Bölüm 25- Son Bilet

10.5K 1K 945
                                    

Uzun bir bölüm, yavaş yavaş okuyun. Keyifli okumalar...

Duyduğum tıkırtılarla gözlerim hafifçe aralanırken boynumda hissettiğim karıncalanmayla hemen boyun girintimde uyuklayan yavruya baktım. Hemen ardından sobanın önünde tek dizinin üzerine çökmüş ateşi harlamak için uğraşan Artem'in tanıdık görüntüsünü görmek istemsizce gülümsememi sağladı. Elindeki bıçakla odunları sobanın içine ittiriyordu, daha sonra bıçağı sobanın kenarına bıraktı,

Mutfakta ağladıktan sonra kendimi çok yorgun hissetmiştim, kimseyle göz göze dahi gelmeden odaya girip uyumuştum. Artem vesile olmuştu birazda, direkt beni odaya sokmuş, ateşi yakmış, sonra diğerlerinin yanına dönmüştü.

Duvarda asılı olan saate baktım göz ucuyla. Yarım saat önce pazartesi olmuştu. Yarın gece gidiyordum, ve sebepsizce belki de en büyük akılsızlığı yaparak Artem'in lafına güvenmiştim, Kaşlarım çatıldı, cidden gidecek miydim buradan? Artem beni o gemiye bindirecek miydi?

"Biraz daha uyu" Sesiyle daldığım yerden ayrılıp üzerine doğru gelen Artem'e baktım, durgun duruyordu. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştığımda "Yat" dedi kalkmama izin vermeden omuzumdan yatağa bastırırken.

"Gittiler mi?" diye sorduğumda yavaşça yatağın ucuna oturup üstten baktı bana.

"İçiyorlar" dedi.

"Ne demek içiyorlar?" diye sordum yattığım yerden kalkıp tamamen doğrulurken. Karnımın üzerine kadar örtülmüş kalın yorganı fark ettim, oda da bunaltıcı bir sıcak vardı. Durmadan odaya girip ateşi harlamıştı sanırım.

"İçki alıp gelmişler" dedi, sinirli duruyordu. "Sabaha karşı siktir olup giderler herhalde"

Rahatsızca kıpırdandım, üzerimdeki beyaz kazağı çekiştirdim. "Çıkalım mı odadan?" diye sorduğunda kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ben yanlarına gitmek zorundayım"

"Çıkmamı istemiyorsun sanıyordum?" diye sorduğumda koyu hareleriyle konuşmadan önce suratıma baktı. "Yalnız hissettim" dedi. "O ortamda olmamam gerekiyormuş gibi"

"Nasıl yani?" dedim kendimi hafifçe ona doğru kaydırırken. Artem'in yüz hatları her zaman sert duruyordu, keskin hatlara sahipti bu yüzden uykusunda dahi yumuşak bir görüntü göremezdim.

Ama şimdi bana böyle bakarken anlıyordum, bu bakıştı onu yumuşak gösteren. Gözlerindeki ifade nadiren bu hâle evriliyordu, sıcacık bakıyordu.

"Arkamı döndüğüm an bir şey yapacaklar sanki" dedi. "Tedirgin oluyorum"

Gülümsediğimde gözlerini kırptı art arda iki defa. "Ben yanındayken nasıl hissediyorsun?" diye sorduğumda belirgin adem elması oynar gibi oldu, oturduğu yerden ağır hareketlerle kalkarken sorduğum soruyu cevapsız bıraktı.

"Hadi" dedi bana bakmadan, yüzümdeki gülümsemeyi silmeden ayaklarımı sarkıttım yataktan. Aşağıya doğru sarkan eline baktım, uzanıp soluk elinin parmaklarını tuttuğumda kafası anında bana doğru döndü.

"Gidelim" diye mırıldandım yataktan doğrulup ayaklarımı aşağı sarkıtırken. Kalkacağım sırada bir eliyle omuzumu tuttu, elini gevşekçe tuttuğum eliyle sıktı elimi. Yüzüme doğru eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdığında derin bir nefes aldım.

Arteme uymayan bir sakinlikle, yavaş ve ıslak öpücükleriyle dudaklarımı öperken parmakları elimin üzerini okşadı. Yavaşça dudaklarının arasına sıkıştırdığı alt dudağımı çekiştirerek bıraktı, aynı yeri ıslak bir şekilde tekrar öpüp geri çekildiğinde kısıkça açtığım gözlerimle yüzüne baktım. Öpüşü, odanın sıcaklığı tekrar mayışmamı sağlamıştı.

canbazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin