XVII🤍

1.4K 187 122
                                    

Merhaba bebeklerim. Uzun aradan sonra gelebildim.

Bu bölüm kısa oldu. Fakat aklımdakini toparlayamıyorum. Yazdığım her cümleyi üç kez düşünüyorum. Yanlış yazacağım tek cümle fici angst'e sürükler yoksa. İyi okumalar;)

Sınır: 100 yorum, 100 vote









Yazardan~


Pişmanlık...

İliklere kadar inciten en ağır duygulardan.

"Gerçekten beğendin mi Jungkook?"

Hele de karşısında masum masum bakan beden ağlama hissini körüklüyordu. Beyaz gümüşü saçlarını heyecanla geri itip diğer poşete uzandığında bakışları kucağındaki kazağa kaymıştı.

"Bunu sana aldım aşkım. En sevdiğin renk Mavim!"

Utançla kaçırılan bakışlar. Eğer ki, konuşsaydı boğazı düğümlenirdi. Artık Mavi olmadığını defalarca söyler, gözyaşlarını dökerdi.

"Teşekkürler hayatım" diye mırıldandığında bile utancından ölmeyi diliyordu.

Sadece susuyordular. Sessiz bir anlaşma imzalamıştılar o günün sabahı. Jungkook çok cesurdu o günün sabahı da. Jimin'e olan aşkını itiraf edecek, aynı zamanda Taehyung'a karşı aynı duyguları beslediğini söyleyecekti. Fakat mavi saçlı dudaklarından o cümlelerin dökülmesine izin vermeden 'Yaşananlar olmaması gereken hataydı' dediğinde öylece donup kalmıştı.

Bu yaşadıkları şeyi doğumuna kadar saklamaları gerektiğini vurguladığında öylece onu izlemişti. Jimin ne dediyse kabul etti.

Doğumdan sonra Taehyung'a itiraf edeceklerini, o zamana kadar hiçbir şey olmamış gibi davranmaları gerektiğini.

Kesinlikle böyle bir şey beklemiyor değildi. Ancak bu kadar kırılacağını düşünmemişti. Geçen iki haftada yabancı gibi davranmaları Jungkook'a daha çok vicdan azabı çektirmişti.

Alba bunu hakketmemişti. Öğrendiğinde yıkılacağı, bir daha onun yüzüne bakmayacağı gerçeğiyle her gün mahvoluyordu.

Kızının babası ondan nefret edecekti...

Kızının babasının aşkıyla yatmıştı...

Onu sürtük olarak görecekti...

Taehyung'un aşkına olan güveni kırılacaktı...

"Bunları da kızıma aldım. Bir sürü bir sürü! Her renk elbise! Tüm mağazayı almak istedim! Hepsi minik minik!"

Oturduğu kanepede tepiniyor, titreyen ellerini umursamadan heyecanla minik kıyafetleri yan yana diziyordu.

Bu kez lanet olası hastalık bile silemedi o gülüşü...

"Yumurcak senin gibi babası olduğu için çok mutlu"

Geyik gözler sabahtan bu yana ilk kez Jimin'e baktığında çırpınan kalbi nefesini tutmasına sebep oldu. Çünkü o da kendisine bakıyordu.

Elinde olsaydı eğer, Jungkook kendini bir odaya kapatır, rezil olmaktan kurtulurdu kendince.

Daha yarım saat önce Fransa'dan dönen Taehyung'u karşılamak için kapıya koşturmuştu. Harelerinde gizletemediği yıldızlarla ona sıkıca sarılmıştı. Elbette onu özlediği bahanesine sığdırabilirdi bunu.

Ancak uzun boyluyu gördüğünde adeta göğüs kafesini parçalayacak gibi dövünen kalbiyle Taehyung'un yanağına öpücük kondurduğunda ne yaptığının farkına sonrada varmıştı.

Blue or Red? VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin