Emrah elindeki tabakları masaya koyduktan sonra kalabalığa şöyle bir göz gezdirdi. Tunç yarın sabah askere gidiyordu. Bu yüzden arkadaşları ve ailesi asker eğlencesi düzenlemeye karar vermişlerdi. Tunç bunu istemese de onlar yapmak istemişti.
Bahçeleri büyük olduğu için burada yapacaklardı. Zaten fazla kişi yoktu. Tunç'un arkadaşları ve ailesi. Sonradan mahalleden birkaç kişi katılmıştı.
Emrah ilerde sandalyeleri dizen arkadaşının yanına gitti.
"Tunç ne zaman gelecek?"
Alp ona döndü.
"Abim birkaç dakikaya burada olacakmış"
Emrah anladım dercesine başını salladı. Sıkılmıştı artık. Bir de sanırım Tunç'un tepkisini çok merak ediyordu. Tunç şuan arkadaşlarıyla dışarıdaydı. Sevda teyze onları yemeğe çağırmıştı. Eve geldiklerinde de Tunç sürprizi görecekti.
Emrah bahçenin kapısına doğru gitti ve başını dışarıya doğru çevirdi. Önce apartmana asılan kocaman bayrağa baktı ve gülümsedi. Sonra da bakışlarını sokağa çevirdi. Sokağa giren tanıdık arabayı görmesiyle. Hızla içeriye doğru baktı.
"Geldi geldi"
Konuştuktan sonra kapıyı kapattı Alp'in yanına gitti ve yan yana durdular. Birkaç saniye sonra arabanın kapı sesi geldi ve onunla beraber bahçenin kapısı da açıldı. Sonra en önde duran Tunç içeriye girdi.
Tunç içeriye girdikten sonra gördüğü kalabalıkla şaşırdı.
"En büyük asker bizim asker"
Tunç un içeriye girmesiyle bu tezahüratlar yapılmış ve alkış tutmuşlardı. Tunç bunları duyduktan sonra bakışlarını ayaklarına çevirdi ve gülümsedi. Bu onun utanma hareketiydi. Ne zaman utansa başını önüne eğerdi. Tunç sonra bakışlarını kaldırdı ve etrafa baktı. Önce annesi ve kardeşine baktı. Bununla yüzündeki gülümseme daha çok büyüdü. Sonra gururlu bakışlarla ona bakan babasına baktı. Sonra da onun için çok değerli olan kişiye baktı Emrah'a.
Ona gülümseyerek bakan Emrah'la yüzündeki gülümseme mümkünmüş gibi daha çok gülümsedi. Sora diğer insanlara da baktı. Sonra annesi ona doğru geldi ve sarıldı. Annesinin yüzünde bir hüzün vardı. Oğlunu askere göndermek istiyordu ama yine de içindeki endişeli tarafı susturamıyordu.
Annesinden sonra kardeşine ve babasına da sarıldı. Sonra arkadaşları da ona sarıldı. Mahalleden insanlarla da sarılınca bakışları Emrah'a kaydı. Herkesle sarılmıştı bir tek Emrah kalmıştı. Emrah'ın sarılmak istemeyeceğini düşündüğü için bakışlarını çekti ve başka tarafa baktı.
O an hiç ihtimal vermeyeceği bir şey oldu ve Emrah ona sarıldı. Bununla ani bir şoka girdi. Bunu hiç beklemiyordu. Aslında bunu hiç kimse beklemiyordu. Emrah ve Tunç'un anlaşamadığını ve hep laf dalaşı halinde olduğunu herkes biliyordu.
Tunç'un ani sarılışla elleri havada kaldı. Sonra kendine gelip sarılışına karşılık vermek istese de Emrah çekilmişti. Sonra Tunç'un gözlerine baktı.
"Herkes sarılınca bende sarıldım. Sonuçta sürü psikolojisi"
Tunç halâ şaşkınca ona bakıyordu.
"Tunç sanki sana ilk kez sarılmışım gibi tepki verme."
"Zaten ilk değil miydi?"
Emrah ona kaşlarını çattı. Aslında gerçekten de ilk sarılışlarıydı.
"Belli ki son olacak. Şuna bak sanırsın hiç doğru düzgün davranmıyoruz. Hayır sana mede-"
Cümlesini bölen şey birinin onun ağzını kapatması. Kapatan kişiye bakınca Alp olduğunu gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluğum - Gay
NezařaditelnéOna gülümseyerek bakan Tunç ile başını ne var dercesine salladı. "Ne bakıyorsun." Tunç tezgâhın üstündeki peçeteyi aldı ve Emrah'ın ağzını sildi. "Küçükken de böyleydin. Yemek yediğin zaman her yerini kirletirdin." Emrah bu hareketle kaşlarını çattı...