Emrah arabadan indikten sonra şöyle bir etrafta baktı. Özlemişti memleketini. Herkese ne kadar İstanbul güzel dese de o Ankara'dan kopamıyordu. Hep özlüyordu. Ailesi buradaydı, çocukluğu burada geçmişti özlemişti burayı.
"Bavullarını taşımayı düşünmüyor musun acaba?"
Emrah konuşan Alp'e döndü ve kaşlarını çattı.
"Alp her yerde görümcelik yapmak zorunda mısın?"
Alp konuşan arkadaşına döndü. Kötü kötü ona baktı. Bu görümce muhabbetiyle onu sinirlendirmek istediğini biliyordu. Emrah'ın sırf onu sinirlendirmek istediğini biliyordu bu oyuna gelmek istemiyordu ama dayanamıyor ve sinirleniyınyordu. O sinirlenince Emrah'ın yüzünde oluşan eğlenir hali onu daha çok sinirlendiriyordu. Sırf onu sinirlendirmek için yapıyordu.
Sinirle bir nefes aldı ve sinirle ama yavaş bir şekilde ona vurdu. Emerah elini Alp'in vurduğu yere götürdü ve gözlerini kocaman açtı.
"Bana vurdun?"
Gözlerini yalandan doldurdu ve dudaklarını da büzdü. Sonra konuşmaya devam etti.
"Yakında beni kapının da önüne koyarsın sen. Tunç senin bu kardeşin beni dövüyor"
Cümlenin sonuna doğru sesi titremişti. Oyunculuk değil miydi sonuna kadar oynardı. Tunç bagajdan bavulları çıkarırken yan bir bakışla ikiliye baktı sonra başını olumsuz anlamda salladı ve işine tekrar döndü. İkisinin kedi köpek gibi dalaşmasına karışmak istemiyordu. Sanırım Emrah ile araları düzelince Emrah boşa düşmüş gibi bu seferde Alp ile uğraşıyordu. Sevgili olduklarından beri Alp ve Emrah'ın birbiriyle uğuraşmasına tanık oluyordu.
"Abi senin bu sevgilin sahtekarın önde gideni"
Emrah konuşan arkadaşı ile kaşlarını çattı. Ne demek sahtekar. Eli Alp'in saçlarına gitti ve iki tutamı çekti.
"Kaşınma Alp bak döverim seni"
Alp kaşlarını çattı.
"Asıl ben seni döverim."
Tunç çocuk gibi didişen ikili ile gözlerini yumdu sesli bir şekilde nefes verdi. Şuan hem kendi ailesini hem de Emrah'ın ailesini anlıyordu. Kendisi ve Emrah'ın kavgalarına nasıl dayanmışlar. Kendisi sevgilisine ve kardeşine dayanamıyordu. Birazdan imdat yangın var diye bağıracaktı.
Emrah, Alp'e biraz yaklaştı sonra koluna girdi.
"Manitin yanında söylenicek laflar mı bunlar. Ne öyle sahtekar falan."
Alp konuşan Emrah ile biraz yumuşadı. Ama manit lafı ile yüzünü ekşitmeden edemedi. Manit ne yaa?
"Sende adam gibi davran. Beni sinirlendirme bende öyle davranmam."
Emrah duyduklarıyla güldü ve gevşekçe sırıttı.
"Kişiye göre muamele kardeşim yapacak bir şey yok."
Alp başta idrak edemediği cümle ile önce sakin kaldı sonra anladığı cümle ile kolunu Emrah'tan çekti. Sonra üst üste dört beş kere koluna vurdu. Emrah hemen geriye çekildi ve kolunu tuttu. Bu sefer acımıştı. Hayvan gibi vurmuştu. İnsan biraz acırdı.
"Tunç senin bu kardeşin beni dövüyor."
"Abi senin bu sevgilin bana adam değilsin dedi. Daha doğrusu ima etti."
Tunç üst üste konuşan ikili ile kaşlarını çattı. Şimdi ikisinden birini haklı bulursa ölüm fermanını imzalayacağını bildiği için sustu. İkisinin kendi kendini imha edeceğini için sessiz kaldı ve kendilerini imha etmelerini bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluğum - Gay
RandomOna gülümseyerek bakan Tunç ile başını ne var dercesine salladı. "Ne bakıyorsun." Tunç tezgâhın üstündeki peçeteyi aldı ve Emrah'ın ağzını sildi. "Küçükken de böyleydin. Yemek yediğin zaman her yerini kirletirdin." Emrah bu hareketle kaşlarını çattı...