Çocukluğum 27

2.7K 193 22
                                    

Emrah gömleğini ilikledikten sonra Alp'e döndü. O da onun gibi gömlek giymişti. Gidecekleri yer baya lüks olduğu için ona göre giyinmişlerdi.  İkisi bugün Tunçların katıldığı fuara gideceklerdi. Bugün fuarın ilk günüydü ve Tunç'a destek olmak için gideceklerdi.

Emrah zaten gitmeyi düşünüyordu. Hatta Alp gelmeseydi ona söylemden gizliden gidecekti.

"Alp hazırsan çıkalım."

Alp saçını karıştırdı ve oturduğu yerden kalkıp Emrah'ın yanına gitti.

"Ali Rıza gelmiş hadi gidelim."

Evet bir de Ali Rıza geliyordu. Gidecekleri yer uzak olduğu için Ali Rıza onları götürecekti. Öyle bir yere belediye otobüsüyle gitseler fazla geç kalırlardı.

İkisi beraber evden çıktı. Alp ayakkabılarını giyerken Emrah da kapıyı kilitliyordu. İşleri bitince ikili berber aşağıya indi. Onları arabada bekleyen Ali Rıza'yla ikili direkt arabaya bindiler.

"Hoş geldiniz"

İkisi de gülümsedi.

"Hoş bulduk Ali Rıza"

"Hoş bulduk Ali Rıza abi"

İkisi de aynı anda konuştuğu için sesleri biraz bir birine gitmişti ama kimse bunu sorun etmedi. Ali Rıza sevgilisinin saçını okşadı.

"Ne kadar yakışıklı olmuşsun"

Alp elini bozulan saçına götürdü ve düzeltti. O sıra da Ali Rıza'ya utangaç bir şekilde baktı. Biri onu ne zaman övse hep utanırdı. Ali Rıza gözünü kıpırtı ve arabayı çalıştırdı. Yolculuğun geri kalanında çoğunlukla Ali Rıza ve Alp konuştu. Emrah çok sohbete katılmasa da iyi bir dinleyiciydi. Bazen onların sohbetini dinlemiş bazen de müzik dinlemişti. Yolculuk çoğunlukla böyle geçmişti.

"Geldik"

Alp'in konuşmasıyla Emrah hemen bakışlarını telefondan kaldırdı ve etrafa baktı. Dışardan baya lüks bir yere benziyordu. Telefonunu ceketinin iç cebine koydu ve arabadan çıktı. Arabadan çıkar çıkmaz elleriyle üstünü düzeltti.

Tunç'un yanında şık durmak istiyordu. Bugün Tunç için çok önemliydi. Bu yüzden onun yanına yakışmak ve her şeyin güzel geçmesini istiyordu.

"Abimin nerede olduğunu öğrendim hadi içeriye geçelim."

Alp'in söyledikleriyle beraber yürümeye başladılar. İçeriye girdiklerinde içerinin dışarıdan daha şık ve lüks durduğunu gördüler. Her markaya bir yer vermişlerdi. Baya bilindik markalar da vardı. Adını daha önce hiç duymadığı markalar da vardı.

Tunçların olduğu tarafa geldiklerinde gördüğü ilk kişi Akif ve Mert oldu. İkili vitrine koydukları gösterişli bir takının yanında konuşuyorlardı.  Akif de sanki onlara baktığını hissetmiş gibi onlara baktı. Alp ile göz göze geldiğinde ise gülümsedi. Mert bey ise onun gülümsediği yere dönünce o da gördüğü kişiyle o da  gülümsedi.

Emrah'ın ise gözü hâlâ içerideydi. Tunç'u görmemişti. Biraz daha kapıya yaklaştığında Tunç'u gördü. O ve Ahmet bir adam ile konuşuyordu.

"Hoş geldiniz"

Akif konuşmuştu. Hepsi Akif'e cevap verdi. Emrah'ın göz hâlâ Tunç'taydı. Tunç'un da ona baktığını görünce yüzündeki gülümseme daha çok büyüdü. Tunç ona göz kırptı ve takıyla ilgilenen adama döndü ve konuşmaya devam etti.

Tunç işini bitirene kadar Akifler ile sohbet etti. Zaten Akif'i tanıyordu. Tunç ile uzun süredir arkadaş oldukları için onu hep görüyordu. Eskiden Tunç'u ne kadar sevmiyorsa Ahmet ve Akif'i o kadar seviyordu. Ama dediği gibi eskiden. Şimdi Tunç daha öndeydi.

Bu düşünce ile gülümsedi.

Mert Fırat ile de önceden tanışmış olsa da o zaman çok sevememişti hatta ona fazla kibirli biri gibi gelmişti ama aslından baya iyi biriydi. Yakından tanıyınca nasıl biri olduğunu öğrenmişti.

"Şey benim lavaboya gitmem geriyor da nerede acaba."

Akif tam ona cevap verecekti ki Tunç konuştu.

"Bende gidecektim zaten gel beraber gidelim."

Emrah başını tamam anlamında salladı ve ayağa kalktı. Akif ise Tunç'a seni gidi hınzır bakışları attı. Ahmet ise aman her fırsatı kaçırma bakışı attı. Tunç iki arkadaşına sadece gülümsedi ve dışarıya çıkan Emrah'ın arkasından çıktı.

Sessiz bir şekilde yürüdüler biraz. Sonra Emrah konuşmaya başladı.

"Baya güzel bir yermiş."

Tunç ona yetişti ve gülümseyerek baktı.

"Evet bende baya beğendim."

Emrah da ona döndü ve gülümsedi. Sonra Emrah gördüğü lavabo ile kapıyı açtı ve içeriye girdi Tunç da onun peşinden içeriye girdi. Emrah kapanan kapıyla Tunç'a döndü ve hızla sarıldı.

"Seni çok özledim."

Tunç konuşan Emrah'la gülümsedi ve sarılışına karşılık verdi.

"Bende seni çok özledim yaban çiçeğim"

Sonra etrafa şöyle bir baktı. Emrah'ın elini tuttu.

"Gel benimle"

Beraber oradan çıktılar. Boş bir odaya girdiler. Bu sefer sarılan Tunç oldu.

"Burası daha güzel"

Emrah kahkaha attı ve sıkıca sarıldı.

"Sanırım öyle"

Ayrıldılar ve Tunç, Emrah'ın iki elini de tuttu.

"Çok yakışıklı olmuşsun"

Emrah bakışlarını ellerine indirdi ve gülümsedi. Sonra Tunç'a baktı ve kocaman gülümsedi.

"Sende çok yakışıklı olmuşsun. Tabii ben senin yanında sönük kaldım."

Tunç kahkaha attı.

"Sen asla benim yanımda sönük kalmazsın. Senin ışığının yanında ben sönük kalıyorum."

Emrah, Tunç'un yanağını sıktı.

"Sen romantik modunu mu açtın yine"

"Bilmem öyle mi yapmışım."

Tunç gülümseyerek konuşt. Emrah'ın gözüne fazla tatlı gelmişti. Şuan içinden geleni yapmak istiyordu. Emrah ellerini tutan elleri bıraktı. Sonra ellerini Tunç'un boynuna doladı.

"Tunç hani sen bana şey demiştin yaa eğer ne zaman beni öpmek istersen o zaman öp. Kendini buna zorlama demiştin."

Tunç'a biraz daha yaklaştı. Yüzleri daha yakın olmuştu. Dudakları arasında milim vardı.

"Ama şuan seni çok fazla öpmek istiyorum."

Tunç duyduklarıyla nefesinin kesildiğini hissetti. Aniden böyle bir şey duymayı beklemiyordu. Bildiğin onu öpmek isteğini söylemişti. Doğru duymuştu değil mi?

Ellerini Emrah'ın beline koydu ve kendine çekti. Şimdi vücutları birbirine değiyordu.

"Böyle konuşarak beni delirtmek mi istiyorsun?"

Emrah gülümsedi.

"Bilmem öyle mi yapıyorum?"

Tunç duyduğu cümle ile gülümsedi ve hiç zaman kaybetmeden dudaklarını Emrah'ın dudaklarına bastırdı. Emrah da hiç vakit kaybetmedi ve Tunç'a karşılık verdi.

O gün Emrah için dönüm noktası oldu. Çünkü hislerine o gün o odada netlik getirdi.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin