Çocukluğum 18

3K 216 33
                                    

Tunç eve girince burnuna gelen tanıdık kokuyla adımlarını yavaşlattı. En şuan kakao ve portakal kokuyordu. Çantasını bıraktıktan sonra mutfağa doğru gitti. Mutfağa girince karşılaştığı manzara ile gülümsedi. Emrah tezgaha koyduğu keki dilimliyordum. O an bunun onların normal bir rutinleri olduğunu düşünmeden edemedi. Sevgili olduklarını ve işten geldikten sonra hep böyle bir manzara ile karşılaşmanın hayalini kurmadan edemedi. Bu manzara karşısında nasıl böyle bir hayal kurmazdı ki.

Bu görüntünün bütün anlarının fotoğrafını çekti. Beynin her yerine kazıdı bu görüntüyü.

Emrah üzerindeki bakışları hissetmiş gibi sağına döndü. Gördüğü Tunç ile şaşırsa da sonradan gülümsedi.

"Hoş geldin, keşke biraz ses yapsaydın. Yaa korkudan bayılsaydım."

Tunç, Emrah'ın abartılı tepkisi ile gülümsedi. Hatta sonra sesli bir şekilde güldü.

"Özür dilerim"

Emrah hızla Tunç'a yaklaştı ve onu incelemeye başladı.

"Kafanı bir yere mi vurdun?"

Sonra gülümsedi.

"Nereden geldi bu medeniyet. İşi yokuşa sürüklemedin ve direkt özür diledin."

Tunç gülümsedi.

"Artık uzatmaya gerek yok. Direkt kabul ediyorum."

Emrah geriye gitti ve omuz silkti.

"Senin de öyle bir tadın kalmaz."

Tunç kaşlarını çattı.

"Ne yani seninle kavga ederek konuşmazsak benimle konuşmaz mısın?"

Emrah ellerini havaya kaldırdı.

"Bilmem"

Tunç kaşlarını çattı.

"Ama se-"

Cümlesini bölen şey ağzına giren kek oldu. Kaşlarını hafif çatsa da ağzındaki kek parçasını çiğnemeye başladı. Ağzına gelen güzel tat ile gözlerini kapatmadan edemedi. Bu tadı yıllardır almıyordu.

"Nasıl olmuş"

Tunç ağzındaki yokmayı yuttukyan sonra konuşmaya başladı.

"Her zamanki gibi mükemmel"

Emrah aldığı tepki ile gülümsedi. Zaten bildiği tepkiydi. Çünkü sadece o değil herkes Tunç'un o keke olan hayranlığını biliyordu.

"Çok özlemişim"

Emrah kek tepsisini gösterdi.

"İstediğin kadar yiyebilirsin."

Tunç gülümsedi. Sonra tepsideki kekten bir parça daha aldı. Emrah aklına gelen şeyle gülümsedi ve eline bir tabak aldı ve içine birkaç kek koydu.

"Öyle üsten yeme."

Konuştuktan sonra tabağı aldı. Tunç duyduğu şeyle memnunca gülümsedi. Emrah'ın sarmaları üsten yediği gün ona söylediği kelimeyi şimdi Emrah söylüyordu. Tabağı tutunca Emrah'ın tabağı tutan elini de tutmuş oldu. Hem tabağı hem de elini tutuyordu ve ikiliden de kimse elini çekmedi. Tunç birkaç adım Emrah'a yaklaştı.

"Biraz kinci misin sen?"

Emrah'ın ağzından küçük bir kahkaha firar etti.

"Bilmem öyle miyim?"

Tunç onunla oynayan çocuk ile gülümsedi.

"Bence biraz öylesin"

Tunç konuştuktan sonra ikili de sustu ve bit müddet birbirinin gözlerine baktı. Ta ki kapı sesini duyana kadar öyle durdular. İkili için de o an zaman durmuş gibiydi. Tunç bu tanıdık hissle gülümsese de Emrah buna anlam veremiyordu. Bu yüzden her hareketini sorgulamıştı. Mesela o kadar ödevi varken neden sırf Tunç için kek yapıyordu ki. Neden o yüzündeki gülümsemeyi şu an gördüğü için bu kadar mutluydu ki? Bu sorular beyninde dönüp duruyordu.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin