Çocukluğum 26

2.7K 205 8
                                    

Tunç önündeki çizimleri incelerken kapı çaldı. Çizim defterini masaya bıraktı.

"Gir"

Kapıyı açmasıyla Emrah kafasını içeriye soktu. Tunç gördüğü kişi ile gülümsedi.

"Ben geldimmm"

Emrah heyecanla konuştu ve içeriye girdi. Tunç gördüğü sevdiği ile ayağa kalktı. Emrah da ona doğru gelince ortada buluştular ve birbirlerine sarıldılar. Emrah ellerini Tunç'un boynuna sıkıca doladı. Kafası da Tunç'un boynuna girmişti. Emrah belli etmeden Tunç'un kokusunu içine çekti.  Tunç, Emrah'ın saçına birkaç öpücük kondurdu.

"Seni çok özledim"

Tunç konuşmuştu. Emrah ondan ayrıldı ve ona gülümsedi. Tunç İtalya'dan geleli üç hafta olmuştu ve bu üç hafta içinde daha çok yakınlaşmışlardı. Emrah artık Tunç'un yanındayken eskisi kadar gerilmiyordu. Daha rahat olmuştu. Tunç'un davranışlarına ve sözlerine alışmıştı.

"Eve daha erken gelsen bu kadar özlemezsin"

Emrah'ın yalandan azarlayan haliyle gülümsemeden edemedi. İki gün sonra fuar başlıyordu bu yüzden işleri fazla yoğundu. Normalde bu zamanda eve gitmeyi düşünmüyordu. Akif ve Ahmet'in şimdi kaldıkları evde kalmayı düşünüyordu. O ev iş yerine de daha yakındı ama Emrah için eve gidiyordu.

"Biliyorsun işim çok acil ama birkaç güne bitiyor yoğunluğum."

Emrah son kez Tunç'a sıkıca sarıldıktan sonra ayrıldı. Tunç'a gülümsedikten sonra hemen onun sandalyesine oturdu. Ne zaman buraya gelse Tunç'un sandalyesine otururdu. Odadaki en rahat yer orası olduğu için oradan vazgeçemiuordu.

"Bunlar fuara gidecek takılar mı?"

Emrah masanın üstündeki çizimleri göstererek konuştu. Tunç başını evet anlamında salladı. Emrah aldığı onay ile kağıtları incelemeye başladı. Gördüğü her çizimle gözleri mümkünmüş gibi daha çok büyüyordu.

"Bunlar çok güzel"

Tunç onun yanına adımladı. Emrah'ın yanına giderken de bir sandalye de aldı ve sandalyeyi onun sandalyesinin yanına koydu.

"Beğenmene sevindim"

Emrah, Tunç'a göz ucuyla baktıktan sonra tekrar çizimlere döndü.

"Beğenmek ne kelime bayıldım."

Hızla Tunç'a döndü ve yanaklarını sıktı.

"Oyyy sen büyüdün de böyle güzel çizimler mi yapıyorsun?"

Tunç yanağını sıkan sevdiği ile gülümsedi. Bu hareketi başkası yapsa beğenmez ve kızardı ama Emrah yapınca hiçbir şey diyemiyordu. Emrah'ın yaptığı her şey hoşuna gidiyordu.

"Yaban çiçeğim çocuk sevmiyorsun"

Emrah omuz silkti. Bu sefer de saçlarını karıştırdı. Tunç kaşlarını çatınca sesli bir şekilde güldü ve ellerini çekti.

"Tamam tamam bir şey yapmıyorum. Çatma kaşlarını"

Gülümseyerek Tunç'a gülümseyerek bakıyordu. Onun yüzüne bakarken gözü kaşın üzerindeki küçük yara izine değdi. Küçükken ona taş attıktan sonra izi kalmıştı.

Eli istemsizce o yaranın üstüne gitti. Yarayı okşadı.

"Çok acımış mıydı?"

Tunç o günü hatırlayınca yüzünQü ekşitti. Yara küçük gözükse de baya bir kanamıştı.

"Biraz"

Baş parmağı ile yarayı okşadı.

"Acaba o gün beni oynatsaydın ne olurdu"

Tunç güldü. Elini Emrah'ım beline koydu ve kendine doğru çekti. Sandalye tekerlekli olduğu için sandalyeler bir birine yapıştı.

"O zaman yine de böyle olurduk."

Emrah güldü.

"Nasıl bu kadar eminsin?"

Tunç, Emrah'ın yanağına bir öpücük kondurdu. Elleri Emrah'ın saçlarına gitti ve yüzüne gelen birkaç tutamı geriye itti.

"O zaman aramız iyi olurdu hatta sen beni abin gibi de görürdün ama ben yine sana karşı bir şeyler hissederdim."

Emrah'ın elini aldı ve kalbine götürdü. Elinin altında hızlı bir şekilde atan kalp ile gülümsedi. Onun için bu kadar hızlı atıyordu ve bu Emrah'ı heyecanlandırıyordu.

"Ne olursa olsun hangi evrende olursak olalım bu kalp her attığı yerde senin için atar"

Emrah duyduklarıyla heyecanlanmadan edemedi. Derin bir nefes aldı.

"Sen öyle evren falan bilir miydin yaa? Senin yaş yetiyor mu?"

Tunç duyduklarıyla kısa süreli bir şok yaşadı. O şeyleri söyledikten sonra böyle bir cevap beklemiyordu. Emrah ise kendini tutamamış ve söylemişti.

"Ben sana ne söylüyorum sen bana ne söylüyorsun"

Emrah duyduğu tripli ses ile kahkaha attı. Eli Tunç'un sol yanağına gitti ve diğer yanağına bir öpücük kondurdu. Sonra yüzüne gülümseyerek baktı. Tunç'un elini aldı ve kendi kalbimin üstüne koydu.

Tunç elinin altında atan kalp ile gülümsedi.

"Bende hangi evrende olursam olayım sana şans verirdim ve kalbim hep böyle hızlı atardı."

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin