Nasılsınız, bölüm atmayalı oldu baya. Bu bölümü okumadan önce bir diğer bölüme tekrar bakın. Unutmadım demeyin unutmuşsunuzdur. Ben bile unutmuşum, son beş bölümü tekrar okudum...
Geçiş tadında, hikayeyi hatırlayalım diye biraz bu bölüm. Asıl olaylara diğer bölümden itibaren geçeceğim. Keyifli okumalar...
Artem (aynı zamanda Aren, yerim sizi öyle sorular sormayın olur mu)
✨
Bir dönüm noktasında olduğumu farkındaydım.
Elimdeki kuru dalı önümde yanan sobanın içine atarken göz ucuyla mutfakta, sandalyede oturan adama baktım. İçki içiyordu, son konuşmamızdan sonra onu görmüyordum bile evin içinde. Bir hafta olmuştu, kaçmayacağımdan nasıl eminse beni evin içinde bırakıyor, akşama doğru geri dönüyordu. Evde olduğu zamanlarda içki içip düşünmekten başka yaptığı hiçbir şey yoktu. Sinir bozucu olmaya başlamıştı. Benimle yüz yüze dahi nadiren geliyordu.
Bir ticaret gemisi ayarlayacağını söylemişti sayılı diyaloglarımızdan birisinde. Ne değişiyordu bilmiyordum ama Artem'in aklındaki her şey değişiyordu. Bir şeyler oluyordu, Aren ile ilgili olduğunu farkındaydım.
Umurumda mıydı? Umurumda değildi hayır ama düşündükçe hayatın akışından ne kadar koptuğumu fark etmiştim. Günümün çoğunu evde tek başıma geçirdiğim için düşünecek çok fazla vaktim oluyordu.
Ilgaz yalnızca bir defa gelmişti eve, eşyalarımı unuttum bahanesiyle beni kontrol ettiğini fark etmiştim. İbrahim, Çağatay ne de Aren o günden sonra bir daha gözüme gözükmemişlerdi.
Ateşin içine tuttuğum dal parçası yana yana ateşin parmaklarıma ulaşmasını sağladığında ağzımdan ufak bir inilti kaçtı ve hızla elimi çektim, Artem'in başı omuzunun üzerinden aynı hızda bana dönerken tuttuğum elime baktı.
"Ateşle oynayıp durma" dedi yine aynı sakinlikte önüne dönerken.
"Kusura bakma ya" dedim ani bastıran bir öfkeyle. "Bu evin içinde yapacak başka bir aktivite bulamadım"
"Bulduğun aktivite evi yakmak mı?"
"Anca öyle ısınır bu ev zaten" dedim sobanın açık duran kapısını parmaklarımın ucuyla tutup kapatmaya çalışırken işaret parmağımaki ufak yanığa baktım.
Burnumun üzerinde hissettiğim parmaklarla kaşlarım çatılırken ne zaman yanına geldiğini anlamadığım Artem'e baktım, burnumdaki elleri oradan yanağıma giderken avuç içini oraya bastırdı. Elleri soğuktu.
"Isınmış suratın" dedi elini yavaşça yüzümden ayırırken. "Üşüyor musun?"
Gözlerim üzerindeki beyaz kazağa inerken "Hayır" dedim ama sesim öyle kısık çıkmıştı ki duyduğunu sanmıyordum. Sabahtan beri ateşin içine attığım ince dallara, çıralara baktı. "Bunlar evi ısıtmaz, odun var mı arka tarafta bakmam lazım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
canbaz
Teen FictionHer şey yeni mezun bir hukuk öğrencisinin ülkenin başkanını vuran azılı bir katilin davasını çözmek istemesiyle başlar... +18, cinsellik, argo ve olumsuz davranışlar vardır. İki erkeğin ilişkisini konu almaktadır.