Çocukluğum 4

3.9K 247 33
                                    

Emrah elindeki çantayı masaya baktı ve gözlerini sıkıca kapattı. Şuan fazla yorgundu. On birinci sınıfın yazında oldukları için ders çalışmaya başlamışlardı bile. Önlerinde uzun bir yol vardı. Ve tabi stresli bir sınavda vardı. Aslından Emrah oldu olası sözel derslerde hep iyiydi.

"Emrah ekmek almaya gidebilir misin?"

Emrah annesinin sesiyle yüzünü ekşitti. Birkaç dakika önce eve gelmişti.

"Anne birkaç dakika önce dışarıdaydım o zaman arayıp söyleseydin yaa?"

Emrah kapıya doğru bağırarak konuşmuştu. Sonra bakışlarını tekrar tavana çevirdi.

"Emrah bir daha sana seslenmeyeceğim"

Annesinin bağırmasıyla Emrah uzandığı yerden hemen ayağa kalkt. Ani bir şekilde kalktığı için tökezledi ama bunu hiç umursamadı ve hızla kapıya doğru gitti ve dışarıya çıktı. Sonra salonda oturan annesinin yanına gitti.

"Emrah bir kez de seni ilk çağırdığım da gel"

Emrah annesinin yanağından öptü.

"Güzel sesini daha çok duymak için ilk çağırışın da gelmiyorum sultanım"

Emine oğlunun yüzüne baktı ve başını olumsuz anlamda salladı.

"Bazen böyle zamanlarda keşke kardeşim olsa diyorum."

Emine oğlunun kafasına vurdu.

"Sadece kendi yerine iş yaptırmak için mi kardeş istiyorsun."

Emrah başını olumlu anlamda salladı. Emrah başını ovdu. Sonra elini çenesine koydu..

"Hem bu ev benden bir tane daha kaldırmazdı. Benden sonra size ikinci bir çocuk zor gelirdi."

Emine duyduğu şeyle güldü.

"Onda çok haklısın"

Emrah duyduğuyla sadece gülümsedi.

"Bu arada akşam yemeğinden sonra Sevdalara gideceğiz. Tunç'un askere gitmesine az kaldı. Gidip biraz beraber vakit geçirelim."

Emrah kaşlarını çattı.

"Ne zaman gidiyor?"

"Bir hafta sonra."

Emrah duyduğuyla şaşırdı.

"Ne çabuk"

Emine oğluna gülümsedi.

"İş kurmak istiyorum dedi ya. Bu yüzden hemen gidip gelmek istiyor. Yoksa sen abinin gitmesini istemiyor musun? Merak etme altı ay sonra geri gelecek"

Emrah yüzünü buruşturdu.

"Ne üzülüceğim bee. Hatta kurban keseceğim. Tunç olmadan altı ay daha ne olsun."

Emine oğlunun dedikleriyle kahkaha attı. Sonra kaşlarını çattı.

"O senin abin sayılır böyle şeyler bir daha söyleme"

Emrah abi lafını duyunca göz deviridi. Yaa sorma ne abi ne abi. Annesi küçüklüğünden beri hep Emrah'a, Tunç'a karşı nazik olması gerektiğini söylemişti. Onun abisi olduğuna dair nutuklar çekip duruyordu. Şimdi eğer o benim abim değil derse annesinin lafı uzatacağını bildiği için tamam dedi sadece. Sonra annesinden parayı aldı ve dışarıya çıktı. Hafif esen hava ile ellerini cebine soktu. Sokağın başındaki bakkala doğru adımlamaya başladı. Şimdi fırına gitmek vardı ama o şuan üşeniyordu. Hem bakkaldaki ekmek fırından daha ucuzdu. Hem paradan tasarruf hem de fazla yürümeyecekti bir taşla iki kuş.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin