Medya: İlkay
Keyifli okumalar...
✨
Kürsüdeydim, birincilikle bitirdiğim bölümüm için konuşma yapmamı bekliyordu herkes. Soğuk havaya rağmen güneş yine de parlıyordu, önümde kepleriyle sıralanmış onlarca öğrenci beni izliyordu ama ben tek birini görüyordum.
Kardelen Ekren, tüm o kalabalığın içinde dolu gözleri ve tüm asilliği ile beni izliyordu.
Ellerini çenesinin altında birleştirmişti, elimin altındaki diplomayı daha sıkı tuttum. Kürsüye doğru eğildim. "Bugün en büyük hayalimi gerçekleştirdim" diyordum. "Adaletin peşini bırakmayan bir adam olacağıma yemin ederim, hepinize tek tek söz verebilirim. Ama en büyük yeminim, sözüm" dedim, gözlerine baktım ve boynumdaki dövmeye dokunduğumda gözleri oraya kaydı. "ablam için, benim tüm zorluklara rağmen dimdik duran Kardelenim için"
Yanaklarına doğru bir yaş süzüldüğünde güldüm. "Söz veriyorum abla, tıpkı senin gibi olacağım. Her şey sana, her şey senin için"
İşte, güneş doğarken benim yaşmam gereken tek şey buydu. Ama ben bir cehennem çukurunun içinde kalakalmıştım.
Ağzıma onun tişörtünün büyük bir parçası sıkıştırılmıştı, ses yapmamam için. Ayaklarım ve ellerim bağlıydı, cenin pozisyonunda. Canım öyle çok yanıyordu ki araba her bir tümseğe takıldığında acıyla feveran etmeden duramıyordum. Ağlıyordum, korktuğum için değil canım öyle çok yanıyordu ki ağlamadan duramıyordum. Göğsüm parçalanıyordu sanki.
Bagajın içindeydim, uyanalı altı saatten fazla oluyordu. Bağırmaktan boğazım aşınmıştı, ağzımın içindeki tişört yüzünden yutkunamıyordum bile ve salyam dudaklarımdan bagajın sert zeminine akıyordu. Yağan karla karışık yağmur üşümemi sağlıyordu. Çok üşüyordum, çok titriyordum.
Saatlerdir söylediği o şarkıyı tekrar söylemeye başladığında öfkeyle tekrar bağırdım. "Bir küçücük aslancık varmış"
Tekrar bağırdım, o dizeleri tekrar ederken canımın yanmasını umursamadan etrafa vurmak istedim. "Çöllerde ko.. ko.. koşar oynarmış"
Ağlamam şiddetlenirken sesinden nefret ettim. Yine bağırdım, boğazım öyle çok acıdı ki zemine damlayan salyamdaki kan lekelerini fark ettim. Alnımdan akan kandan farklıydı.
"Kardeşi onu pek çok severmiş" dediğinde gözlerimi sıkıca kapatıp ağlamaya devam ettim. "Sen benim ca.. ca.. canımsın dermiş"
O saatlerce aynı dizeleri söyledi, ben saatlerce bağırdım ve çığlık attım ama bir yerden sonra sesim çıkmadı. Bir ara araba durdu ve içeriyi yemek kokusu sardı, midem sancırken sadece o şarkıyı söylemediği için sevindim. Saatlerce yol gittik, artık sesim çıkmıyordu. Ağlayamıyordum bile.
Ben ağlayıp bağırmayı kesince o da şarkıyı söylemeyi kesti.
Sonra araba durdu, karda gıcırdayan botlarının sesini duydum. Arabanın bagajı açıldığında gözlerimin acımasını bekledim ama karanlık olduğu için acımadı. Bir gün mü geçmişti?
Suratıma baktı ifadesizce, öyle çok ağlamıştım ki hem burnum tıkanmıştı hem de ağzım kapalıydı ve bu yüzden nefes dahi alamıyordum. Suratıma çarpan soğuk hava biraz da olsa rahatlamamı sağladı.
Bana doğru eğildi, ipleri çözmeden beni sırtına değil kucağına aldığında göğüs kafesim yine ağrısa da omuzuna aldığı zamanki kadar acımadı. Başım geriye doğru düşerken canım acısa da sesim çıkmadı. Ne hafif bir adamdım ne de güçsüz, ama onun bedeni herkesin üstünde hakimiyet kurabileceğini kanıtlamak ister gibi kalıplı ve uzundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
canbaz
Teen FictionHer şey yeni mezun bir hukuk öğrencisinin ülkenin başkanını vuran azılı bir katilin davasını çözmek istemesiyle başlar... +18, cinsellik, argo ve olumsuz davranışlar vardır. İki erkeğin ilişkisini konu almaktadır.