Çocukluğum 23

2.9K 214 16
                                    

Emrah göz ucuyla telefonuna baktı. Mesaj gelmediğini görünce tekrar bakışlarını televizyona çevirdi.

"Birinden mesaj mı bekliyorsun? Sabahtan beri gözün telefonda"

Emrah omuz silkti.

"Arkadaşım ödev ile ilgili bir şey atacak onu bekliyorum"

Sanki çok önemli bir şey değişmiş gibi konuştu. Yavuz dediklerine inanmış olacak ki üstelemedi ve televizyonda dönen filmi tekrar izlemeye başladı.

Tunç dün gitmişti. Dünden beri konuşuyorlardı. Ama şimdi katılması gereken bir davet olduğu için mesajlarına hemen dönmüyordu. Böyle olunca da Emrah telefonun başında cevap vermesini bekliyordu. Bu haline gülümsemeden edemedi. Resmen telefonun başında mesaj atmasını bekliyordu.

"Abimin gittiği davet ile ilgili haber yapmışlar."

Emrah abim lafını duymasıyla hemen bakışlarını Alp'e çevirdi. Yanında olduğu için bakışlarını bu sefer de elindeki telefona indirdi. Tunç ve birkaç kişinin çektiği bir fotoğraf vardı. Yabancı bir basın paylaşmıştı. Çok meraklı değilmiş gibi baktı. Tunç komple siyah bir takım giymişti ve kendi tasarladığı bir kravat iğnesi takmıştı.

Emrah bu görüntüyle kaşlarını hafif çattı. Yakışıklı olmuştu hatta baya yakışıklı olmuştu. Ona çok önemli bir davet olmadığını ve çok şık giyinmeyeceğini söylemişti. Bu onun çok şık olmayan haliyse çok şık olanı merak etmeden edemedi.

Telefonun çalmasıyla Alp'in telefonundaki bakışları kendi telefonuna döndü. Gördüğü Tunç yazısıyla gülümsedi ve telefonunu eline aldı. Sonra ise odadan çıktı. Kendi odasına geçince kapıyı kapattı ve çalan telefona cevap verdi.

"Alo"

Tunç aşık olduğu adamın sesini duymasıyla daha çok gülümsedi. Hayatında duyduğu en güzel sesi kısa süre de olsa duymadığı için özlemişti.

"Ahhh sesini çok özlemişim"

Kendine engel olamamış ve bunu söylemişti. Emrah duydukları ile gülümsedi.

"Her zamanki romantik modun açılmış"

Tunç duyduklarıyla kahkaha attı.

"Seni duyunca hemen açıldı."

Emrah bakışlarını ayaklarına indirdi. Utanmıştı işte. Neden hep böyle şeylere söylüyordu ki. Kendisi ona böyle şeyler söylemediği için üzülüyordu ama Tunç bunu sorun etmiyordu. Onun için Emrah'ın onu ve aşkını kabul edip şans vermesi bile büyük bir mutluluk sebebiydi.

"Davet bitti mi?"

Tunç soruyla içeriye baktı.

"Hayır devam ediyor ben seninle konuşmak için dışarıya çıktım."

Emrah tekrar gülümsedi. Sonra aklıma gelen şeyle hemen konuştu.

"Hava soğuk değil değil mi?"

Tunç onu düşünen adamla otuz iki diş sırıttı. Şu an yerinde tepinmek istiyordu. Emrah onu düşünüyordu daha ne istesin.

"Üstüme ceket giydim hem ısıtıcılar da var."

Emrah sanki Tunç yanındaymış gibi anladım dercesine başını salladı.

"Yarın kaçta yola çıkıyorsun?"

Tunç soruyla sesli bir şekilde nefes verdi.

"Sanırım yarın yola çıkamıyorum."

Emrah kaşlarını çattı.

"Ne demek çıkamıyorum hani iki günlük işti."

Tunç duyduğu sinirle sesle hemen konuşmaya başladı.

"Yaban çiçeğim hemen kızma."

Emrah yaban çiçeğim lafıyla vücudundaki sinir dalgasının azaldığını hissetti. Tunç'un ona o ismi taktığını duyduğunda baya hoşuna gitmişti. Tunç o kadar da sık kullanmazsa arada söylüyordu.

"İşler düşündüğümüz gibi gitmedi. Böyle olunca da gelmem uzun sürüyor"

"Anladım"

Emrah tek kelime söyledi ve sesi de düz çıkmıştı. Bildiğin trip atıyordu.

"Emrah, yaban çiçeğim ne dersen haklısın. Daha yeni bana şans vermişken hemen gitmiş olmam kötü oldu ama elimde olan bir şey değil. Seninle olmak varken burada geçirdiğim her saniye zaten ölümken bari sen böyle yapma"

Emrah konuşan Tunç ile ona hak vermeden duramadı. Haklıydı sonuçta. Onun elinde olan bir şey değildi. Hem işiydi bunu yapması gerekiyordu.

"Tamam ama çabuk dön olur mu?"

Tunç duyduğu sesle rahatladı. En azından tribi uzun sürmemişti.

"Emin ol elimden gelen her şeyi yapıyorum. Senin yanına gelmek ve güzel sesini duyup kokunu içime çekmek için gün değil saniyeleri sayıyorum"

Emrah gülümsedi. Sonra bakışları öylece odada dolaştı. Ne yapacağını şaşırmıştı. Tunç ne zaman ona böyle davransa hemen eli ayağı birbirine dolaşıyor ve ne yapacağını bilmiyordu.

Tunç sessiz kalan sevdiği ile güldü.

"Böyle utanıyorsun yaa yanında olamadığım için çok üzülüyorum o güzel ve kızarmış yanaklarını görememek şuan bir ızdırap."

Emrah'ın elleri kızarmış yanaklarına gitti. Artık her hareketini ezberlediği için ne yaptığını hemen tahmin ediyordu.

"Ne kadar çabuk gelirsen o kadar çabuk görürsün bu kızarmış yanakları"

Emrah utangaçlığı bir kenara bırakıp konuşmuştu. Aslından asla utangaç biri değildir. İlişkilerinde de hiç öyle olmamıştı. Ama ilk kez bir erkekle beraber olduğu için ve bu erkeğin de Tunç olması ne yapacağını bilmemesine neden oluyordu. İstemeden de olsa utanıyor ve kızarıyordu. Ama artık biraz alışmıştı. Eskisi gibi daha çok kızarmıyordu.

"O zaman gelmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Şuan inanılmaz motive oldum."

Tunç'un dediği şeye ikili berber güldü. Sonra ise görevli Tunç'u çağırana kadar ikili konuştu. İkisi de o konuşmada birbirlerini ne kadar özlediğini anlamıştı.

Emrah git gide Tunç'a, aşkına ve varlığına alışıyordu

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin