Bölüm 4- Serinkanlı

12.4K 1.4K 711
                                    

Medya: Kardelen Ekren
Keyifli okumalar...

Medya: Kardelen EkrenKeyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karakola doğru büyük adımlarla ilerlerken benim geldiğimi gören Selim abi bıkkın bir nefes verdi. "Naber Paspas?" dedim yanından geçip gitmeye çalışarak, kolumu yakaladı.

"Kırarım ağzını" dedi benden yaşça büyük adam. Nefesimi sertçe dışa verirken gözlerimi kıstım. "Tamam Selim abi pardon, salar mısın?"

"Neyi salacağım lan?" dediğinde dişlerimi sıktım. "Sal abi kobrayı"

Tedirgince bana baktığında bıkkınca ona baktım. "Ne kobrası abim?" dediği sırada koridorda yürüyen Oğuz abiyi gördüm. Askeri formasıyla öyle bir yürüyordu ki taşşak koktu diye bağırmamak için yanaklarımı ısırdım. "Oğuz abi!" diye bağırdığımda bakışları beni buldu ve bıkkınca bir nefes verdi.

"Yine mi geldin lan sen?" dedi yanıma doğru adımlarken, gülümseyerek Selime abiye baktım. "Aşık bana ya..." dediğimde kolumdan tutup hafifçe sarstı beni. "Yumuşak yumuşak konuşma" dedi hafifçe gülerek.

Oğuz abi tam karşımda dururken Selim abiye bir kafa hareketi yaparak beni devraldı. Bakışları boynumdaki gazlı bezde gezindi, ablama sürpriz yapacağım için üzerini kapatmıştım. "Boynuna ne oldu?" diye sordu kalın kaşları çatılırken. "Yaralandın mı? Kavgaya mı karıştın?"

"Yok abi, dövme yaptırdım" dediğimde ters ters suratıma baktı. "Ne dövmesi?" diye sordu.

"Kardelen" dediğimde suratındaki ifade yumuşar gibi oldu. Kaşları havalandı. "Ablanın adını mı yazdırdın?" dediğinde dilimi olumsuz anlamda şıklattım.

"Çiçeğini yaptırdım" dediğimde gülümsedi, bakışlarını ağırca yürüdüğümüz koridora çevirdi sakince.

"Kardelen kar yağdığında açan bir çiçek olarak bilinir" dedi dalgınca. "Kar yağınca tohum verir, baharın müjdesidir"

Oğuz abinin nadiren gördüğüm o yumuşak hatlarına ilk defa bu kadar yakından görüyordum. "İsimi seviyor gibisin?" dediğimde sesimle daldığı yerden ayrılıp kara gözleriyle benim mavi gözlerimi baktı.

"Severim" dedi kısıkça.

"Hikayesini de biliyor musun?" diye sordu bu sefer, ablamın odasını olduğu kata çıkmak için ikimizde anlaşmış gibi asansörü es geçtik ve merdivenlere yöneldik. Hikayeyi defalarca küçükken annemden dinlemiş olsam da Oğuz abinin anlatmasını isteyerek "Bilmiyorum" dedim. Çünkü birçok hikaye dolanırdı, onun hangi versiyonunu içinde kabul edip anlatacağını merak ettim. Merdivenlerden çıkmaya başladığımızda anlatmaya başladı.

"Birbirini çok seven ve güzelliği dilere desten olan iki çiçek varmış; kardelen çiçekleri. Erkek Kardelen bir hayal kurmuş, diğer çiçeklerin açtığı mevsimde açmak değil kışın açıp tüm kırda tek çiçek olmak istemiş." dedikten sonra hafifçe nefeslendi, ikimizde ağır adımlarla merdivenlerden çıkıyorduk. "Sevdiği Kardelen çiçeğine de..." duraksadı. "...bu düşünden bahsetmiş. İkisi de hiçbir çiçeğin açmaya cesaret edemediği kış gününde açmak için birbirlerine söz vermişler"

canbazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin