Öğlene doğru uyandığında yatakta yalnız olduğunu fark etti. Yanı başına bakan Baekhyun boynunu kıtlatıp yatakta oturur pozisyona geldiğinde aşağıdan sesler geldiğini duydu. Gülümseyen Baekhyun yataktan inerken Chanyeol aşağıdan ona "GÜNAYDIN!" diye seslendi. Baekhyun da "GÜNAYDIN!" diyerek karşılık verdi ve üzerine bir şeyler geçirdi, odasından çıkarak aşağıya doğru sarktı, Chanyeol elbette kahvaltı hazırlıyordu.
"Sen klişe bir adamsın" dedi Baekhyun. "Uyanıp kahvaltı hazırlamak?"
"Sen de klişeleri seven bir adamsın" dedi Chanyeol, başını yukarı kaldırıp. "Johnny sana böyle romantiklikler yapmıyor muydu?"
Merdivenlerden aşağı inen Baekhyun düşünüyormuş gibi duraksadı ve "Yapıyordu elbette." dedi. "Ah Johnny... Sanırım onunki daha büyüktü."
"Şimdi tadım kaçtı" dedi Chanyeol sırıtarak. "Neyse ki ben Rüyalar Lordu'yum ve yalan söylediğini görebiliyorum!"
Baekhyun gidip onun boynuna sarıldı ve yanağına bir öpücük kondurdu. "Rüyalar Lordu bu kahvaltıyı kendi elleriyle mi hazırladı yoksa parmak mı şıklattı?"
"Kendim hazırladım" dedi Chanyeol masaya bakarak. "Ama pilav için parmağımı şıklattım, yapması ne zor bir şey öyle?"
"Herkes yapamaz."
"Sen de yapamıyorsun makine yapıyor."
"Sen makineyi bile kullanamamışsın Lord'um" dedi Baekhyun ve ondan ayrılıp tuvalete gitti.
Masaya Chanyeol'ün karşısına oturup pilav kaselerinden birini önüne çekerken Chanyeol "Bugün bir planın yok" dedi. Baekhyun başını salladı. "Evet, elbette yok. Ben ünlü bir yazarım artık."
"Vay be, iki kitapla hem de." dedi Chanyeol gülümseyerek. "Bak ne diyeceğim, bugün bütün gün beraber dolaşalım."
"Gerçekten de klişe bir adamsın Rüyalar Lordu."
"Ne lordu? Evet, Rüyalar Lordu." dedi Chanyeol. "Yani o klişeler nereden çıktı?" Parmağıyla kendini gösterdi. "Benden."
"Ne yani, var olan tüm kurguları sen yazıp millete mi gönderiyorsun?"
"Öyle olsa çok saçma olmaz mıydı? Ama sonuçta kurguların çoğu rüyalardan gelir, gelmez mi?"
"Gelir mi?"
"Bence gelir" dedi Chanyeol ve pilavından bir kaşık aldı. "Hım, güzel şıklatmışım gerçekten" dedi. Baekhyun kahkaha attı. "Güzel şıklatmak!" dedi ve bir süre buna güldü.
"Hey" dedi bir süre sonra. "Şimdi senin şu güçlerin, şıklatmaların var ya? Diyorum ki herkesi buraya toplayabilir misin?"
"Ah, sana geri dönmemin ilk sabahında hemen güçlerimden faydalanmak istiyorsun" dedi Chanyeol.
Baekhyun özür dilercesine omuzlarını silkti ve umutla ona baktı. Chanyeol uzanıp onun yanağını sıkarak "Elbette" dedi. "Senin güldüğünü görmek için dört sene bekledim, herkesi buraya toplayabilirim."
"Ah! Ama herkesi!" dedi Baekhyun heyecanla. "Bir akşam yemeğine! Sehun'u, Bright'ı, Lucas'ı! Xiaojun ve Win'i de. Jaemin! Onu nasıl unuturum Jaemin'i de getirmelisin elbette! Sonra Jongin ve Kyungsoo... Ama herkes çok meşgul."
"Hepsinin işinin bitmesini bekleyebiliriz" dedi Chanyeol. "Onları bu akşam toplamak zorunda değiliz Baekhyun, sana söyledim. Gitmeyeceğim."
"Gitmeyeceksin, değil mi?" dedi Baekhyun. Elini masada ona doğru uzattı, Chanyeol de iri elini onun elinin üzerine koyarak güven vermek istercesine sıkıp "Gitmeyeceğim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The End of the Rainbow (ChanBaek)
FanfictionRüyalar Alemi ve Gerçek Dünya'nın sınırları diken üstünde! Rüyalar Lordu, gizemli Ayna Adam'la olan savaşından yara alarak çıktı. İkisinin savaşı gerçekliğe zarar vermiş ve yırtılmalara sebep olmuştu. Bu savaşın sonucunda gerçek olmaması gereken ki...