Çocukluğum 34

1.9K 149 13
                                    

Bir gün sonra

Tunç evden çıkınca hızla Emrah'ın evine baktı. Kapısının açıldığını görünce adımları hızlandı ve evden çıkan Selim'e doğru gitti. Bugün Selim ile konuşmak istiyordu.

"Selim amca"

Selim ona seslenen Tunç ile ona baktı.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Selim cebinden anahtarını çıkardı ve düğmeye bastıktan sonra arabanın kapısını açtı.

"İşe gitmem gerek acelem var Tunç"

Tunç daha itiraz etmek için ağzını açacaktı ki Selim hemen arabasına binmişti. Selim, Tunç'u dinlemeden hızla gitti. Tunç, Selim ile konuşmak için sabahın köründe kalkmış ve güzelce hazırlanmıştı. Takım elbise bile giymişti.

"Konuştunuz mu?"

Tunç duyduğu sesle arkasına döndü. Emrah pijamasının üstüne bir mont giymiş uykulu gözlerle ona bakıyordu. Tunç bununla gülümsedi.

"Daha cümle kuramadan bindi arabaya gitti."

Emrah üzgünce Tunç'a baktı. Tunç üzülen sevgilisi ile onun yanına gitti ve kollarını ona doladı.

"Üzülme sevgilim. Hem önümüzde daha çok günler var. Baban akşam gelince konuşurum. Sen merak etme."

Emrah duyduklarına inanmak istedi. Tunç'a güveniyordu o yapacağım diyorsa yapardı. Tunç aklına koyup onu tavlamıştı babasını mi ikna edemeyecelti?

Tunç ne kadar kendine güvense de istediği gibi olmamıştı. Akşam da diğer günde ondan sonraki günlerde de Selim ile konuşamamıştı. Ne zaman yanına gitse bir şey söylüyor ve hemen gidiyordu.

Emrah başını Tunç'un omzuna koymuş onların bahçesinde beraber gökyüzünü izliyorlardı. Emrah gizlicene evden çıkmış Tunç'un evine gelmişti. Şimdi de bahçede beraber oturmuş gökyüzünü izliyorlardı.

"En son babanın arabasının lastiklerini patlatacağım gidemeyecek beni dinlemek zorunda kalacaktı."

Emrah, Tunç'un isyankâr sesi ile güldü. Ama sesini duymasınlar diye sesini kıstı. Gecenin ikisinde kimseyi uyandırmak istemezlerdi. Babası daha fazla sinirlenmesin diye böyle geç saatlerde buluşuyorlardı. Babasının siniri geçene kadar böyle devam edecekti. Zaten o sinirliyken böyle gözüne sokmak istemiyorlardı. En azından sakinleşene kadar böyle olacaktı.

"Bende konuşmak istiyorum ama yüzüme baktığı yok."

Emrah üzgün bir şekilde konuşunca Tunç da düşen yüzü ile ona döndü. Emrah mutlu olsun istedikçe daha kötü oluyordu.

"Sen merak etme ben halledeceğim. Üzme kendini."

Tunç içtenlikle konuşmuştu. Emrah başını Tunç'un omzundan kaldırdı ve ona doğru biraz döndü. Sonra ellerini tuttu.

"Tunç ben kendimi üzmüyorum. Sen yanımdasın ve ben sana güveniyorum."

Tunç duyduklarıyla gülümsedi.

"Babam da bizim aşkımızı görecek ve inanacak"

Tunç elini Emrah'ın yüzüne koydu ve ona gülümseyerek baktı.

"Merak etme her şey çok güzel olacak."

Konuştuktan sonra Emrah'ın dudaklarına kapandı. Emrah da ona karşılık verdi.

___________

Tunç duvara yaslanmış Emrah'ın evinin kapısına bakıyordu. Bugün aklına koymuştu Selim amca ile konuşacaktı. Bu işi ona bırakarak fazla uzatmıştı. Selim amcayı beklerse birkaç yıla anca konuşurlardı.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin