Blue or Red? Vminkook

IX❤

Merhabalar ben geldimmm

Umarım ki iyisinizdir. Bu bölümü ne zorluklarla yazdım Allah bilir. Geç attığım için 3600 kelime yazdım. Umarım karşılığını güzel yorumlarla verirsiniz😇

Sınır: 160 yorum

Bazı şeyler değişmez. Bazı şeyler değiştirilmek istenmez belki de.

Yine ve yine düşen Taehyung'u kaldırmak için gelen kişi Jimin'di. Mavi saçlı kumlar üzerinde oturmuş, hâlâ ağlayan adama yaklaştığında Güneş daha yeni doğuyordu.

Beyaz saçlı her defa düştüğünde kendi ellerine basıp yerden kalkmaktansa Jimin onu kaldırmıştı. Bu değişmemişti.

Taehyung yıkılır, Jimin kaldırırdı...

"Taehyung..."

"Özür dilerim..."

Hıçkırık eşliğinde verilen bir karşılık. Aynı zamanda sevdiğinin gözlerini dolduran. Nefesini kesiyordu Alba'nı bu hâlde görmek.

"Kalk sevgilim, ondan özür dilemeliyiz"

"Y-yüzüne bakmaya utanıyorum"

Suçlu bir edada Jimin'e baktığında başını iki yana salladı. Lakin Mavi onu elinden tutup kaldırdığında itinayla "Bana bak Taehyung! Yıkılmayacaksın, yıkılmayacağız! Bu şekilde bitmeyecek hiçbir şey" demişti. Onu kolundan çekiştirip sürüklerken hâlâ nasıl davranacağına dair nasihatler veriyordu.

Kapının kilidini açıp içeri geçtiklerinde merdiven başından inen bedeni görmeyi beklemiyordular. Şişmiş gözleri, dudakları ağladığının kanıtıyken afallamıştı üçü de.

Jimin kaşının tekini kaldırırken siyah saçlının elindeki küçük çantayı gösterip "Jungkook? Nereye?" diye sormuştu. Fakat beklediği karşılığı almadı.

"Siz niye bu saatte geldiniz? Ah pardon burası sizin eviniz. Bana hesap verecek hâliniz mi var sanki?"

Daha çok kendi kendine mırıldanıp yanlarına vardığında "Gidiyorum. Her şey için özür dilerim. Hayatınızı mahvettiğim, düzeninizi alt üst ettiğim için" diyerek dudaklarını birbirine bastırmıştı. Taehyung korkuyla Jimin'e bakmış, avuçları hemen onun ceketine tutunmuştu.

Mavi bir şeyler yapmalıydı... Çünkü o şu an ne yapacağına dair nokta kadar da bir şey bilmiyordu.

"Saçmalama. Ne gitmesi? Nereye gideceksin? Asla izin vermem" diye Jimin de itirazını yapmıştı zaten. 

"Ben bebeğim için buradaydım Jimin. Onu istemiyorsanız neden yük olayım size?"

Taehyung dişlerini sıkıp ağlarken konuşmak istiyor, ancak ağzını açamıyordu. Nefesi yetmiyordu, kuruyan boğazı ve hızlanan kalbi buna engel oluyordu.

"Bak Jungkook, hiçbir yere gitmiyorsun. Adam akıllı konuşacağız. Taehyung söylediklerine pişman. Ciddi değildi. Kim canından bir parçayı istemez ki?"

Jungkook'un yorgun bakışları ağlayan beyaz saçlıyı bulduğunda içi acımıştı. Neye ve kime bilmiyordu. Lakin üçünün de hâli kalbini sızlatıyordu.

"İ-ist-istiyorum"

Taehyung zorlukla fısıldadığında derin nefes vermişti. Bir kelimeyi bile söylemek ölüm gibi gelmişti.

"Bak görüyorsun. İstiyor fakat bunalımda. Söz veriyorum çözeceğiz. Tek yapmamız gerek konuşmak. Hamile hâlinle tek yapamazsın. Karnındaki masum canı düşün lütfen Jungkook"