Tunç elindeki çizime gülümseyerek baktı. Yeni koleksiyonları için çizime başlamıştı. Markalarını açalı bir yılı geçti. Başlarda kötü başlamış olsalar da şu an güzel gidiyorlardı. Bir ünlünün onların takı markasını önermesiyle daha iyi olmuştu. Hatta şu an ünlü bir modacının defilesi için birkaç takı tasarlayacaklardı. Bu yüzden günlerdir sıkı bir çalışma içindelerdi.
"Abi?"
Emrah çizimdeki bakışlarını kardeşine çevirdi.
"Efendim abim."
Alp gülümsedi.
"Çiğ köfte yemeğe gideceğim gelmek ister misin?"
Tunç kardeşine daha çok döndü. Masanın ü<zerindeki saate baktığında akşam on bire geldiğini gördü. Zaman baya hızlı geçmişti.
"Canın mı çekti?"
Alp başını evet anlamında salladı. Tunç oturduğu yerden ayağa kalktı.
"Ben elimi yıkadıktan sonra beraber çıkalım."
Alp hırkasını giydi. Tunç da elini yıkadıktan sonra ikili beraber dışarı çıktılar. Evden çıkmalarıyla yüzlerine çarpan hafif rüzgar ile ikili de ellerini ceplerine koydu. Evin karşısında arabaya yaslanan Emrah'ı gördüler.
"Emrah da gelecek"
Tunç duyduğu şeyle başını anladım dercesine salladı. Emrah da yanlarına gelince yürümeye başladılar. Tunç göz ucuyla yanında yürüyen adama baktı ama Emrah da ona bakınca göz göze geldiler. Tunç kısa bir süre baktıktan sonra hemen bakışlarını kaçırdı. Uzun zamandır onu görmüyordu. İşlerinin çok yoğun olduğu bir dönemdeydi. Yeni koleksiyon üzerine baya çalıştıkları için bu aralar baya yoğundu. Ya evdeydi ya da çocuklarla beraber çalışıyordu. Emrah da uzun zamandır onlara uğramıyordu zaten. Böyle olunca da evde olduğu zamanlarda da onu göremiyordu. Çiğ köfteciye gelene kadar sadece Alp ve Emrah konuşmuştu. Tunç sadece onları dinlemiş ve bir şey söylememişti.
İçeriye girdikten sonra Emrah ve Alp çiğ köfte söyledi Tunç ise sadece bir gazoz söylemişti. Tunç sandalyede geriye yaslandı önüne konan gazoz şişesi ile sadece gülümsedi ve garsona bir baş hareketi yaptı.
"Dersler nasıl gidiyor?"
Emrah gülümsedi ve konuşmaya başladı.
"Güzel gidiyor"
Emrah yan yana olduklarından beri ilk kez konuşmuşlardı. Emrah onun gözlerine bakarak konuşmuştu.
"Güzel gidiyor olmasına sevindim. Alp'e de dedim sana da söylüyorum mezuna kaldınız diye kendinizi strese sokmayın."
Emrah ve Alp sınava girdikten sonra mezuna kalmışlardı. Aslında güzel bir sıralama yapmışlardı. İkisi de İstanbul'u istediği için mezuna kalmışlardı.
"Abin her zamanki nasihatlara başladı."
Emrah, Alp'e doğru eğilerek konuştu. Emrah sessiz konuşmasına rağmen Tunç onu duymuştu. Tunç bir şey söylemedi ve arkasına yaslandı. Şu an Emrah'a bir şey söylese laf dalaşına gireceğini bildiği için sadece sustu. Çünkü bu yoğun temposunda onu görmüştü ve bunu kavga ile bozmak istemiyordu. Emrah ve Alp'in çiğ köfteleri de gelince onlar yemek derdine düştükleri için çok konuşmamışlardı. Tunç genellikle sessiz kalmış ve dönen muhabbeti dinlemişti.
___
Evin önüne gelince vedalaştılar ve eve doğru gittiler. Alp içeriye girdi. Tunç da tam içeriye girecekti ki ona seslenen Emrah ile durdu. Bakışları ona döndünce Emrah biraz daha ona yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluğum - Gay
RandomOna gülümseyerek bakan Tunç ile başını ne var dercesine salladı. "Ne bakıyorsun." Tunç tezgâhın üstündeki peçeteyi aldı ve Emrah'ın ağzını sildi. "Küçükken de böyleydin. Yemek yediğin zaman her yerini kirletirdin." Emrah bu hareketle kaşlarını çattı...