Süpernova Pt. 9: Ve... Son Perde!

29 7 1
                                    

Neredeyse her yerde yüzleri vardı; yetkililer köşe bucak Baekhyun, Sehun ve Bright'ı arıyordu, elbette o sırada goblinlerden kaçmaya çalıştığı için Lucas'ın suratı kameralara yakalanmamıştı. İşte bu yüzdendir ki kostümlü bir partiye olabilecek en mükemmel kılık değiştirmeyle gitmeleri gerekiyordu, Sehun böyle söylemişti. Maske taksalar bile şüphe çekebilirlerdi, Sehun böyle düşünüyordu.

Ne önerdiğini sormuşlardı.

"Bunu kabul ettiğimize inanamıyorum" dedi Baekhyun, eteğini çekiştirerek. "Ve bu topuklular ne kadar rahatsız edici haberiniz var mı? Sailor Moon bunlarla nasıl dövüşüyor?"

"Sailor Moon durduğu yerden millete ışık fırlatıp yok ediyor." dedi Bright, kızıl saçlarını yüzünden çekerek. Sehun, Baekhyun'unkine göre daha uzun olan çiçekli eteğini şöyle bir düzeltti ve "Biraz rahatsız ediciymiş doğrusu" dedi. "Şeyim sürtünüp duruyor."

"Sus" dedi Baekhyun. "Duymak istemiyorum."

Lucas, onlara gülerek bakıyordu, kendisinin kadın olmasına gerek yoktu, bu yüzden Kaptan Amerika ("Vay be göte bak" diye yorumda bulunmuştu Baekhyun) gibi giyinmişti ama Sehun emindi ki Lucas'a Elsa olmak çok yakışırdı.

Sırasıyla Sehun, Bright ve Baekhyun, Nico Robin, Katarina ve Sailor Moon kostümleri giymişlerdi. Baekhyun'un kafasındaki sarı peruk ağırlık yapıyordu çünkü başının iki yanından toplanmış iki topuzdan at kuyrukları dizlerine kadar uzanıyordu. "Bunu bir an önce unutmak istiyorum" dedi Baekhyun ve büyük malikanenin açık bahçe kapısından içeriye girdiler. Baekhyun, yürürken zorlandığı için Lucas'a tutunup duruyordu ama onun aksine Sehun ayağındaki kırmızı topuklarla çok rahatça yürüyordu.

"Seni ibne" dedi Baekhyun.

"Hah, vurdurmuyormuşsun gibi." diye karşılık verdi Sehun.

Müzik sesleri, kahkahalar ve yüksek sesli sohbetler; dans eden insanların ayak sesleri bütün sokak boyunca duyuluyordu. Saat dokuzdu, parti çoktan dolup taşıyordu. Bahçede sigara içen insanlar, flörtleşen veya bir köşede öpüşen birileri vardı.

"Daha önce de partiye gittik" dedi Baekhyun. "O yüzden normal davranın ama tanıdığınız birini görürseniz ondan kaçının."

"Tanımadığımız biri olmaması imkansız Baekhyun" dedi Sehun. "Saçlarınızla yüzünüzü örttüğünüzden emin olun."

"Maskem yeterince beni gizliyor" dedi Lucas, kalkanında parmaklarıyla kısa bir ritim tutarak. "O kalkanı sana sokacağım" dedi Baekhyun ansızın, nereden geldiğini bilmediği bir dürtüyle.

Malikanenin kapısından içeri girdiklerinde Lady Gaga çalmaya başlamıştı; Bright kaşlarını çatarak "Bu şarkının modası geçmedi mi?" diye sorduğunda Sehun ona ters ters bakarak "Sen ne anlarsın?" dedi ve mırıldanarak şarkıya eşlik etmeye başladı. Bright, onu umursamadı ve tam yanında etrafı inceleyen Baekhyun'a döndü, önce onun kılığına güldü sonra da "Pardon." dedi. "Ne yapacağız?"

"Sanırım, Voldemort'u bulmakla başlayabiliriz?" dedi Baekhyun. "Ama sorun şu ki onu nasıl bulacağız? Burası çok kalabalık ve gürültülü."

Lucas, yanından geçmekte olan bir çocuğu kolundan durdurarak "Hey!" diye seslendi. "VOLDEMORT NEREDE?"

"Tanrım."

"HE DOSTUM? İÇKİLER ŞU TARAFTA!" dedi çocuk elindeki bardakları onların sol tarafına doğru sallayarak. Dördü de istemsizce dönüp içkilerin olduğu tarafa baktı, sonra da birbirlerine baktılar. "Bir bardaktan bir şey olmaz." dedi Baekhyun, Lucas'ın durdurduğu çocuk uzaklaşırken.

"Bence de bir şey olmaz."

"Aynen"

"Ama bir bardak."

The End of the Rainbow (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin