevgilin parçaladı." dedi Ayna Adam. "Belki de beni oyalamak için buna sen izin verdin."
Chanyeol, kanlı ağzıyla gülümsedi, dişleri kırmızıydı. "Zekisin" dedi. "Küçük kardeşim."
Ayna Adam ortadan kayboldu.
Jongin'in siyah Jeep'i bir alışveriş merkezinin otoparkına indi. Jongin, otoparkın içinde dikkatle park edecek bir yer aradı ve sonunda bulduğunda arabayı L park etti ve kontağı çevirerek arabayı kapattı. Sonra da arabadan indi, şapkasını suratına kadar indirdi ve alışveriş merkezinin içine girdi.
Birkaç dakika sonra AVM'den çıkan Jongin, sola döndü ve oradaki yokuştan aşağı indi ve bir sokağa doğru tekrar döndü. Orada beyaz bir araba park etmişti. Jongin, arabaya doğru yürüdü, yolcu koltuğunun kapısını açtı ve içeriye bindi.
"Seni gören oldu mu?" diye sordu Baekhyun, arka koltuktan. Sürücü koltuğunda Mark vardı, Baekhyun, Bright ve Sehun ise arka koltuğa Haechan'la beraber sıkışmışlardı.
"Hayır" dedi Jongin ve saatine baktı. Saat on ikiye yaklaşıyordu. "Arabayı orada bıraktım ve çıktım."
"Seul'ün sınırındaki bir alışveriş merkezinde" dedi Sehun.
"Şehir içinde ne yaptığımızı takip etmelerine izin veremem. Seul'e döneceğimizi tabii ki biliyorlardır ama geriden geldiğimizi henüz fark etmediler."
"Hadi oradan. Polisin o kadar salak olduğunu sanmıyorum."
"Beni ağlatacaksın" dedi Jongin, kuzenine bakarak. "Ama Kyungsoo salak değil, dikkatleri kısa bir süreliğine bizden uzaklaştırmayı becerecek kadar kabiliyetli birisi. Ve de arkadaşının çocukluk aşkını bu esnada bulabilecek kadar."
"Ne kadar da aşıksın böyle" dedi Baekhyun. "Onu öve öve bitiremedin, sadece birkaç saattir ayrısın yavuklundan."
"Kes" dedi Jongin ve Mark'a işaret ederek "Gidelim" dedi. "Sana attığım adrese gideceğiz."
Kyungsoo, emniyet amirinin kapısını tıklattı; odanın içinde bir duraksama oldu sonra da emniyet amirinin kalın sesi emredici bir tonla ona girmesini söyledi. Kyungsoo kibarca kapı kolunu aşağı indirip kapıyı içeriye doğru itti ve arkasından da kapadı.
"Evet amirim" dedi Kyungsoo.
Emniyet amiri, açık pencerenin önündeydi ve elinde sigarasının dumanları tütüyordu. Dışarıya duman üfleyen amir: "Dedektif Kyungsoo" dedi, sanki Kyungsoo'nun adını ekşi bir şekermiş gibi dilinde gezdiriyormuşçasına söylemiş, dilini şaplatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The End of the Rainbow (ChanBaek)
FanfictionRüyalar Alemi ve Gerçek Dünya'nın sınırları diken üstünde! Rüyalar Lordu, gizemli Ayna Adam'la olan savaşından yara alarak çıktı. İkisinin savaşı gerçekliğe zarar vermiş ve yırtılmalara sebep olmuştu. Bu savaşın sonucunda gerçek olmaması gereken ki...