Çocukluğum 7

3.4K 228 26
                                    

Tunç evin önüne gelince taksiden indi. Başındaki şapkayı düzeltti ve sırt çantasını da taktıktan sonra evin bahçesine doğru adımladı. Askerliği dün bitmişti ve o eve gelmişti. Kimseye daha söylememişti. Herkes üç günü daha olduğunu düşünüyordu. Bahçe kapısına yaklaşınca sesleri duyunca gülümsedi. Her zamanki gibi bahçede kahvaltı yapıyorlardı. Önce küçük kardeşinin sesini duydu sonra ise Emrah'ın sesini duymasıyla yüzündeki gülümse daha çok büyüdü. Bu askerlik süresi boyunca ailesini özlemişti ama Emrah daha ağır basmıştı. Ailesiyle hem telefondan konuşmuş hem de görüntülü konuşmuştu ama Emrah ile o kadar konuşamamıştı. Birkaç kez telefonda konuşmuşlardı. En uzun konuşmaları keki aldığı günkü konuşmalarıydı. Emrah'ın yüzünü aylardır görmüyordu. Daha fazla beklememek için kapıyı açtı ve içeriye doğru adımladı. Kapıyı sessiz açtığı için kimse duymamıştı. Bahçedeki masaya doğru adımlamaya başladığında onu ilk fark eden kardeşi oldu. Alp abisini görmesiyle öylece kala kaldı. 

"Abi?"

Kısık sesle konuşmasına rağmen masadaki herkes onu duymuş ve baktığı yere bakmıştı. Alp hemen oturduğu yerden kalktı ve abisine doğru koştu. Tunç kollarını açtı ve kardeşine kocaman sarıldı. Alp sıkıca abisine sarıldı.

"Abii"

Bu sefer sesi biraz ağlamaklı çıkmıştı. Abi kardeş bir birlerine fazla düşkünlerdi. Asla bu kadar uzun ayrı kalmamışlardı. Alp abisinden ayrıldı. Sonra hafif gözleri dolu bir şekilde abisine baktı. Onlar ayrıldıktan sonra bu sefer Sevda gözündeki yaşı sildi ve oğluna sarıldı. Tunç annesinin başına bir öpücük kondurdu. Annesine de sarıldıktan sonra bu sefer babasına sarıldı. Sonra ise onun yanına gelen Emrah'ın anne ve babasına sarıldı. Gözleri Emrah'ı aradı ama bahçede yoktu. Birkaç dakika önce onun sesini duyduğuna emindi. Birkaç saniye içinde yok mu oldu.

Tam Emrah'ı sormak için ağzını açacaktı ki evin bahçeye açılan kapısından Emrah çıktı. 

"Sevda teyze ekmek-"

Emrah konuşurken kafasını kaldırmasıyla gördüğü adamla adım atmayı kesti. Elindeki tabak düşmesin diye daha sıkı tuttu. Tabağı pencerenin önündeki küçük mermere bıraktı ve kimsenin düşünmediği bir şeyi yaptı(*Tunç'un dudaklarına yapışıyor diyormuşum hdbıgadınjsa*) Tunç'a doğru adımladı ve ona sıkıca sarıldı. Ani sarılışla Tunç'un elleri havada kaldı ama sonra o da sarılışa karşılık verdi. 

Tunç çaktırmadan Emrah'ın kokusunu içine çekti. Biraz sarıldıktan sonra ayrıldılar. Tunç karşısında ki adama gülümseyerek baktı. 

"Beni çok özledin sanırım"

Emrah duyduklarıyla kaşlarını çattı ve Tunç'tan uzaklaştı. Tunç'un dediklerini alay olarak anladığı için böyle davranmıştı. Ama aslında Tunç bunu bütün ciddiyetiyle söylemişti.

"İki dakika sevgi gösterisine gelmiyorsun"

Herkes duyduğu şeyle gülümsedi. Emrah, Tunç'a göz devirdi. Sonra ise Sevda oğlunun elimden tuttu ve masaya doğru götürdü. Herkes de masaya geçti. Sevda oğlunun yanaklarını sıktı.

"Benim oğluşum bana sürpriz mi yapmış?"

Emrah oğluşum lafıyla kahkahasını tutamadı ve sesli bir şekilde güldü. Tunç önce annesine hayretle baktı sonra ise Emrah'a kaşlarını çatarak baktı. Şimdi Emrah'ın yanında denecek laf mıydı bu? Zaten normalde sevmezdi ama annesini kırmamak için bir şeyler söylemezdi şimdi ise daha çok sevmeyecekti.

Emrah ona kötü bakışlar atan adam ile sadece omuz silkti. Sanırsın oğluşum lafını o söylemişti. Yemeğin geri kalanında ise Sevda hanım oğluna yemek yedirme derdine düşmüştü diğerleri ise Tunç'un askerdeki anılarını dinliyorlardı. Yemekten sonra sofrayı toplamışlardı. Ekrem ve Selim bey bahçede otururken hanımları kahve yapmak için mutfağa gitmişti. Tunç ise üstünü değiştirmek için odasına geçmişti. Tişörtünü çıkarırken kapının birden açılmasıyla o tarafa döndü. Emrah kapıyı açmıştı. Emrah içeriye girdi. Alpin tabletini almak için odaya gelmişti. Kitaplığa doğru yürüdü ve çekmeceyi açtı. Tunç ise elinde tişörtü ile ona bakıyordu. Emrah tableti bulunca arkasına döndü. Tunç arkasında olduğu için o tarafa dönünce göz göze gelmişlerdi. Emrah gördüğü bakışlar ile ürkmeden edemedi. Çünkü Tunç ona biraz farklı bakıyordu. Her zamanki bakışları değildi. Gergin bir hava hissetti. 

"Sevda teyzenin oğluşu ne bakıyorsun" 

Bu gerginliği azaltmak için şaka ve alaylı bir tonda konuşmuştu. Tunç oğluşu lafıyla yüzünü ekşitti.

"Lütfen öyle konuşm"

Emrah güldü.

"Niye kızıyorsun oğluşum. Sevda teyzenin oğluşu."

Sonra ona doğru yaklaştı ve yanaklarlarını sıktı.

"Seni kızgın oğluş"

Tunç yanaklarını sıkan elleri tutunca Emrah'ın gülen yüzü hafif dondu. Tunç elini tutunca biraz daha yakın olmuşlardı. Emrah ellerini Tunç'un yanağından çekti ve geriye doğru gitti.

"Alp beni bekliyordu gitsem iyi olur."

Konuştuktan sonra Tunç'u dinlemeden odadan çıktı. Kapıyı kapatmasıyla derin bir nefes aldı. Deminki anlar aklına gelince kaşlarını çattı.

"O neydi lan?"

_________

Kuzular sınavlarım olduğu için yoktum. Kusura bakmayın. Bölüm yazmak istesem de pek müsait olamadım.

Benim sınavlardan bazıları pek iç açıcı geçmedi umarım sizinkiler güzel geçmiştir yada geçecektir. Neyse öptüm sizi çok çok

Bu arada daha çok beklemeyin diye direkt yazıp attım. Biraz kısa olmuşsa kusura bakmayın.




Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin