Yaralı çocuğun adı Na Jaemin'di ve şu an komadaydı, doktorlar şoktan olduğunu söylemişlerdi çünkü göğsündeki jiletle açıldığı tespit edilmiş olan dört uzun yara, iz bırakacak kadar bile derin değildi. Polisler, baş şüpheli olarak ailesini -elbette- sorguya çekmişlerdi ama ifadeler tutarlıydı. Anne ve babası uyuyordu, uykuları esnasında Jaemin çığlık atmaya başlamıştı. Ebeveynleri odasına girdiğinde yatağında çığlık atarak tepinen çocuklarını uykusundan uyandırmışlar ve göğsündeki yaraları görmüşlerdi. Polis ve ambulans hemen çağrılmıştı, Jaemin ise ambulansta şoktan baygınlık geçirmiş hastanede ise komaya girmişti.
Hayati değerleri normaldi, kalbi sağlıklı şekilde atıyordu ve doktorun tahminine göre Jaemin bugün içinde uyanacaktı. Ciddi bir komada değildi ama her ne olduysa Jaemin'in üzerinde büyük bir şok bırakmıştı. Jaemin gerçekten de o gün uyandı ve iki saat içinde morfinin etkisinden çıkınca polise verdiği ifade çok ilginçti.
Fakat ondan önce, Jaemin'in çığlık çığlığa uyanmasından yarım saat önce yaşadıkları apartmanın iki kat yukarısındaki öğrenci ahalisinin evlerindeki yabancı şahsın aniden ortaya çıkma meselesi vardı.
Baekhyun, sarhoş olup olmadığını tekrar düşündü çünkü adamın yaralı olması gerekirken teninde hiçbir iz yoktu. Ama Baekhyun sarhoş değildi çünkü hiçbiri sarhoş olacak kadar içmemişti. Yaralı olduğundan emin olduğu adamın pürüzsüz, kaslı bedenine bakan Baekhyun ne düşüneceğini o an bilmiyordu. Adamın siyah kıyafetleri kandan ıslaktı. Göğüs ve böğrü kan içindeydi ama bu beyaz tende ölümcül bir yaraya dair hiçbir şey yoktu.
Ayağa kalkan Baekhyun, odasının ışığını açtıktan sonra kapısını açtı ve "YARDIM EDİN!" diye bağırdı. Yanındaki odanın kapısına avuç içiyle sertçe birkaç kez vurdu ve derin uykusundan uyanan Lucas kapısını açarak "Ne oldu?" dedi çatlamış sesiyle. "Odamda biri var" dedi Baekhyun.
Lucas önce Baekhyun'un dediğini algılayamadı. "Ne?"
"Odamda biri var."
Gözlerini sıkıca yumup sonra açan Lucas burnunu çekti ve ağzından nefes verip "Odanda biri mi var?" diye sordu. Baekhyun, esmer çocuğu kolundan tuttuğu gibi kendi odasına soktu ve yerde baygın yatan adamı gösterdi.
"ODANDA BİRİ VAR!" diye bağırdı Lucas.
Altında kısa bir şort ve kısa kollu tişörtle gözünü ovuşturarak odaya giren Bright "Ne oluyor?" dedi sonra da yerde yatan adamı görüp "Sehun mu bayıldı?" dedi.
"Bayılmadım" dedi pijamasıyla odasından çıkan Sehun. "Neler oluyor? Baekhyun neden bağırıyorsun?"
"Odamda biri var."
"Odanda biri mi var?" dedi Sehun sonra onun odasına gelip de yerde uzanan siyahlı adamı görünce "Odanda biri var!" diye hayretle bağırdı.
"Nasıl girdi? Camdan mı?" dedi Bright. "Ama burası altıncı kat. Çatıdan sarkıp girmiş olamaz değil mi?"
"Pencerem kapalı, Bright. Ve bu adam... şey..." Baekhyun nasıl açıklayacağını bilemiyordu çünkü bu adam rüyasından çıkıp gelmişti. "Rüyamdaydı?"
"Harika, birimiz falcılık yeteneğini keşfetti sonunda" dedi Sehun.
"Hayır, öyle değil! Bu adam az önce rüyamdaydı, maske takan bir adamla kavga ediyordu sonra ben de kavgaya karıştım, bir şeyler patladı; yıldırımlar çaktı sonra bir uyandım ki bu adam odamda! Kanlar içindeydi ama yarası olması gereken yerlerde yara yok."
Bright sol eliyle kafasını kaşırken diğer eliyle yerdeki adamı gösterip "Bu adam rüyandan mı çıkıp geldi yani buraya?"
Baekhyun kafasını sallayınca Lucas "Çok saçma! Öyle bir şey olamaz bence hâlâ sarhoşsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The End of the Rainbow (ChanBaek)
FanfictionRüyalar Alemi ve Gerçek Dünya'nın sınırları diken üstünde! Rüyalar Lordu, gizemli Ayna Adam'la olan savaşından yara alarak çıktı. İkisinin savaşı gerçekliğe zarar vermiş ve yırtılmalara sebep olmuştu. Bu savaşın sonucunda gerçek olmaması gereken ki...