Çocukluğum 12

3K 208 21
                                    

Tunç elindeki havlu ile saçlarını kurutuyordu. Dün buraya gelmişti. Şimdi ise bir toplantı için buradaki ofislerini gidecekti. Bir de Mert onları görmek istemişti. Beraber yemek yiyeceklerdi. Sırt çantasını açtı ve içinde diş fırçası ve macunu aradı. Fırçayı buldu ama macun yoktu. Çantayı biraz daha karıştırdı ama yoktu. Sanırım unutmuştu. Kolundaki saate baktı. Macun almaya giderse geç kalırdı. En iyisi Alp'in macunu almak diye düşündü.

İçerde kitap okuyan kardeşinden macunun nerede olduğunu öğrendi ve dişlerini fırçaladı. Telefonunun çalmasıyla içeriye girdi.

"Efendim Akif"

"Çıktın mı?"

Kolundaki saate tekrar baktı. Az kalmıştı.

"Bir on dakikaya çıkarım"

"Tamam bende restoranda geldim. Ahmet ortaklıkta yok. Sadece Mert bey var."

Tunç gözlüklerini çıkardı ve kutusuna koydu. Sonra komidinin üzerindeki lens kurusunu aldı ve banyoya gitti.

"Tamam bende geliyorum birazdan"

Konuştuktan sonra telefonu kapattı ve lenslerini taktı. Yatağın üstündeki ceketini aldı ve giydi. Çıkmadan önce mutfağa gitti ve su içmek istedi. Bardağı dudaklarına görürken Emrah'ın adını bağırdığını duydu. Bardağı tezgaha koydu ve salona doğru gitti. Emrah demin kullanıldığı dış macununu elinde tutuyordu. Onu görünce konuşmaya başladı.

"Tek yapacağın şey benim eşyalarıma dokunmamak. Bunu anlamayacak bir yaşta mısın? İtalya sana medeniyet katmıştı dedim ya aldım lan o lafımı geri."

Tunç konuşan adamla kaşlarını çattı. Şu an hiç Emrah'la kavga edecek gibi hissetmiyordu.

"Düzgün konuş karşında yaşıtın yok abinim ben senin."

Tunç, Emrah'a doğru sert bir ses tonuyla konuştu. Alt tarafı macununu kullanmıştı bu kadar abartacak bir durum yoktu.

"Abiymiş, pabucumun abisi."

Tunç derin bir nefes aldı. Sakin olmalıydı. Emrah fazla sinirli gibiydi yüksek ihtimalle başkasına sinirlenmiş sinirini ondan çıkarıyordu.

"Alp'in sandım kullandım. Sana yenisini alırım."

Emrah alayla güldü.

"Yenisini almanı isteyen mi oldu. Bir şeyi düzgün yap yeter"

"Düzgün konuş almayayım ayağımın altına."

"Alsana bir yaa. Hem sen niye bizimle kalıyorsun o kadar paran var tut bir otel odası gül gibi yaşa. Zaten ev küçük oksijeni boşa azaltma."

Tunç tam bir şey söyleyecekti ki içeriye giren Yavuzla durdu. Eğer Yavuz içeriye gitmeseydi sanırım karşısındaki adamın kalbini fazlasıyla kıracaktı.

"Kesin lan sesinizi. 24 saat çalışmışım evime gelmişim huzurla uyumak için ama kazık kadar iki herif boktan bir sebepten kavga ediyor."

Yavuz doktordu ve nöbete kaldığı için uyumak istiyordu ama bu iki adam buna izin vermiyordu. Emrah tam konuşacaktı ki Yavuz eliyle dur işareti yaptı.

"Ulan yaşıtlarınız boyu kadar çocuğu var siz burada ilkokul çocuğu gibi kavga ediyorsunuz."

Sonra salonda oturmuş kitap okuyan Alp'e döndü.

"Bir de oturmuş kitap okuyor oğlum hiç rahatsız olmuyor musun."

Alp kitaptan bakışlarını Yavuz'a çevirdi.

"Abi benimki alışkanlık. Belli bir süre sonra bu kavgalara alışıyorsun. Bu kavgalar benim için birer ninni."

Yavuz hayretle Alp'e baktı.

Çocukluğum - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin