Çocukluğum 11

3.1K 207 16
                                    

Tunç önünde durduğu apartmana şöyle bir baktı. Zile tekrar bastı ama kapıyı açan yoktu.

"Alp abiler evde yok"

Tunç duyduğu sesle arkasına döndü. Elinde çay tepsisiyle ayakta dikilen bir çocuk ona baktı.

"Neredeler"

Çocuk ona gülümsedi.

"Ali Rıza abi ile kampa gittiler ama bugün dönecekler."

Tunç Ali Rıza ismi ile kaşlarını çattı. Bu ismi Alp'ten birkaç kez duymuştu. Bavulunu aldı ve kahvehanenin dışardaki sandalyesine oturdu.

"Bana bir çay getirebilir misin?"

Çocuk başını evet anlamında salladı ve içeriye girdi. En son eve gelmesinin üstünden tam iki yıl geçmişti. Bu iki yıl içinde markaları baya büyümüştü. Sadece İtalya ve Türkiye'de değil dünyanın çoğu ülkesinde tanınmışlardı. Hatta birkaç ödül bile almışlardı. Çoğu ülkede de markalarını açmışlardı. Bu iki yılda kendini işine o kadar adamıştı ki başka hiçbir şey düşünmemişti.

Türkiye'ye ise birkaç kez uğramıştı. Birkaç kez İstanbul'a gelmişti. Ankara'ya ailesinin yanına da iki kez falan gitmişti. Bu gidişleri de çok kısa sürmüştü. Emrah'ı tam iki yıldır görmemişti. Ne sesini duymuş ne de onu görmüştü. En son Emrah'ın sevgilisi olduğunu öğrendikten sonra kafasını meşgul edecek her şeyi yapmıştı.

Bir haftadır Türkiye'deydi. Önce Ankara'ya gitmiş ailesi ile kalmıştı. Şimdi ise hem işi hem de kardeşini görmek için İstanbul'a gelmişti. Dünyaca ünlü bir fuara davet edilmişlerdi. Dünyanın her yerinden takı tasarlayan insanların olduğu bir fuardı. Geçen sene Paris'e gitmişlerdi bu sene de Türkiye ev sahipliği yapacaktı. Bunun için İstanbul'a gelmişlerdi. Birkaç ay burada kalacaktı.

Alp ve Emrah'ın eve çıktığını öğrenmişti. Arkadaşları Yavuz ile beraber çıkmışlardı. Yavuz'la tanışmıştı ve baya sevmişti. Bunun için içi baya rahattı. Onlara sürpriz yapmak için haber vermeden gelmişti ama asıl sürprizi kardeşi evde olmadan yapmıştı.

Önüne konulan çay ile gülümsedi.

"Sağ ol"

Çocuk gülümsedi.

"Afiyet olsun abi"

Konuştuktan sonra çocuk gitti.  Tunç çayından bir yudum aldı. Biraz düşünceli bir hâli vardı. İtalya'dayken kendini o kadar işine kaptırmıştı ki Emrah'ı düşünmeye zamanı yoktu. Ama İstanbul'a gelmek için uçağa bindiğinden beri aklında başka bir düşünce yoktu. Onu unutmuş muydu? Onu görünce ne yapacaktı? Ya hayatında biri varsa. Bu düşünceler aklında dönüp duruyordu.

"Abi geldiler"

Çocuğun sesini duymasıyla o tarafa döndü. Sokağa iki araba girdi. Oturduğu yerden ayağa kalktı. Sonra arabanın kapısı açıldı. Alp'in indiğini görmesiyle gülümsedi. Sonra tanımadığı bir adam indi ve Emrah indi. Emrah'a kısa bir şekilde baktı ve Alp'e döndü. Onu görmesi için biraz daha öne atıldı. Alp gözlerini kısarak ona bakıyordu. Bu görüntüyle gülümsedi. Sonra Emrah da onun yanına geldi. Şimdi ikisi de ona gözlerini kısarak bakıyordu. Sanırım onu tanımamışlardı.

Biraz tanımlamaları normal. Artık gözlük takmaya başlamıştı. Saçlarını normalde çok yukarı yatırmazdı ama şu an yukarıya yatırmıştı. Takım çok giymezdi ama şuan takım giymişti. Normalde kirli sakal kullanmazdı ama şuan kirli sakalı vardı. Yani bileceğin baya farklı biri olmuştu. Tanımlamaları normaldi.

Elini havaya kaldırdı ve salladı.

"Ulan keratalar öyle bana bakacak mısınız?"

Hafif bağırarak konuşmuştu. Sonra Alp'in kaşlarının havalandığını gördü. Bununla gülümsedi. Sonra ikilinin şok olmuş yüzünü gördü. Alp ona doğru koştu ve hızla sarıldı. Bununla gülümsedi ve kardeşine daha sıkı sarıldı.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin