XXIII🤍

1.2K 189 180
                                    

Topluca dua edin, gözlerim biraz da olsa iyi olsun. Göz damlasıyla gözümü avutuyorum.

Ayrıca bölüm kısa biliyorum. Ama ailevi sorun var. Göz önünde bulundurun rica ediyorum.

Sınır: 150 yorum, 130 vote













Yazardan~

"Biliyordunuz! Lanet olsun biliyordunuz! Nasıl söylemezsiniz?! Nasıl izin verirsiniz gitmesine?!"

Sabahtan bu yana cevapsız kalan bilmem kaçıncı yakarış. Herkes odanın bir köşesine sinmiş, sessizce, bağıran Seokjin'e bakıyordu.

Onun öfkeli gözlerinin aksine Hoseok ıslanmış yanaklarıyla "İnanamıyorum. Oysa mutlu olacakları günlerin geldiğini düşünmüştüm. Neden izin verdiniz gitmesine?" diye sorduğunda son damla olmuştu Yoongi için.

Sehpadaki vazoyu duvara fırlatıp sık solukları arasında bağırmaya başladı. Öfkesini, acısını kusmaya ihtiyacı vardı.

"Ne yapabilirdik?! Ne?! Söylesenize ne yapabilirdik?! Çok mu akıllısınız?! Eline yapışıp yalvaracak mıydık? Yalvarsak kalır mıydı? Hayır! Gitti! Anlayın artık! Neyine inanmıyorsunuz?! Bitti! Gitti, her şeyi sildi. Güneş gibi gülse bile geceleri karanlıktı. Canı yanıyordu ki, gitti!" 

Başka zaman olsa eşinin tek gözyaşına dünyayı yakacak adam hiçbir şeyi umursamadan bağırdı. Hoseok ise sinirli olmasını hiç umursamadı. Oturduğu yerden kalkıp onun önüne geçtiğinde aynı şekilde karşılık vermişti.

"Gitmek çözüm müydü? Gitti diye her şey bitti mi? Taehyung'u hastanenin önünde yığılmış bulmak mıydı çözüm? Ya Jungkook ile bebeği suçlarsa? Ondan nefret ederse yüreğiniz sızlamaz mı?"

Herkes Yoongi'den odayı aleve vermesini beklerdi. Ama ağlamasını değil. İçli bir sızlanıştı yürek dağlayan.

"Neden suçlu benmişim gibi davranıyorsunuz hep? Acı çekmiyor muyum ben? Çok mu duygusuzum gözünüzde? Sizin arkadaşınız gittiyse benim kardeşim gitti! Canım gitti! Her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyorsunuz"

Sonrasında hıçkırıklar konuştu. Yanaklarını silmek için eller uzandı. Kabul etmedi. Küçük bir gülümsemeyle arkasına bakmadan odadan çıktı.

Onun da canı acıyordu. Çünkü duyguları vardı. İnsandı.


🤍


Hissizlik.

Bir şeyleri kaybettiğinde kazandığındır.

Hiçbir kaybedişin kazancı bu kadar acı verici olmamalıydı. Ciğerlere oksijen taşıyan kan etkisiz kılınmış, vazifesini unutmuş gibi.

"Taehyung"

Kaç dakikadır uyanmıştı? Vücudunda büyük ağırlık vardı sanki. Gözlerini kırpmadan tavanı izliyordu. Gerçekliği sorguluyordu.

Dünya durmuş gibiydi.

"Lütfen cevap ver. Korkuyorum Taehyung"

Rengi solmuş, gül kırmızısı dolgun dudaklar çatlamış. Bu görüntü siyah saçlı bedeni endişelendiriyordu. Kaç saattir Taehyung baygındı bilmiyordu. Ama dikişleri umursamamış, baş ucundan ayrılmamıştı.

Yaklaşık yarım saattir uyanmış adama seslenişleri cevapsız kaldığında gözyaşlarına artık sahip çıkamamış, "Özür dilerim, yemin ederim ki, böyle olsun istemedim" dediğinde kendini sıktığı için yarası sızlamış, acıdan tıslamıştı.

Dakikalardır transta olan Taehyung ağlayan bedenle kendine geldi. Bakışları beyaz tenliyi bulduğunda yerinde dikelmiş, anlık hareketi yüzünden başı dönmüştü. Bunu aldırmadan buz gibi elleriyle Jungkook'un yüzünü avuçladığında sonunda konuşmuştu.

Blue or Red? VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin