Bölüm 10- Sıcak Su

12.5K 1.4K 455
                                    

Medya: İlkay

Keyifli okumalar...

Yine aynı oturma odasında, aynı koltuğun üzerinde tam sobanın karşısında oturuyordum. Bir kaç saat önce isminin Han olduğunu bildiğim, ama suratını görmediğim bir adam yiyecek ve tam benim bedenime, tarzıma uygun kıyafetler bırakmıştı. Çağatay denilen adamın bahsettiği boğaz pastillerine ihtiyacım vardı, belki sıcak bir şey içsem biraz da olsa yumuşardı. Gördüğüm kadarıyla dolabı doldurmuştu.

O doktorun söylediğinin aksine oturduğum koltukta dizlerime karnıma kadar çekmiş, kollarımı etrafına sarmış yanan odunları izliyordum. Sert bir soluk verdim, kim bilir suratım ne haldeydi. Amacı neydi, benden ne gibi bir çıkarı vardı bilmiyordum ama tahmin edebiliyordum. Biraz iyileşir iyileşmez bu evden gidecektim bir şekile, koşabilmem lazımdı. Olur da düşersem tekrar ayağa kalkabilecek direncim olmalıydı.

Artem denilen katil bir kovaya doldurduğu karı sobanın üzerine koymuş ve ısınmasını sağlamıştı. Duş almaya gideceğini düşünüyordum, su sesini duyar duymaz etrafı aramaya başlayacaktım. Aklımda sürekli o bahsettikleri köy canlanıyordu.

Kapının pervazında beliren karaltı ile bir an irkilsemde, uzun bedenini görünce duraksadım. "Banyoda sıcak su var" dedi. "Git, kan kokuyorsun"

Bacaklarımı koltuktan sarkıttım yavaşça, korkmuyordum ama tedirgindim. Neden korkmuyordum bilmiyordum, kafamda dönen tek şey buradan çıkmak ve herkese aslında haklı olduğumu kanıtlamaktı.

"Suyu kendin için ısıtmadın mı?" dediğimde salona girdi ve yavaş hareketlerle karşımdaki koltuğa oturdu. Sigarasını yakarken "Soru sorma" dedi. "Senden sonra gireceğim"

"İlk sen gir" dedim, boğazım sızlarken konuşmamla gerildiğini gördüm. Etrafa bakınmak istiyordum sadece o duştayken. Sigarasını parmaklarının arasında sıkıştırıp elini dizine dayadı ve bana baktı.

"Benden korkmuyorsun" dedi. "Rahatlığının sebebi bu mu?"

"Bana zarar veremezsin. Anlayamadığım bir şekilde işine yarayacağım öyle değil mi, bu yüzden burada tutuyorsun beni"

Sigarasından derin bir nefesi ciğerlerine çekerken güler gibi oldu. Dumanı dışarı üfledi konuşmadan önce. "Ölmeni istemem" dedi. "Ama ben öfkelenirsem..." bana doğru eğildi "eğer ben çok öfkelenirsem gram düşünmem, o boynunu kırarım"

Hiçbir mimik yapmadan ona bakmak istedim ama korktum, dışarıdan gözükmedi ama içimden bir titreme gelip geçti. Ciddiydi, hiç olmadığı kadar ciddiydi. Suratında alaya, gülmeye yakın hiçbir ifade yoktu. Sinirlerini bozacak tek bir kelime etsem o koltuktan hızla kalkıp tek hamlede boynumu kıracak gibi bakıyordu.

"Sen dedin, ölmeni istemem diye. Gözden çıkaramazsın beni" dedim, korkmadığımı göstermek istedim içten içe. Ama o tüm ciddiyetle baktı suratıma, kemikli suratı daha da sertleşti.

"Ben kardeşimi gözden çıkartmışım..." sigarasını tuttuğu elini bana doğru uzattı. "seni mi gözden çıkartamayacağım?"

Öylece yüzüne baktım, beni öldüremez diye içimde bir savaş yoktu çünkü o güvenlik kayıtları her aklıma geldiğinde tüylerim diken diken oluyordu. Daha fazla konuşmak istemedim, sıcak su fikri de kötü gelmiyordu. Yavaşça koltuktan kalkacağım sırada "Bekle" dedi, durdum.

Birden ayağa kalktığında gölgesi üzerime doğru uzadı. Cebinden bir telefon çıkarttı. "Başındaki sargıyı ve kazağını çıkart"

"Neden?" dediğimde sigarayı dudaklarının arasında sıkıştırıp telefona bir şeyler yapmaya başladı. Kıpırdamadığımı görünce kafasını sağa doğru eğdi. Bu hareketinden nefret ediyordum. "Sen çıkartmazsan ben çıkartırım"

canbazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin