İnsanlar her zaman yabancı diziler hakkında konuşurlardı; bu asla değişmeyen bir şeydi. Jenerasyon fark etmeksizin, isterse ortaokullu çocuklar isterse ofisteki otuzlu veya kırklı yaşlarındaki insanlar olsun, boş bir an, uygun bir ortam bulunduğunda herkes yabancı dizilerden veya da kendi ülkelerinin dizilerinden bahsederlerdi.
Baekhyun, bu sohbeti çok severdi, özellikle de anime konuşmak onu çok heyecanlandırırdı; fakat konu yabancı dizi olduğunda sohbet elbette ilk izlenilen diziye geliniyordu. Ve Baekhyun için ilk izlediği diziler iki taneydi, ikisini de o zamanlar o kadar severdi ki ayırt edemezdi; on ya da on bir yaşındaydı ve televizyondaki belli bir kanalda, orijinal dilinde Korece altyazıyla yayınlanırdı. Merlin ve Doctor Who'ydu onun "ilk" dizileri. Şimdi bile hangisini daha çok seviyor, ayırt edemezdi ama genellikle Doctor Who'yu daha çok sevdiğini hissederdi ama sanki Merlin bundan "gocunacakmış" gibi kendisine bile itiraf etmezdi.
Tabii ki, Doctor Who'yu sevmesinin yanında o dizide onu korkutan bir şey vardı. Doktor'un sayısız düşmanı olurdu, her bölümde farklı bir zaman diliminde farklı düşmanlar ortaya çıkardı; ama bazı düşmanları kilit düşmanlarıydı, her sezonda illa ki ortaya çıkıyorlardı ve Baekhyun için Doktor'un en korkunç düşmanları Dalekler'di. Duygusu olmayan, tuzluğa benzeyen ve "İMHA ET!" diye bağıran zalim robotlar. Robotlar sadece bir kabuktu, içlerinde yaşayan balçığımsı, biraz da ahtapota benzeyen uzaylılar vardı.
"Bir bu eksikti" dedi Baekhyun o anda, ışıklar yandığında ve Sauron, Gerçeklik Maddesi'nin beş parçasını da ele geçirdiğinde. Etrafları balkonlarla çevriliydi; bir amfiteatrdalardı ve amfilerde Dalekler tek gözleriyle onlara bakıyordu. Dalekler'in zırhına bir tane pompa ve çırpıcı takılıydı, çırpıcıdan lazer fırlatabiliyorlardı. Baekhyun küçükken o çırpıcılardan çok korkardı, gerçek hayatta gördüğü hiçbir çırpıcıya benzemiyorlardı.
"Bunlar da ne?" dedi Sehun etrafına endişeyle bakarak. Dalekler kenetlenmiş gibi sadece onlara bakıyordu, hepsinin çırpıcıları onlara çevrilmişti.
"Dalek" dedi Baekhyun sesi çatlak çıkmıştı; sonra öksürdü ve tekrar "Dalek" dedi. Çocukluğunda insanlara Dalekler'i tanıtırken daha havalı olduğunu hayal ederdi; hayal dünyasında ortaya Dalekler çıkar, Baekhyun'un çevresindeki dostları korkuyla onların ne olduklarını sorar ve Baekhyun da tıpkı Doktor gibi "Dalekler!" derdi. Ama o kadar, çünkü Doktor'un devamında anlattığı "Duygusuz" ve "Sadece yok etme içgüdüsü olan" açıklamalarının ne olduğunu o zamanlar algılayamazdı.
"Gerçeklik parçalandığında Dalekler serbest kalmadı" dedi Baekhyun, Sauron'a hitaben konuşarak.
"Evet, kalmadılar" dedi Sauron. "Ama onları ben çıkardım! Ve sadece bu kadarla sınırlı değiller, Baekhyun! Dünyaya, Seul'e yaklaşmakta olan kocaman bir Dalek filosu var ve şafakta burada olacaklar! Tam da hayal ettiğin gibi, değil mi? Karanlıklar diyarındaki tahtında Sauron, uzaylıları, robotları, Ölüm Yiyenleri, orkları ve daha nicesini kontrol ediyor! Hepsi ona diz çöküyor! Neden? Minik Baekhyun onları yok etsin diye."
"Bana yakın durun" diye mırıldandı Baekhyun. Sauron ileriye doğru adım attı, zırhı o kadar ağırdı ki adım attığında sanki yer sarsılıyordu.
"Bu sefer farklı" dedi Sauron. "Bu sefer ben gerçeğim, Dalekler, ruh emiciler ve Ölüm Yiyenler, gerçek. Orklar ve Nazgûller gerçek, Baekhyun; ve bu sefer ben güçlüyüm! Gerçek ve güçlü! Ve senden parçaları aldığımda, Dalekler'imi de orklarımı da dünyaya salacağım, sadece ölümün ve acının, vahşetin hüküm süreceği bir dünya! İnsanlar ölecek, her gün milyonlarcası ölecek ve sonraki gün Gerçeklik Maddesi'yle yeni insanlar doğacak, hayır! Ölen herkes dirilecek ve her gün onların öldüğünü, acılar çekip hayatları yaşamalarını dinleyeceğim! Ah! Vahşi yeni dünya!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The End of the Rainbow (ChanBaek)
FanficRüyalar Alemi ve Gerçek Dünya'nın sınırları diken üstünde! Rüyalar Lordu, gizemli Ayna Adam'la olan savaşından yara alarak çıktı. İkisinin savaşı gerçekliğe zarar vermiş ve yırtılmalara sebep olmuştu. Bu savaşın sonucunda gerçek olmaması gereken ki...